Gecenin körü, arkadaşı aradım. Telefonu Tayyip Erdoğan açtı. Ben nereyi aradım diye aklım çıktı… Ne işi olabilirdi ki orada? Kızmasın diye telefonu bile kapatamadım! Önce sen kapat dedim, kapatmadı. Dinledim hepsini... Kapattı. O kapattı, arkadaşım açtı.
Tekrar çıkar diye gün ağarıncaya kadar buzdolabını bile açamadım! Ya oradan da çıksaydı! Ben ne bileyim, meğer gece yarısı herkesin telefonuna o çıkıyormuş. Belli ki çıtayı feriştaha koymuş...…Aklıma dank etti, sabah bir tur daha aradım... Bulmuşum cumhurun reisini, yapıştırdım soruyu; “Milli gelirimiz hakikaten kişi başı 25 bin dolara çıktı mı?” dedim... Tınmadı... Bir de diktatör falan diyorlar! Diktatör olsa böyle bir soruyu yüzüne karşı sorabilir miydim?

* * *

Şu 25 bin dolarda gelire gelince, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci; “Milli gelirimizi 25 bin doların üzerine çıkarırsak bu ihanetlerin hiçbirini düşünüyor olmayacağız” demiş.
Bunun üzerine sağ olsun bir grup insancık da satın alma paritesine göre IMF’nin 2017 beklentilerini paylaşmış; Kişi başı 25.776 dolar! Yok artık! 25 bin dolar da değildir artık... Öyle olsa yerinde duramazsın, sapıtırsın.
Baktım, gerçekten 25.776 dolar! Yıllık kişi başı 91 bin lira eder. Dört kişilik ailenin 364 bin harcama potansiyeli olur. Günde 1000 lira harcasalar bile sıkıntı olmaz!

* * *

Madem bolluk var, benim payımı kim alıyor?  Yıllardır artarak ilerliyor kişi başına düşen gelir ama ben almıyorum. Yarın şu birikmişi mi istesem devletten?
Tamam ama bu gelir düzeyiyle bile nominal milli gelir açısından aynı IMF’ye göre 67’nci sıradayız. Herkese bol keseden dağıtmış hazret...… Dünyada fakir kalmamış!
Verileri detaylı inceledim. Ohoo, Ekvator Gine’sinden Barbuda’ya, Kazakistan’dan Letonya’ya hepsi bizimle aynı kulvarda, aynı gelirde…

* * *

İşin doğrusu IMF’nin raporu bizim gibi ülkeler için züğürt tesellisi... Fakirleri aslında zengin olduklarına ikna etmek gibi bir şey... Ülkelerin aynı sepetteki mal ve hizmetlerin satın almaları karşılaştırtıldığı için açıklanan rakamın fazla bir geçerliliği yok! Bizim milli gelir yaklaşık 6 yıldır yerinde sayıp hatta düşünce biz de bu hesaplama yöntemini kullanmaya karar verdik.
Telefonu tekrar Erdoğan açarsa, Türkiye ekonomisi dünya ekonomisinin yüzde 1.2’sini oluştururken bu oranın neden 0.9’a düştüğünü soracağım. Yıllar geçerken Türkiye’nin payı bariz yüzde 25 düşmüş. Bence uygulama kalıcı hale getirilmeli. Arıyorsun, Erdoğan açıyor. Bir de soruları cevaplasa...… Ala!