Dünür, enişte, kardeş, oğul dışarıya para mı aktardılar, dışarıdan para mı getirdiler? Nereden buldular? Nasıl kazandılar? Neden kirli paraları yıkama devleti Man Adası’nda naylon şirket kurma ihtiyacı duydular? Türkiye dekontları merak ediyor: Giden para, gelen para, bankadan bankaya aktarılan paraların ne olduğunu anlamaya kilitlendi.

Kilide bir diş daha atıldı.

Cumhurbaşkanı, “duyumlar aldım bazı işadamları mal varlıklarını yurtdışına kaçırıyorlar” dedi. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı, meclis başkanı, bakanı, önde gelen bürokratı “duyumlar aldım…” diye konuşmaz.

Bilgi alır.

Rapor alır.

O zaman konuşur.

Rapor almış olmalı.

Götüren götürene.

Kaçan kaçana.

Pislik, çürüme, çamur,  boyu aştı. Rüşvet, hortumlama, aniden zenginleşme, devletten ihale kapma, belediyeden iş alma lağım oluşturdu. Mal varlıklarını, servetlerini, paralarını kaçıranlar yandaş işadamları olmalı.

Neden kaçıyorlar?

Gemi yalpalıyor, dün kendilerini koruyan, kollayan, ihale veren, zenginleştiren kadroların onları koruyamayacağı günlere doğru hızla gidildiğini düşünmüş olmalılar.

* * *

Tek ağız.

Tek imza.

Güdümlü model peydahladı: Kayıran, kollayan, eşit yarışmayı bozan, ihale veren, kredi garanti fonuyla şirket kurtaran, batanı ayakta tutan, yatırımı borçla yapan, borcu da yabancı parayla şişiren, dış ve iç borçlanmaya yüksek faiz aktaran; ve bu yolla fakirden zengine, devletten yandaşa, yurt içinden yurt dışına gelir transfer eden bu model oldu.

Model çöktü.

Temeli sarsılıyor.

Menteşeleri gıcırdıyor.

Ülkemiz, 2001 krizinden daha derin bir bunalıma doğru hızla gitmekte.  Pislik, rüşvet, kayırılanlar, korunanlar, ihale ile zenginleştirilenler, çöküşü gördüler ülkeyi terk ediyorlar.

Çalan çırpan gidiyor.

Yandaşlar kaçıyor.

Türkiye bağırsaklarını temizliyor.

Dün, bakanları, banka genel müdürlerini rüşvete bağlamış Rıza Sarraf, ihracat rekortmeni işadamı sayılıp baş üstünde tutuluyordu. Bugün malını Dubai’ye kaçırmak isteyen casus oldu. Dün “dön gel seni özledik” denilen muhterem hoca efendileri bugün Türkiye’den toplanan himmet paralarını Nil Nehri sefasında yediren CIA kuklası, orduya sızarak darbe örgütleyen alçak vatan hainine dönüştü. Dün banka sahibi, holding sahibi, vakıf sahibi,  marina sahibi, yeni ihalelerde pay sahibi yandaş işadamlarıydılar, bugün paralarını, servetlerini, mal varlıklarını yurt dışına götürmekteler.

* * *

Yandaş yazarlar; mal varlıklarını dışarı kaçıranlar için “alçaklar- vatan hainleri-milli duruşu yitirmişler, geleceklerini Türkiye’nin dışında arayan nankörler” diye kızıp duruyorlar.

Milli duruşunu kaybetmişler.

Yerlilikten kopmuşlar

Diye küfür yazıyorlar.

Niçin kaçıyor yandaşlar?

Neden korktular?

Bu soruları sorup, cevabını aramıyorlar.  Cevabı aransa; “tek imza- tek ağız güdümlü modelinin” ürünü çıkar. Model bu ürünü yarattı: Yandaşlar, korunanlar, rüşvetle iş yapanlar, yeni hortumcular, ihale kapıcılar “güdümlü modelin halk desteğini hızla yitirmekte olduğunu” gördüler, korktular, kaçıyorlar. Eniştenin MAN Adası’nda şirketi var mı, yok mu?  Varsa enişte Man Adası’nı niçin seçti?

Türkiye bağırsaklarını temizliyor.