Ramazan günü oruçlu ağızlarla en büyük yalanlar devletin  iftar sofralarında söyleniyor ve 15 ulusal  kanalda birden canlı yayınlanarak ülkenin üzerine “Büyüme şahlandı.  500 büyük firmamız sınıfı geçti” rüzgarı estiriliyor.
Esen yalan rüzgarı.
Gerçek ise şu:
Düşük teknoloji  payı:
Yüzde 76.7
Orta teknoloji payı:
Yüzde 19.5.
İleri teknoloji payı:
Yüzde 3.7.
Bu tablo Türkiye’nin en büyük 500 sanayi firmasının bir yılda (en son açıklanan 2016 yılı) yarattığı toplam üretim değerinin “düşük teknoloji boyunduruğu altında esir edildiğini” gösteriyor. 500 büyük içinde 341 firma düşük teknolojik malları üretiyor, sadece 12’si ileri teknoloji  üretim yapıyor. 12’nin tamamı, ana ortakları yabancı olan otomotiv şirketleri. Otomotiv sektörü,  ihracatın lideri ancak ithalatın da lideri. Türk işçisini çok ucuza çalıştırarak kârlılıklarını yükseltebildikleri için Türkiye’deler.  Üretiminde ithalat payı en az olan tekstil sektörü ise kan kaybetti, büyüme değil  sürekli küçülüyor.
Bu yapıyla övün.
Bütün zeytin bahçelerini kes.
Üzerine sanayi  kur.
İyice batarsın.

*  *  *

Anadolu Kaplanları diyorduk.
Sayıları artıyordu.
15 yılda ne oldu?
Anadolu kaplanı sadece bir-iki şirket,  500 büyük firmanın içine girecek kadar geliştiler ve onlar da yabancılara satıldılar.  Anadolu kaplanlığı Anadolu çakallığına dönüştü, dönüştürüldü.  Sanayi düşük teknoloji esiri yapılırken tarımda ise ithal tarım ürünlerinde gümrük vergisi yüzde 130’dan yüzde 30’a indirildi yerli tarım ürünleri tarlada çürümeye zorlandı.
Dinle, duayla...
Üfürükle, lafla...
Yalanla, kurnazlıkla...
Dört parmak işareti yaparak, Kuran dilidir diye Arapçayı zorunlu ders haline getirip, biyoloji, fizik, kimya derslerinin sayısını azaltarak,  Taksim’deki kültür merkezini yıkacağım Ankara’daki Külliye’de (halk kızıyor diye Saray diyemiyorlar) yaptığım gibi mükemmelini yapacağım demekle kaplan olunmuyor.
İşte gerçekler ortada:
Kısaca “Ar-Ge” deniliyor.
Araştırma Geliştirme.
2016 yılı 500 büyük sanayi firmasının Ar-Ge harcamaları, bir önceki yıla göre yüzde 16.3 azaldı.
Ar-Ge yapan şirket sayısı düştü.
Ar-Ge bölümleri  kapandı.
Yalan, yasaklar, yolsuzluk: 100
Adalet, hukuk, bilim: 0
Hapishaneler silme dolu.
İşsiz kahveleri silme dolu.

*  *  *

Ülke hızla batışa gidiyor.
Batışı yalanla gizliyorlar.
Türkiye ekonomisi üstün teknoloji üreterek değil başkasının ürettiğini yiye yiye büyüyor, başkasından borçlanarak harcaya harcaya içi kof “orta gelirli” olmayı kabullenmiş  gidiyor.  Saraylar, uçaklar, makam Mercedesleri,  düğüne devlet helikopterleriyle gitme, çift taraflı örtülü ödenekten harcama...
Hukuk güvenliği yok.
Eşit hak güvenliği yok.
Rekabet güvenliği yok.
Yasalara uymama fakat , “fiili durum hukuka uymuyorsa hukuku fiili duruma uyduralım” diyerek “partili cumhurbaşkanlığı  yolu” açma...
Tek başarı var: Harcama.
Dış borç bulup yeme.
Dış borç yiye yiye büyüme!
Her gün yalan.
Her gün gerçeği çarpıtma
Ülke gerçekte batıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’ nun  başlattığı yürüyüş “ülke batıyor, bıçak kemiğe dayandı, uyanın” çığlığıdır.