Bayrama, “Manisa’da tugayda 731 asker yediği yemekten zehirlendi, 3000 askerin de vücudunda zehirlenme belirtileri görüldüğü için hastaneye kaldırıldı” haberleri ile girdik. Arife günü de “Askeri beş kez zehirlemek şartnameye uygun çıktı” haberi ile uyandık.
Bir zehirlenme.
İki zehirlenme.
Üç zehirlenme.
Dört zehirlenme yetmez.
Beşinci zehirlenme olmalı.
Ancak o zaman “acemi er eğitim tugayına hazır yemek satan şirket ile yapılan sözleşme” iptal edilebilirmiş. Erlerin zehirlendiği tugayda görevli bir binbaşının adı ile soyadının ilk harfleri yazıldı. Binbaşı A.A., Emniyet’te alınan ifadesinde; “İlk zehirlenme vakası olduğunda komutanlarıma sözleşmenin feshi ve ceza işlemi için bilgi verdim ve yazı yazdım. Ancak üst rütbeli komutanlar, beş kez zehirlenme vakası olması veya yemeklerin kötü çıkması durumunda sözleşmenin fesih edileceği şeklinde kesin amir hüküm var diye bana söylediler. Ben de bu amir hükmü sözleşme maddeleri arasında okudum. Bu sözleşmeyi yemek hizmeti sunan şirket ile Milli Savunma Bakanlığı yapmıştır” dedi.

*  *  *

Binbaşı, orada durmadı.
Daha net bilgiler de verdi.
“Sözleşme maddelerinde 3000 kişiye yemek çıkartılacağı ve...
Bunun için de 202 personel çalıştırılacağı yazılıdır. Buna rağmen aynı sayıda personelle 7000 kişilik yemek çıkartılıyor. Bu durum personel üzerinde yorgunluk ve işin özen dışı yapılmasına neden olmaktadır.
Binbaşı daha ne desin?
Yemek şirketi korunmuş.
7 yıl önce 100 bin TL sermaye ile kurulmuş, 7 yıl sonra sermayesinin 70 kat artırarak 7 milyon TL’ye işte böyle “askeri 5 kez zehirleme imtiyazı” ile çıkartabilmiş.
Bu imtiyazı kim sağladı?
Bakan’ın payı var mı?
Binbaşı A.A. ifadesinde sözlerine şöyle devam etti:
“Günlük tüketilen mallar içinde farklı firmalardan alınan ürünler var. Bu malların sadece birini analize gönderebiliyoruz. Bir tek ürünün analiz sonucu uygun gelmesi halinde diğer firmalardan gelen mallara da uygun raporu verilmiş sayılıyor. Oysa her farklı firma malı için uygun analiz yapılması gerekir. Bizler sözleşmenin dışına çıkamadığımız için böyle bir durumla (askerin sık sık zehirlenmesi ile) karşı karşıya kalıyorduk...”

*  *  *

Nereden baksan zehir!
Nereden tutsan zemberek!
Bu sözleşmeyi kaç kişi hazırladı? Hangi devlet koltuğunda oturuyorlar? Aylık ne maaş alıyorlar? 7 yıl önceki mal varlıkları neydi, şimdiki mal varlıkları nedir? Böyle bir sözleşeme kimin aklından çıktı? Hangi parti önde geleni ile şirket sahibi ilişkisi böyle bir sözleşme yapmakta etkili oldu? Askere yemek satan şirket (ROTA) 7 yılda 70 kat büyüdü, zenginleşti de bu sözleşmeyi hazırlayan ve altına imza koyan bakanlık önde gelen bürokratları, 7 yılda kaç kat zenginleşti? Bu sözleşme dünya yüzünde askerine hazır yemek alan hangi ordu örnek alınarak yapıldı? Zehirlenen askerlerin anne ve babalarına, tahlil sonuçları niçin verilmedi?
Bu sorulara cevap nerede?
Hiçbir soruya cevap çıkmadı.
Bayrama girdik.
Soruşturma da kaynadı.
Korkarım: Hep olduğu gibi “bir günah keçisi bulunur” bütün suç bir garibana yüklenir “yemek şirketine askeri beş kez zehirleme imtiyazı veren sözleşme” imzalayanlar, bize temizlik-dürüstlük nutukları atmaya devam ederler.