Türkiye’nin her şeyinde izi olan Atatürk, Sümerler’in ve ardından gelen diğer Anadolu ve Mezopotamya halklarının araştırılması konusunda da öncüydü. Bundan yaklaşık 5500 yıl kadar önce Mezopotamya’ya gelip yerleşerek, zamanının en büyük medeniyetini kuran bu halka büyük ilgi duymuş ve Orta Asya’dan göç eden Türk kavimlerle bağlantılarının araştırılmasını öngören, bunun için dil, tarih ve coğrafya kurumlarını kurdurmuştur.

Türkiye’nin Sümerler’i tanımasında en büyük emeği olanların başında gelen, müthiş Atatürkçü, Son Sümer Kraliçesi lakaplı, değerli Muazzez İlmiye Çığ’la... Türkiye’nin Sümerler’i tanımasında en büyük emeği olanların başında gelen, müthiş Atatürkçü, Son Sümer Kraliçesi lakaplı, değerli Muazzez İlmiye Çığ’la...

Yazının icadı


Sümerler’in uygarlığa yaptığı en önemli katkı, MÖ 3000’lerde, kil tabletler üzerine kamıştan bir kalemle yazılan çivi yazısını icat etmeleri ve geliştirmeleriydi. Bu gelişimin sonucu olarak tarihteki ilk okulları da kurdular. Bu okullar başlangıçta tapınak ve sarayın ekonomik ve yönetsel gereksinimlerini karşılayacak yazıcılar yetiştirmek için kurulmuştu. Ancak üçüncü bin yılın ortalarından itibaren bütün Sümer’de yazı yazmanın öğretildiği okullar vardı. Eğitimin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte okullar kültür ve bilim merkezleri haline geldi. Bu okullarda zamanının teoloji, tarım, hayvancılık, madencilik, coğrafya, matematik, dil bilgisi gibi dersler okutuluyordu.

2

Yazılı tarihin ilk meclisi


Demokrasinin temel kurumu siyasal meclisin ilk örneği de, genel olarak zannedilenin aksine, Yunan kültüründen 2 bin-2 bin 500 yıl önce yaşamış Sümerler’den gelir. Bu meclis, bugünün modern meclisleri gibi iki evden oluşuyordu. Biri senato ya da ihtiyarlar meclisi, diğeri de devletin eli silah tutan yurttaşlarından oluşan alt ev ya da savaş meclisiydi. Bu ilk meclisler, kralların gücünün sınırlandığı ve siyasal meclisin haklarının tanındığı demokratik yönetim anlayışına doğru ilk adımlardı da aynı zamanda.

1

Sümerler’in bilime katkıları


Sümerler’in bilim alanındaki en önemli atılımları matematik ve geometride olmuş. Matematikte hâlâ kullandığımız onlu ve altılı sistemleri kurmuşlar. Çarpım tablosu, kesirli sayılar, hatta Pythagoras’ın adıyla bilinen üçgenli teorem bile Sümerler’in kil tabletlerinde çizilmiştir. Matematiğe dayalı astronominin temelini de atmışlar. Göğü, güneşi, ayı ve yıldızları incelemişler ve ayın ve güneşin hareketlerine göre bir takvim oluşturmuşlar. Ayı 30 gün, yılı 360 gün olarak hesaplamışlar. Ayları 4 haftaya, günü ve geceyi 12’şer saate ayırmışlar, burçları da tespit etmişler. Bugün kullandığımız pek çok şeyin ilk hallerini üretip kullanmışlar ve sayısız keşif ve icat yapmışlar.

4