Önemli olan gösteriş dolu, süslü püslü, şaşırtmacalı yürümek değil nereye yürüdüğünü bilmektir. Avrupa’nın bir bildiği olmalı. Yeni bir yürüyüş başlatıyor. Adına kısaca PESCO demişler. Türkçe açılımı; “Kalıcı Yapılandırılmış Savunma Anlaşması” demekmiş. İlk aşamada; 28 üye ülkeli Avrupa Birliği’nin 23 üyesi, “Avrupa Birliği Ordusu” kurma adımını attılar.
Şu öngörüden yürüyorlar:
21. Yüzyıl!
Bela yüzyılı diyorlar.
Rusya Baltık’ı yutabilir.
Ortadoğu paylaşılabilir.
Güçlü ordu kuruyorlar.
AB, kesenin ağzını açtı.
İlk bütçe 5 milyar Euro.
NATO’nun patronu ABD, zaten uzun zamandır Avrupa’ya; “sizin savunma yükünüzü ben 60-65 yıldır taşıdım, artık yeter...” diye sızlanma yüklü uyarılar gönderiyordu.
NATO’dan ayrı PESCO.
Büyük harcamalar.
Yeni süper silahlar.
Tehdit, korkutma, işgal.
Petrol, doğalgaz, su.
Yer altı, yer üstü, uzay.
Yıkma, yağma, para.
Dünyayı soyma.
PESCO, NATO’dan ayrı ama NATO’ya namlu göstermiyor. NATO’nun Avrupa ayağı oluyor. Anlaşılan bir ve beraber oluyorlar.

* * *

NATO ile PESCO!
Bize kaldı FİYASKO!
Şunun için FİYASKO: Türkiye NATO’nun ilk kurulduğu günden beri üyesi ama “son SOÇİ buluşması manzarasına” bakarsan Türkiye, Rusya’nın ittirmesiyle dün “Zalim ve Katil Esed” dediğine bugün “Adil ve Asil Esad” deme kıvamına getirildi. Rusya’nın sahil kenti SOÇİ’ de Türk Cumhurbaşkanı ile Rusya Başkanı bir araya geldiler ve Türk Cumhurbaşkanı “Suriye’de siyasi çözümde mutabıkız” açıklamasını yaptı.
ABD Esad’ın yanında.
Rusya Esad’ın yanında.
AB Esad’ın yanında.
NATO Esad’ın yanında.
PESCO Esad’ın yanında.
Bizi yönetenler ne diyordu!
Neye razı oldular!
İçeride “Türkiye’nin Bekası” propagandası adı altında sürdürülen süreç, Türkiye’yi NATO ile PESCO dışında ve Rusya’dan daha çok petrol, doğalgaz, nükleer santral, S-400 füzesi alıp, domates ile Antalya’da çok ucuza turistik otel yatağı satma ipliğiyle bağlı ülke haline getirdi.
ABD’den sinirlenen.
AB’den sinirlenen
NATO’dan sinirlenen.
Muhtemeldir!
PESCO’ya da sinirlenen.
Rusya’ya hem yanaşıp hem Rusya’dan nem kapan ve çevresi ateş, coğrafyası düşmanla dolu ülke olduk. Sonunda kala kala Şam’ı ele geçirip camisinde namaz kılacağımız ham hayali de unutup Esad’lı çözüme el kaldırdık.
FİYASKO!

* * *

Ve yeniden Misakı Milli!
Misakı Milli ne demek? “Milli Yemin” demek. Duru, temiz Türkçe ile söylersek; “Ulusal Ant” demek. Ulusun, “vatanımın toprağı şuradan başlar, şuraya kadar uzanır. Benim kimsenin toprağında gözüm yok, benim toprağıma göz dikenlerle savaşırım” diye yemin edip ant içmesi demek. Ulusal Kurtuluş Savaşı bu yemini kendine bayrak (manifesto) yaptı. Musul, Kerkük, sınırların dışında kaldı ama Kurtuluş Savaşı sonunda Padişah’ın imzaladığı Sevr Antlaşması yırtıldı. Böylece Irak’da ve Suriye’de yani sınırımızın güneyinde Türkiye’ye dost insanların yaşayacağı bir “mavi kuşak” kurmak ve devam ettirmek zorundaydık. Cumhuriyet, kurulduğundan beri bu hedefi güney sınırında dost kuşağı gözetmekti.
Şimdi ne oldu?
NATO’nun patronu ABD, güney sınırımızda yeni harita yapıyor. Avrasya Ekonomik Birliği’nin patronu Rusya güney sınırımızda yeni harita yapıyor. PESCO’nun patronu AB, güney sınırımızda harita yapıyor.
Biz ne yapıyoruz?
Fiyasko!
Önemli olan!
Nereye yürüdüğünü bilmek.