Koca İstanbul. 145 ülkeden daha fazla nüfusu var. 13 yılda İstanbul’a belediye başkanı seçmek için 3 seçim oldu. Büyük oy alarak seçildi.
Adı: Kadir.
Allah’ın sıfatlarından.
Her şeye yeter.
Kudret sahibi.
Kadir: Değer, itibar demek.  İstifa etti. Bir muhtar istifa etseydi daha çok ses getirirdi.
Kudreti yokmuş.
Değeri şişirmeymiş.
İtibarı kağıt kartonmuş.
Onu “Kadir Abi” diye koltuklayıp belediye başkanı olmaya razı eden genel başkanının gözünde,  AKP’li 46 İstanbul milletvekilinin gözünde, 25 partili  ilçe belediye başkanının gözünde, İstanbul Belediye Meclisi’nde AKP’li 187 üyenin  gözünde,  belediyeden büyük ihaleler kapmış, umreye beraber gitmek için fırsat yaratmış partili işadamlarının gözünde ve nihayet partinin İstanbul il yönetiminin önünde  kıymeti sıfırmış.
Tek üzülen görülmedi.
Hiç hayıflanan olmadı.
Bir bağıran çıkmadı.
Bir tek kişi bile “ne yapıyoruz biz, biz nasıl bir partiyiz, Kadir Topbaş’a son yerel seçimlerde 9 milyon İstanbul seçmeninden yaklaşık 4 milyonu oy verip, destekledi, biz halkın bu kadar oy desteği sunduğu birini nasıl bir kalemde harcayıp, cami avlusuna terk edilmiş babasız çocuk gibi ortada bırakıyoruz” demedi, diyemedi.

* * *

Kadir Abi...
Kadir Abi...
Kadir Abi...
Etrafında pervaneydiler.
İş takip ederken.
İhale kovalarken.
Belediyeye mal satarken.
Belediye’ye adam sokarken.
İmar ruhsatı isterken.
Allah’ın bize lütfu!
Kadir Abi diyorlardı.
Gidiyorum dedi.
Boş gözlerle baktılar.
Kadir Topbaş’ı  tam 50 yıl öncesinden (1967’de) “Milli Türk Talebe Birliği’nin İslamcı-Fetullahcı kadrolaşması döneminden” tanıyan Meclis Başkanı AKP İstanbul Milletvekili İsmail Kahraman, 7 bin davetlinin doluştuğu İstanbul Lütfi Kırdar Salonu’nda  nikahını kıydığı şimdiki Enerji Bakanı İstanbul Milletvekili Berat Albayrak; “insan her şeyi affeder ama asla adam yerine koyulmamış olmayı affetmez” diyerek ve “ben partiden ayrılmadım...” çırpınışlarıyla istifa eden Kadir Başkan’ı duymazdan, görmezden, bilmezden geldiler. Şurada yeni belediye seçimine 1.5 yıl kaldı. Nedir ki, zaman! Akar geçer. 1.5 yıl belediye başkanı kalsın, yeni seçimde adaylığını koymasın, şanla, şerefle, törenle, izzetüikballe gönderelim bile demediler.

* * *

Diyemediler.
Diyemezlerdi.
Böyle olacaktı.
Böyle oldu.
Partisi, Kadir Abi’yi sildi.
Binali Abi’yi yazdı.
Kadir Abi, kendi etti, kendi buldu. Yüreği yok. İstifasının nedenini kendine oy vermiş 4 milyon İstanbulluya açıklayamadan gitti. 13 yıl önce ilk Belediye Başkanı seçildiğinde; cesur bir adım atmış, İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi (IPM) kurmuştu. Başına da Prof. Dr. Hüseyin Kaptan getirilmişti. IPM, büyük imar planı yapacak, İstanbul’un rant doğuran kentleşmesine Ankara el uzatamayacaktı. Dünyanın en az sorunu olan en pırlanta kenti İstanbul olacaktı. IPM, şehir planı yaptı ancak raflarda kaldı. Ankara’daki parti başkanı, elini, etkisini, eteğini, raconunu İstanbul’dan çekmedi. Plan raflarda durdu, Tek Adam’ın dediği oldu. İstanbul’un  büyük-küçük-kamu-özel bütün projelerinde Belediye Başkanı Kadir Topbaş, sadece törenlerde klip figüranı olarak kullanıldı. O da “Kadir Abi” desinler diye buna itiraz etmedi, başkaldırmadı, diklenmedi. 13 yıl içinde İstanbul’da 500 milyar dolarlık şehir imar rantı doğuran ruhsatların altında imzası olan koyun bürokrat  haline geldi.
Sanki seçilmiş değil.
Sanki atanmış oldu.
İstifadan sonra Kadir Abilerinin koltuğuna, seçime kadar,  AK PARTİ  Genel Başkanı’nın (Tayyip Erdoğan) kayınbiraderi Hasan Gülbaran’ın damadı Göksel Gümüşdağ’ın oturtulacağı medyaya sızdırma haber oldu.

* * *

Fatih uyandı.
Üsküdar uyandı.
Eyüp uyandı.
İstanbul sen de uyan.