“Hayır” diye yazılması gereken kelime “Evet” olmuş. Benim hatam. Bağışlayın. Dünkü yazıda 15 yılda yaratılan “düzen temelden çatıya çürüdü” demiştim. Köhnemiş düzen oldu. Son 15 yılda rüşvet, yolsuzluk, avantacılık, adam kayırma, partili gözetme, eşi-dostu akrabayı devlete sızdırma, Hazine’nin, belediyenin hakkını yandaş işadamına yedirip “dindar görünümlü umreci zengin yaratma” zirve yaptı.
Devletin bankası var.
Başbakan istemiş.
Genel Müdür atanmış.
Başbakan istediği için devlet bankasının genel müdürü olmuş kişinin evindeki ayakkabı kutusundan dolar çıktı. Sayın banka müdürü! Senin bankan var, bu dolarları niçin evinde, ayakkabı kutusunda tutuyorsun diye sorulduğunda; “Paralel… Paralel…” diye bağırmaya başladılar. Ben sana “Paralel…” sormuyorum, niçin dolarlar senin evinde diye soruyorum.
Cevap verilmedi.
Çocuk, işsiz, güçsüz.
Ama bakanın oğlu.
Evinde kasalar bulundu.
Para sayma makineleri.
Kasalarda kirli dolarlar.
“Sıfırla oğlum…” diyen ses kayıtları en sağır kulaklara bile ulaştı. Kara para aklamaktan ve rüşvet vermekten yargılanan İran kökenli bir işadamının, bakan, başbakan oğulları ile eşlerinin vakıflarına “milyon dolarlık” hibeler, yardımlar yaptığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan konuşmaların kayıtları içine girdi.
“Paralel…” diye bağırdılar.
Kirli dolarları!
Bağırtıyla örttüler.

*  *  *

Düzen böyle çürüdü.
Köhnemiş düzen oldu.
Bugün Türkiye yıkıcı, kavurucu, yoksullaştırıcı ekonomik kriz altında inliyor. Bugünkü ekonomik kriz işte bu köhnemiş düzenin meyvesi oldu.
Zehirli meyve büyüdü.
Yiyen çıldırıyor.
Tayyip Erdoğan ile Binali Yıldırım, kendi iktidarlarını destekleyecek yeni işadamı sınıfı yaratmak için “dış borca ve Katar-Kuveyt-Bahreyn’den gelen kirli-kayıt dışı dolara bağımlı” bir ekonomik yapı kurdular. Katar’dan gelen dolarlar kimin? Bakan Mehmet Şimşek, yıllarca Londra’da “dünyadaki sıcak parayı toplayıp dağıtan sistemin” en baba finans kurumunda çok başarılı müdürü idi, sonra “ben ülkemi İngiliz’in verdiği yüksek maaştan daha çok seviyorum” dedi, geldi Türkiye’de bakan oldu. Bugün Katar’dan Türkiye’ye sızan kayıt dışı kaçak dolarların kimin dolarları olduğunu ve niçin geldiğini bilmesi gereken en bilgili iktidar üyesi Mehmet Şimşek’dir.
Susuyor.
Niçin susuyor?
Susmak zorunda.
Çünkü düzen çürüdü.
Köhnemiş, hukuksuz düzen!
Şimşek’i bile korkutuyor.

*  *  *

16 Nisan’da sandığa gideceğiz; bu “Halk Oylamasında” vatandaşların, şu partili, bu partili, şu görüşten, bu görüşten ayrımı yapmadan oylarını yumruk yapıp bu “Köhnemiş kötü düzenin” çürümüş kof gövdesine indirmesi beklenir.
“Hayır” oyu yumruk olur.
Kibre batmışları uyarır.
Tayyip Erdoğan’ı sallar.
Binali Yıldırım’ı silkeler.
Katar’dan kirli dolar geliyor.
Halkın da temiz tokadı geliyor.

HAYIR demek için 60 neden (4)


Profesör Batum’u da…! 

Bu anayasa telifi, bu topluma ne iyilikler, ne güzellikler, ne mutluluklar katacak? Bunu en iyi bilecek uzmanlar; anayasa profesörleri... Bütüne bakıyorlar. İnce ayrıntıları görüyorlar. Tarihi bütünlük içinde analiz ediyorlar. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Ankara Üniversitesi’nde Anayasa Hukuku dersleri veren bir profesördü, “Bu anayasa bizi ileri, saygın, demokrat, huzurlu bir ülke ve toplum yapmaz, geriye götürür” dedi. Nedenlerini anlattı. Onu üniversiteden attılar. Prof. Dr. Süheyl Batum da Anayasa Hukuku dersleri veren profesördü, “Bu anayasa teklifi Türkiye’yi 150 yıl geriye götürür, tek adamlık, diktatörlük yaratır” dedi. Gerekçelerini anlattı. Onu da üniversitedeki görevinden uzaklaştırdılar.