PLANLAMA VE MÜHENDiSLiK HARiKASI
Angkor Wat, düzgün şehircilik planlarıyla geniş bir su dağıtım şebekesi kuran Khmer halkının zirveye ulaşmış yontma taş işçiliği ve yapı sanatının izlerini de taşıyor. Sanatsal ve kültürel açıdan oldukça değerli bu tapınak kemerler, lotus çiçeğini andıran kuleler, geçiş yollarını desteklemek amaçlı yapılmış yarı asma katlar, bağlantılı çıkıntılar, haç şeklinde teraslar ve tapınağın yakınında bulunan ormandan gelebilecek zararlara karşı koruyan derin hendeklerden oluşuyor.
GÖRÜLMEDEN ÖLÜNMEZ
Dört yüzyıl boyunca terk edilmiş durumda kalan ve çevresindeki orman tarafından yutulup sarılıp sarmalanan bu kadim tapınaklar, 1858’de, burası için görülmeden ölünmez diyen Fransız doğa bilimci Henri Mouhot tarafından yeniden keşfedilir. Her ne kadar tapınaklar Khmer yerlileri ve yine zaman zaman bu bölgeye uğrayan Batılılar tarafından bilinse de, tüm dünya Angkor’un varlığından Mouhot’un kitabını yayınlamasıyla haberdar olur.
UNESCO DÜNYA MiRASI
630 yıl hüküm süren Khmer Krallığı döneminde inşa edilen elliden fazla tapınağın içerisinde en çok bilineni Angkor Wat. Çevresindeki ormanla birlikte 400 km² bir alana yayılan Angkor medeniyetinin izlerini taşıyan bu mistik ve esrarengiz tapınaklar, 1992 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınır. Angkor Wat, tasarımındaki uyum ve bütünlükle, antik Yunan ve Roma mimarisi ile kıyaslanırken, mimari ve sanatsal açıdan da piramitler, Machu Picchu ve Tac Mahal’e eşdeğer kabul edilir.
TAPINAK ŞEHiR
Khmer dilinde Angkor şehir, Wat ise tapınak demek. Angkor Wat ismi Şehir Tapınağı anlamına geliyor. Angkor Wat, baştan aşağıya bir tapınak şehir. Tamamen Khmer mimarisinin sanatsal özelliklerini taşıyan Angkor Wat’ın dış cephesinde iki küçük, bir büyük kubbe bulunuyor. Bu kubbeler tanrıların yaşadığı kabul edilen Meru Dağı’nı simgelemek amacıyla yapılmış. Angkor Wat, devrinin kültürel, dini ve sembolik değerlerini en iyi biçimde örneklendiren, aynı zamanda yüksek mimari, arkeolojik
ve sanatsal öneme sahip eşsiz bir yapı.
HiNDUiZM’DEN BUDiZM’E
On ikinci yüzyılda ihtişamlı bir zenginliğe hükmeden Khmer krallarından Suryavarman II (1113-1150) tarafından, Hindu tanrısı Vishnu (Vişnu) adına Angkor Wat inşa edilir. On üçüncü yüzyılda komşu ülke Tayland’dan gelen baskı ve saldırılar artınca, buna karşı daha fazla dayanamayan krallık, on dördüncü yüzyılda başkenti Angkor’dan şimdi de başkent olan Phnom Penh’e taşır. Daha sonra da Budist tapınağı olarak kullanılır.