Mert İnan’ın Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü ile yaptığı ve “Sultan II. Abdülhamit’in yabancı bankalarda çok yüklü parası vardı” dediği söyleşiyi okudum.
Aklıma şeytan girdi.
Şeytan 2 soruyla girdi.
Tayyip Erdoğan’ın 3.5 milyar dolar serveti  gerçekten olabilir mi?
Tayyip Erdoğan Katar’a uçağıyla sık sık gidip dönerken dolar götürüp getiriyor olabilir mi?
Ben şüpheci bir yazarım.
Kendimden de şüphelenirim.
Şeytan ise şeytan!
Şüpheci akıl arar.
Tutamazsın girer.
Tayyip Erdoğan’ın 3.5 milyar dolar serveti olduğunu uyduran, iddia eden, toplumda dillendiren ben değilim. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel “3.5 milyar dolar serveti  var” diye bir rakam ortaya attı, Tayyip Erdoğan da “bunu ispatlamazsanız, şerefsiz, haysiyetsizsiniz” diye karşılık verdi.
İddia orada kaldı.
İkinci soruya gelince; şu sırada Devlet Bahçeli’ye rakip oldukları için MHP’den ihraç edilmiş ve yeni bir parti arayışında olan 4 liderden biri Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Katar- Türkiye ilişkisi yok. Erdoğan- Katar ilişkisi var. Bu ilişkinin çerçevesini Erdoğan’ın kişisel ilişkileri ve menfaatleri belirlemektedir” dedi. Bu iddia da gazetelerde yayınlandı.
O da ortada kaldı.

* * *

Benim şüpheci aklıma şeytanın girmesini tahrik  eden Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü’nün  “Sultan II. Abdülhamit’in  yabancı bankalara yatırdığı paralar” söyleşisinde şu bilgiler yer aldı:
“Yeni belgeler buldum.
Bu belgelere göre II. Abdülhamit’in Almanların German Bank İstanbul Şubesi, Deutsche Bank of Berlin, The Reichs Banks; İngilizlerin The Bank of England, Amerikalıların New York Bank ile Fransa’da ismi henüz bilinmeyen bir bankada 250 milyon dolara yakın parası  bulunuyordu. II. Abdülhamit’in varisleri bu bankalardaki paranın akıbetini araştırıp bir sonuç alabilir. Yabancı bankalardaki hesapların bir şekilde korunması veya teminat altına alınması gerekir. II. Abdülhamit’in mal varlığıyla ilgili arşiv belgelerini isterlerse varisleriyle paylaşırım.”

* * *

Prof. Hülagü devam ediyor:
“II. Abdülhamit gençliğinden itibaren ticaret, tarım ve borsayla ilgileniyor. İstanbul Borsası’nda Ermeni danışmanları aracılığıyla para kazanıyor. 1903’de dünyanın en zengin 3’üncü kişisi. Ciddi kişisel serveti var. Yıldız Sarayı bahçesinden çalınan altın ve paralar söz konusu. Alman Kayzeri 2. Wilheim aracılığıyla paralarının büyük kısmını Alman bankalarına  yatırıyor. II. Abdülhamit’in Anadolu’da 2 bin 300 taşınmaz
kaydı mevcut. Balkanlar’da ise  4 bin 280 taşınmaz kaydı var. Suriye’de 390, Lübnan’da 333, Filistin’de 223, Irak’ta 83, Arabistan’da 60, İsrail’de 10, Libya’da 8 olmak üzere toplam 1107 kayıt mevcut. Bugünkü Kadıköy rıhtımı aslında II. Abdülhamit’in kişisel malı. Alemdağ  Ormanları, Hekimbaşı, Beykoz, Kurbağalı Dere’de çiftlikler ile Beşiktaş ve Tophane’de dükkânları var...”

* * *

Arşivdeki belgelerle II. Abdülhamit’in mal varlığının dökümü böyle uzayıp gidiyor.
Allah daha çok versin.
Benim aklıma ise şeytan girdi.
2 soru şüpheci aklımı oyuyor.
Toplum 2 soruyu tartışmalı.
Gazeteler iddiaları, iddia edenlerin yaklaşımlarını, “yalan ve iftira” diyenlerin de samimiyetini sergilemeli. Bu AKP’ye yeniden Genel Başkan seçilen Tayyip Erdoğan için de faydalı olur. Çünkü benim şüpheci aklıma “şu yaşadığımız III. Abdülhamit dönemi olabilir mi?”  diye şüpheler düşüyor.