Alman Başbakan’ı Ankara’ya “devletten devlete ilişkileri” konuşmaya geldi. Hemen elinden tuttular,  Büyük Millet Meclisi’ne götürdüler.
Başladılar gezdirmeye!
Bir yandan da anlatmaya: O gece uçaklar havalandı. Bomba yüklüydüler. Meclis’in üstüne geldiler. Bombaları bıraktılar.
Bak...
Bak...
Bak...
Sayın Merkel iyice bak!
Şu yıkıntıya bak!
O kanlı 15 Temmuz gecesi; kapısında “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diye yazdığımız yani Alman halkı ile “demokratik anlayışımızda ortak değeri ifade eden binamız” bakın bu hale geldi,  beton-cam-pervaz yıkıntısına döndü.
Merkel ne desin?
Oturup ağlasın.
Bizim Meclis binasını o gece Alman pilotlar bombalamıştı, Almanya’dan Hitler dönemi pilotları gibi havalanmış, Ankara’ya gelip Meclis binasına bombaları bırakıp geri dönmüşlerdi fakat Alman Başbakan’ı Merkel’in bundan haberi olmamıştı gibi anlatıyorlar.

*  *  *

Meclis’i 6.5 ay önce o gece Türk F-16 savaş uçakları ile Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı Türk pilot subaylar bombaladı. Bunlar, söylendiğine göre Fetullah’a uymuş “Tayyip Erdoğan’ı devirmek için darbeciliğe soyunmuş” subaylardı. Alman, Fransız, İngiliz, Amerikalı, Suriyeli, Rus, Arap değillerdi. Gözü dönmüş, hain, alçak, namussuz ne derseniz deyin ama Türk oğlu Türk subaylardı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni o gece halkın parasıyla alınmış uçaklarla ve yüklü silahlarla bu Türk subaylar bombaladı.
Merkel’i ilgilendiren ne?
Türk subayı!
Savaş uçağına bindi.
Kendi meclisini bombaladı.
Bu aşağılık bombalama Türkiye’nin iç işi... Merkel ise Alman Başbakanı! Alman Başbakanı’nı Türkiye’nin iç işine sokuyorlar. Yeri geldiğinde; Türkiye bağımsız bir ülkedir, iç işlerine hiçbir yabancı devleti karıştırmaz diyerek; “Ey Merkel sen kendi işine bak...”  yüksek sesle nutuk atıyorlar fakat Meclis’in bombalanması olayına Alman Başbakanı’nın taraf olmasını istiyorlar.
Bu iki yüzlülük.

*  *  *

Merkel’e deseler ki:
Darbeye kalkıştılar.
Meclis’i bombaladılar.
Bizi devirmek istediler.
İnanmayacak diye düşünüyor olmalılar ki, Meclis binası yıkıntısını gezdirmeye götürüyorlar. İtibar o kadar azalmış ki, Merkel’e yıkıntı Meclis binası gezdirerek inandırıcı olmaya çalışıyorlar.
Merkel heyecanlasın.
Başına, başına vursun!
Dövünüp ağlasın!
“Alçaklar... Hainler... Paraleller... Nankörler... Darbeciler... “ diye aynı ağız ile bağırsın.
İktidar Beyleri!
15 Temmuz’dan bu yana; Ağustos- Eylül-Ekim-Kasım-Aralık-Ocak... 6.5 ay geçti. Neredeyse 200 gün ve gece eder. Darbeye kalkışan ana çekirdek kadro kim, kaç kişiler, isimleri nedir hâlâ ortaya çıkmadı. Niye bu kadar uzuyor, sürekli yeni isimler çıkarılıyor, bu kadar uzaması “yoksa bu darbe uydurma mıydı?” sorusunu akla getiriyor.
Merkel’i çağırıyorlar.
Bak...
Bak...
Bak...
Yıkıntı Meclis’e bak!
Ankara’da Meclis’i Alman pilotlar mı bombaladı?

Niçin dolarlı ihale?


Top oynayan Türk takımları, izleyen futbol seyircisi yüzde 99 Türk, TV’de yayın Türkçe yapılıyor, hakemleri, yan hakemleri, top toplayıcılar, TV çekimini yapanlar hepsi Türk. Niçin yayın ihalesi tutarının tamamı (500 milyon) Türk Lirası ile değil de yarısı “Dolar” ile yarısı “TL” ile yapıldı? Tek ihale çift para! Bu ne kafadır? İhalenin çift paralı yapılmasına Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı ile Türk Futbol Federasyonu Başkanı tek başlarına mı karar verdi, yoksa Cumhurbaşkanı ya da Başbakan onlara “ihalenin yarısı dolar yarısı lira olsun, dolar da 3.26 ile dondurulsun” telkini mi yaptı?