Meclis’in önüne gelip “böyle bir Anayasa istemiyoruz” diyen bir avuç sivil vatandaşı başarıyla püskürttüler. Biber gazı. Cop. Yumruk. Sille. TOMA. Polis köpekleri. Teröre, şiddete başvurmadan kendini ifade eden bir sivili kovalamak için 3 polis yığılmıştı. Böylece yüksek ve ileri demokrasinin şahlandığı(!) günlere geldik. Bu yüzden ismini yazamayacağım okurum beni aracı yaptı. Meclis’te yeni anayasa maddelerini oylayan milletvekillerine sormam için 4 soru gönderdi:
Soru 1:
Yeni Anayasa ile başkanlık makamına gelecek kişi; kendisi için yapılmış Anayasa’yı da dar bulur, bir maddesini değiştirerek “seçimleri kaldırır ve kendini ömür boyu başkan” ilan ederse bu adımı durdurup, denetleyecek bir engel var mı?
Soru 2:
Yeni Anayasa ile başkanlık makamına gelecek kişi; Türkiye’nin ismi ve yönetim biçimi dahil demokratik laik cumhuriyet birikimini adım adım değiştirme yönünde adımlar atar ve her adımda yetkilerini daha da artırırsa; bu cinneti denetleyecek, engelleyecek herhangi bir hukuki kurum ya da mekanizma var mı?
Soru 3:
Yeni Anayasa ile başkanlık makamına gelecek kişi; “Meclisli şeriat düzenine geçiyoruz” derse bunu engelleyecek bir yasal kurum var mı?
Soru 4:
Yeni Anayasa ile başkanlık makamına oturacak kişi; erkeklerin şeriat hukukuna uygun olarak imam nikahıyla 4 kadını eş yapıp, üstüne de 8 cariye kapatabileceği yolunda eskiye dönüş kararını alırsa; “bu ne menemen bir istektir...” diyebilecek bir kurum var mı?

* * *

Görünürde yok.
Bütün gücü topluyor.
Paketliyor.
Tek kişiye veriyor.
Denetimi yok ediyor.
Böyle bir güce ne ihtiyaç vardı? Uşakki Tarikatı lideri Fatih Nurullah Efendi, tarikatın televizyonu Nurani TV’den “bu ihtiyacı” canlı yayında şu cümlelerle açıklamıştı:
“Şu anda görünen zuhuratlar o ki, 1- Türkiye Cumhuriyeti son buldu şu anda. Bunu söyleyen biz değiliz, Avrupa basını. 2- Osmanlı kuruluyor, onun başı da Tayyip Bey birinci padişahımız olarak gözüküyor. Şet kuşatma vazifesi de mutasavvıfların. Bu da görüyor, gösteriyor ki, inşallah böyle bir süreç geçecek, kanaatim yani. Bir kaos ortamı, bir şey ama son sahne iyi bitirilirse, bu iş biter artık. Tekrar 100 senenin nihayetinde Medine-i Münevvere’ de kurulan devletin yeniden ihyasıyla, Asr-ı Saadet’ in kokularının geldiği bir süreci bu ümmet, bu millet başlatsın...” (Bu konuşmanın video yayınını; Şeyh Efendi’nin kendi ağzından canlı canlı internet ortamında her isteyen bulabilir, görebilir, izleyebilir)

* * *

Şeyh Efendi bildi.
Anayasası yazıldı.
İktidar milletvekilleri, göstere göstere Meclis’in içine “hilekarlık soktuklarını” gizli oylama yerine “beyaz oyları zarflara koyduğunu” büyük bir kahramanlık yapmış gibi kabararak, bakan olmuş biri de “ulan açık kullanıyorum...Suç işliyorum sana mı soracağım...” diye küfürler savurarak yeni Anayasa metnini madde madde oyluyorlar.
Şeyh Efendi söylüyor ya...
O hedefe yürüyorlar.

Milletin vekili mi! Tayyip’in vekili mi!


Milletin vekili olun diye seçildiniz. Millet size; iktidarı denetleyin, onu yanlış yapmaktan, ülkeyi felaketlere götürecek adımları atmaktan caydırın görevi verdi. Şimdi iktidar, muhalefetteki MHP’nin milletvekillerini aldı, kendine benzetti. MHP’yi yama yaptı. Açığını kapatacak oyları ona attırıyor. Milletin vekili mi? Tayyip’in vekili mi? Hangisi olacaksınız? CHP ve HDP milletvekilleri altın adam olmayı seçtiler. MHP’den de “hayır” diyecek 27 altın adam çıkarsa iktidar 330’u bulamayacak ve bu “tek kişiye özel anayasa metni” Meclis’ten geçemeyecek. Milletin vekili olun. İktidara yama olmayın. İktidara yama olursanız ilk seçimde millet sizi sandığa gömer. 27 altın adam aranıyor.