Meclis’te kabul edilen Yeni Torba Yasa’da; “ölçek ekonomilerinden faydalanmak ve işletmelerin büyümelerini, kurumsallaşmalarını teşvik ederek rekabet güçlerini artırmak” amacıyla; üretim sektöründe faaliyette bulunan işletmeler, orta ve yüksek teknolojili ürün üreten veya imalatçı ya da ihracatçı kurumların birleşmeleri halinde 3 yıl süre ile Kurumlar Vergisi oranının yüzde 20 yerine yüzde 5 olarak uygulanması için Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32’inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(5) 19’uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında birleşen sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin, birleşme tarihinde sona eren hesap döneminde münhasıran üretim faaliyetinden elde ettiği kazançları ile bu kapsamda birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere, Kurumlar Vergisi oranını yüzde 75’e kadar indirimli uygulatmaya, bu indirim oranını, sektörler, iş kolları, üretim alanları, bölgeler, hesap dönemleri itibarıyla ya da orta ve yüksek teknolojili ürün üreten veya imalatçı ihracatçı kurumlar için ayrı ayrı veya birlikte farklılaştırmaya Bakanlar Kurulu; bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

ÖLÇEK EKONOMİLERİNDEN FAYDALANMAYAN REKABET EDEMEZ

Türk ekonomisinin en büyük sorunu küçük işletmelerdir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan tablo, Türk ekonomisinin verimsiz olmasının temelinde; küçük işletmelerden oluşan bir ekonomik yapıya sahip olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Şöyle ki; Türkiye işyeri istatistiklerine göre 1 ila 9 işçi çalıştıran işyerleri yüzde 94 oranında, 10 ila 49 işçi çalıştıran işyerleri yüzde 4 oranında ve 50 den fazla işçi çalıştıran işyerleri ise yüzde 2 oranında bir ağırlığa sahiptir.
Yukarıdaki tablo Türkiye’de ölçek ekonomilerinden faydalanılmadığının, ekonominin verimsizliğini ve bu nedenle kayıt dışı ekonominin mevcudiyetini ortaya koymaktadır.
Türkiye, çok yıllar önce kullanması gereken ölçek ekonomilerinden bir türlü faydalanamadığı, işletmeleri büyütemediği için yüzyılı aşan süre faaliyette bulunan Türk işletmesi mevcut olmayıp, dünya çapında da bir marka yaratılamamıştır. İktisat kitaplarında hep şu konu tartışılır: Bir kişiye 10 milyon TL verip iş mi kurduralım? Yoksa 10 kişiye 1’er milyon TL vererek mi, iş kurduralım. Ölçek ekonomisi kavramı; bir kişiye 10 milyon TL vererek iş kurdurmanın daha doğru olduğunu teyit etmektedir.
Firmaların büyümesi durumunda; maliyetlerin düşürülmesi, verimlilik ve üretimin artması ve bunun sağladığı tasarrufların yarattığı olumlu sonuçlara “ölçek ekonomileri” etkileri denmektedir. İş bölümü ve uzmanlaşma, büyüklükten kaynaklanan makine ve donanım bolluğu, elde edilen yeni satış artırma teknikleri ve kazanılan yeni pazarlar ölçek ekonomileri yaratmaktadır.

VATANDAŞ “KENDİ İŞİNİN PATRONU OLMA SEVDASINDAN’’ VAZGEÇMEK ZORUNDA

Ülkemizde zaten kıt olan sermaye, vatandaşlarımızın kendi işinin patronu olma sevdası yüzünden yok olup gitmektedir. Bir sanayi sitesine gittiğinizde, aynı işi yapan 20 tane iş yeri görmekteyiz. Bu iş anlayışı, ülkemizde oldukça fazla sayıda verimsiz, rekabet edemeyen ve güçsüz bir ekonomik yapıyı doğurmaktadır. Türk insanının ortaklığı becerememesi de ayrı bir sosyolojik vakıadır.
Ülkemizin ekonomik anlamda refaha kavuşması ve güçlü bir ekonomiye sahip olabilmesi için milyarlarca TL sermayeli, en az 5.000 işçi çalıştıran, 50.000 adet sanayi işletmesine ihtiyacı vardır. Şu anda ülkemizde, 2.300.000 adet işyeri mevcuttur. Mevcut işyerleri katma değer yaratamamakta, kayıt dışı ekonomi ile ayakta kalmaktadırlar.
Hükümetin, Kurumlar Vergisi indirimi ile birleşmeleri teşvik etmesi doğru bir yaklaşım olmakla birlikte vergi indiriminden önce atılması gereken daha büyük adımlar söz konusu olmalıdır. Birlikte iş yapabilme kültürü ve ölçek ekonomilerinin faydalarının iyice anlatılması konusunda, hükümet yeni iş kuracaklara profesyonel danışmanlık verecek elemanlar istihdam etmelidir. Vatandaşlarımıza, önemli olanın pastayı büyütmek olduğu ve büyük pastadan büyük pay alınacağı gerçeği çok yalın bir şekilde anlatılmalıdır.