Bu hikâyenin tarihi yıllarca önceye dayanır. Kahramanlarının sayısı her geçen gün artarak 900 bin kişiye dayanmıştır. Son zamanlarda, özellikle de 2010 yılından sonra geleneksel olarak “taşeron işçiye müjde” haberleri şenliği kutlanır. Yandaş medya tarafından sayfa sayfa yayımlanır.

* * *

Haberlerde biraz gerçeklik payı olsaydı, bugün yaklaşık 7 milyon kadrolu taşeronumuz vardı. Demek nasip olmadı. Son olarak Cumhurbaşkanı kamuda taşeron olarak çalışan personellerin tamamının hiç bir ayrım gözetmeksizin devlete ait iktisadi teşekküllerde istihdam edileceğine ilişkin açıklama yaptı.

* * *

İçeriği itibarıyla kelime oyunundan daha fazlasını ifade etmeyen seçim yatırımlarından yeni bir tanesiyle daha karşı karşıyayız... İyi tarafı tazminat hakkı olmasın diye yılda iki kez işten çıkarılıp yeniden işe sokulan taşeronlar artık bu dertten uzaklar... Hatta yıllık izinlerini bile kullanacaklar. Hikâyesi bu kadar!

* * *

Şirketler tarafından taşeron olarak devlete kiralanan vatandaşın yeni şirketi devlet oluyor. Yani memur falan olmuyor. Yeni statü verilmiyor. Maaşı artmıyor, aynı kalıyor. Sosyal hak sağlamıyor. Şartlar değişmiyor. Aynı tas aynı hamam devam ediyor.

* * *

Ne derlerse yapacak, gerekirse partinin neferliğine soyunacak. Mitinge git diyecekler gidecek. Bağır diyecekler haykıracak. Meydanları dolduracak. Sonrasında performansına bakılacak. Sözleşmesi ona göre şekil alacak. Ya da yollar ayrılacak.

* * *

Nitekim taşeron olarak işe girebilmek için AKP ilçe başkanlıkları tarafından gönderilen listede adı olmak, tanıdık bulmak, torpil yaptırmak, müdürü, sendikacıyı, belediye başkanını araya sokmak, en önemli dayanak. Hangi kriterlere göre seçim yaptığı belli olmayan özel firmalar tarafından işe başlatılan kişiler şimdi kadroya alınacak.

* * *

İyi, güzel de canım kardeşim bu ülkede insanlar neden yıllardır devlette çalışmak için sınavlara giriyor, mülakatlarda sürünüyor? Neden milyonlar atama bekliyor? Boşuna beklemesin o zaman, taşerona kapağı atan, devlete yanaşan, işi pişirsin. Nitekim öyle olacak.

* * *

Anayasanın eşitlik ilkesine göre kamu kurumuna girmek tüm vatandaşların hakkıdır. Fakat devlet öncelikle “sınav” yapmalıdır. Başarı sağlayanları işe almak zorundadır. Ayrımcılık yapmamalıdır.

* * *

Peki, adalet nasıl yerini bulacak? Tabii ki aradığınız adalete ulaşılamayacak. Ya taşeronların sorunları ne olacak? Böyle mi çözülecek? Size söyleyeyim hiç bir derde derman olmayacak.

Her şeyi allak bullak eden İktidar bir yolla bu işten de sıyrılmaya bakacak. Bakın yazıyorum buraya yine yarım yamalak iş yapacak!