Reklamlarını televizyonda bolca gördük. Saray’da Şehircilik Şura’sı yapılıyor. İyi de neden reklamı yapılıyor? Bu bir davet mi? Hayır! Halk katılabiliyor mu? Hayır! Bırakın halkı, muhalefet bile katılamıyor! Sivil toplum örgütleri? Onlar da yok... Eee?
İlk defa da yapılmıyor. Bundan 8 yıl önce 2009 yılında yapılan Kentleşme Şurası evrim geçirdi, Şehircilik Şura’sı oldu. Ha, o eski şuradan eser yok şimdi... Alınan kararlar şura gibi hatırlanmıyor bile.
Bu şura işi gerçekten tehlikeli... Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası yaptılar, ekonomi kafayı kaldıramadı. Eğitim Şurası yapıldı, yıllardır sınavlarda kopya çekildiği ortaya çıktı. Turizm Şurası planlandı, ülkede turizmciler battı, iptal edildi.
Buyurun Şehircilik Şurası’na... Şehircilik denince konunun dönüp dolaşıp bağlanacağı il belli; İstanbul...
Nitekim Erdoğan 1994 yılında İstanbul Belediye Başkanı seçilerek bilfiil göreve başladı. Tam 23 yıl önce... İstanbul’un o zamanki nüfusu 6 milyon kişi civarı... Şimdi ne kadar? Bilen yok ... Üçe katladı, 18 milyon oldu diyen de var, 20’yi telaffuz eden de... Suriyelileri, Afrikalıları, kaçakları da sayarsak fazlası var, azı yok ...
Peki, ne dedi açılışı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan?
“Toplumdan uzak tek başına yaşamak insan fıtratına aykırıdır” dedi... Hâlbuki Türkiye’deki şehircilik doğduğu yerde doymayanların dramıydı...
“Ülkemize baktığımızda nüfusumuzun sadece yüzde 25’i şehirlerde yaşarken, bugün yüzde 90’ı aşmıştır” dedi... Tabii ona yaşamak deniliyorsa...
Biraz bu konuya değinmek gerek... 21 doğu ve güneydoğu ilimizde doğan nüfus yaklaşık 20 milyon kişi... Yerinde kalan nüfus 11 milyon kişi... 20 milyon Doğulu nüfusun 9 milyonu, Doğu ve Güneydoğu illerinden, Batı’ya ve Güney’e göçmüş... Şehirden, şehre göç ediyorlar. Bunlardan 3,8 milyonu İstanbul’a gelmiş. İstanbul içinde göç edenlerden oluşan 7 Doğu ili
barındırıyor!
Dönelim Şura’ya ...
“Sadece beton, demir, tuğla yığınlarından oluşan o yapılar yaylalarımızı, kıyılarımızı işgal etmeye başlamıştır” dedi... Başlangıç aşaması buysa, sonu nasıl olacak merak etmiyor değilim...
“İstanbul Boğazı’nın hali ortada... Boğazı felç ettiler” dedi... Kim? Onlar mı? Ne ara? Yok artık!
“O güzelim Boğaz’da 5-6-7 kat binalar... Niye? Kararlı bir duruş sergilenmediği için...” dedi... Hata kimin? Tabii ki benim... Diklenmeyeyim dedim, dik de duramadım! Karalı olamadım.
“Dikey mimariye karşıyım” dedi ... İyimser açıdan bakınca yani kafayı yan yatırınca dik görünmüyorlar ama bir süre sonra insanın boynu ağrıyor.
Benim merakım Cumhurbaşkanı bile dikey mimariye karşıysa gizli gizli 50 katlı kuleleri kim nasıl dikiyor? Yoksa UFO’lar gerçek mi?