Deyimler vardır; 10 sayfalık yazıyı 1 cümlede özetler: Çölde deve saklanmaz. Dağda duman gizlenmez gibi... Olaylar her gün dile gelip; bu türden yüzlerce deyimi hatırlatmayı haykırıyor.
Türkiye iyiye gitmiyor.
Duvara dayandı.
Ekmekten başlayalım.
Fırıncılar, “sac tava geldi, hamur tekendi” diye anlatıyorlar. Ne oldu?  Al 1 lirayı. Ver 1 ekmek. Son 6 yıl içinde “kalp 1 lira” hücumu altında kalmışlar.  Fırıncı kasaları, sahte 1 liralarla doldu. Fırıncıların sözcüsü Ekmek Üreticileri Federasyonu Başkanı, “Merkez Bankası ile polis fırına baskın verip, sahte 1 lirayı yakalarsa; “kalpazan fırıncı” diye soruşturma başlatıyor, fırıncının adı lekeleniyor” diye uyarı vermekte...  Fırıncılar, metal liraları sayan ve sahtelerini bulan dedektif makinaları satın alarak bu beladan sıyrılabilmeye çalışıyor.
Dedektif makine ithal.
Fiyatı 4 bin dolar.
Ülkenin haline bakın: Sahte 1 lira sürmekte çok başarılı fakat kalp lirayı tanıyacak dedektif makine yapmakta çok aciz.
Fırıncı, kıvranıyor.

*  *  *

Fırıncılar kıvranadursun.
Şoförler ile yolcu arasında “indi-bindi isyanı” patlak verdi. Taksici, taksimetresinde  indi-bindiye ayarlanmış bir düğmeye basıyor. 8 lira 75 kuruş. Ne bu? İndi-bindi ücreti. Yolcu isyan etmekte, taksi şoförü de “takside adam soyan soyguncu” durumuna düşürüldüğü için gönlü kırgın. Taksimetre ayarı için taksiciden 200 TL alan belediye olaya seyirci kalırken; bu belediye sınırlarından sadece yarım saatlik mesafede dünyanın en güzel doğa parçası İzmit Körfezi Dil İskelesi denizinde “yeşil başlı ördekler-kara bataklar ve binlerce deniz canlısının can çekişerek ölmekte olduğunu” izliyoruz. Temiz yürekli çevreci insanlar kara petrole batmış canlıları kurtarmak için çırpınıyorlar. Bir şirket, Dil İskelesi’nde denizi doldurdu, özel liman yaptı. Limana tanklar koydu, para kazanıyor. Fakat işini beceremedi, petrol sızdı denizi ve içindeki canlıları öldürüyor. Şehircilik ve Çevre Bakanlığı, bu şirkete 2 milyon TL ceza kestiğini açıklıyor fakat firmanın isminden ve sahiplerinden hiç söz etmiyor. Neden acaba? ODATV muhabiri Yusuf Yavuz’un belgelere dayanarak yazdığı habere göre AKP’li eski Bakan Güldal Akşit, bu çevre katliamına sebep olan şirketin hissedarlarından biri...

*  *  *

Yazıya başlarken söyledim.
Dumanı gizliyorlar.
Gizlerken yakalanıyorlar.
Deveyi saklıyorlar.
Hörgüç kılıfa sığmıyor.
Özel sektörün kamuya olan borcunda dolar kurunu 3.53 ile dondurdular. Dolar gelip 4 TL’ye dayandı, kuru 3.53 dondurursan bir işadamını kurtarır zararı ise 80 milyon halka köklemiş olursun. Ekonomi büzüldü. Esnafın, toptancının, üreticinin satışları daraldı. 1 milyon tüketicinin kredi kartı borcu ötelendi. Şirket borçları da öteleniyor. Düşen talebe uyum için fabrikalar, işçi çıkarıyor. Bankalar açtıkları kredilerin geri dönmemesinden tedirgin. Şehir rantı zengini iktidar destekli inşaat şirketleri batmasın diye “konutta cayma bedeli” artırıldı. İnşaat şirketine elini kaptıran kolunu kurtaramayacak.  Sistem kilitleniyor. Ülkeyi yönetenler “firavunlaşmaya ve tiran olmaya yol açabilecek tek adama vidalı anayasa” peşine düşmüş; çok başarılıyız, dış güçler bizi kıskanıyor, çıldırıyor diye kendi seçmenini uyutuyorlar.  Ekonomi duvara vurdu, Afrika’da Tanzanya davulu çalıp Türkiye’de kuru donduruyorlar.