Ülkemizde yüz bin civarında meslek mensubu serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir mevcuttur. Son zamanlarda Maliye Bakanlığı’nın getirdiği bazı uygulamalar meslek mensuplarının iş yükünü oldukça fazla artırmakta ve tepkiye neden olmaktadır. Bundan önce iki kez aynı yönde duyuru yapılmış ancak, meslek mensuplarının haklı talepleri dikkate alınarak uygulamaya başlanmamış olan belge sayma görevi tekrar gündemde.…

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın duyurusunda ne var?

Gelir İdaresi Başkanlığı 24/08/2017 tarihinde internet sitesinde aşağıdaki duyuruyu yapmıştır.
“01.10.2017 tarihinde uygulamaya konulacak olan (Eylül 2017 vergilendirme dönemi için) KDV 1 beyannamesi yeni versiyonuna aşağıdaki belge türleri eklenerek, teslim edilen mal ve hizmetler için düzenlenen belge sayıları istenecektir. Mükelleflerimizin hazırlıklarını buna göre yapmaları gerekmektedir.”
- Fatura,
- e- Fatura,
- e -Arşiv Fatura,
- e-Bilet,
- Perakende Satış Fişi,
- Serbest Meslek Makbuzu,
- İrsaliyeli Fatura,
- Özel Fatura,
- Dip Koçanlı Yolcu Taşıma Bileti,
- Kıymetli Maden Satım Belgesi,
- Döviz ve Maden Satım Belgesi,
- Döviz ve Kıymetli Maden Satım Belgesi
- Noter Makbuzu
- Döner Sermaye Alındı Belgesi
- Dip Koçanlı Olmayan Yolcu Taşıma Biletleri
- Tahsilat Alındı Belgesi (Kamu Kurumları/Belediyeler)

Meslek örgütünün konuya hukuki yaklaşımı..

Türkiye’de Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin meslek örgütü olan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yukarıdaki duyurusu üzerine aşağıdaki özet açıklamayı yapmıştır.
-Katma Değer Vergisi Beyannamesi vergi hesaplamak dışında başka bir amaç için verilemez ve istenemez. Ancak, Maliye Bakanlığı son dönemde yaptığı uygulamalarla beyannameyi bir bilgi toplama aracı ya da denetim alt yapısını oluşturma aracı haline getirmiştir. Bu yapılırken de ne yazık ki hukuki bir metin oluşturarak uygulamanın gerekçelerini açıklamak yerine internet vergi dairesinde ‘duyuru’lar yapılıp yeni ‘kulakçık’lar açma yöntemi tercih edilmiştir.
-Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 42. maddesi, beyannamenin şeklini ve içereceği bilgileri düzenleme yetkisini Maliye Bakanlığı’na vermiştir. İdare hukuku kuralları içerisinde bu yetkinin “duyuru” ve yeni “kulakçık” açma şeklinde kullanılması mümkün değildir. Bu yetki, ancak ve ancak genel tebliğ yayımlamak yöntemiyle kullanılabilir. Böylece uygulamanın amacı ve uygulamadan beklenen fayda kamuoyuyla da paylaşılmış olur.
-Kamu otoritesini elinde bulunduran Maliye Bakanlığı, istenen belgelerin sayısını başka yöntemlerle de kolaylıkla tespit edebilir. Ancak, ne yazık ki yine en kolay ve en ucuz yol tercih edilmiş, belge sayıcılığı fonksiyonu da meslek mensuplarına yüklenmiştir.
Büyük bir mesai gerektiren vergi beyannamelerinin ve mali tabloların hazırlanması işlemleri ile denetim faaliyetlerini özveriyle yerine getiren meslek mensupları her geçen gün yoğunlaşan Bakanlık talepleri karşısında ofislerinden çıkamaz hale gelmişlerdir. Unutulmamalıdır ki istenen her yeni bilgi veya belgenin muhatabı “mükellef” olarak ifade edilse bile asıl muhatap her zaman “meslek mensubu” olmaktadır.

Karşı çıkış gerekçeleri…


TÜRMOB, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın duyurusu ile meslek mensuplarına vermeye çalıştığı belge sayıcılığı görevine aşağıdaki gerekçelerle karşı çıkmaktadır.
1. e-fatura, e-arşiv fatura ve e-bilet uygulamaları çerçevesinde ekonomik faaliyetlerin büyük bir oranını kapsayan işletmelerde belge sayısına zaten ulaşılmaktadır.
2. Geçici vergi beyannameleri ekinde son düzenlenen fatura bilgilerinin detayına yer verilmektedir. Bu bilgi sayesinde 3 aylık dönemde düzenlenen fatura sayısına ulaşmak mümkündür.
3. Ba ve Bs formları ile tutarı 5.000 TL’nin üzerindeki alış ve satışlar hem tutar olarak hem de belge adedi olarak izlenebilmektedir.
4. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından müştereken çıkarılmış olan Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’de, belge türünü belirtme zorunluluğu sadece bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için getirilmiş, işletme hesabı esasına göre tutulan defterlerde belge türü belirtme zorunluluğu getirilmemiştir. Bu uygulama, anılan mükellefler için fiilen belge sayımı anlamına gelmektedir.

Konunun uzlaşma yolu ile çözülmesi gerekmektedir

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın, iki kez meslek örgütünün gerekçelerini haklı bularak ertelediği, belge sayma uygulamasını üçüncü kez gündeme getirmesinin mantığını çözmek mümkün değil. Vergilendirme sürecinde vergi daireleri, mükellefler ve meslek mensupları hep işbirliği içinde çalışmak zorundadırlar. Bu işbirliğinden en çok kazanımı da Maliye Bakanlığı elde etmektedir. Oldukça nitelikli bir meslek grubunu angarya olarak görülebilecek uygulamaların içinde sokmak doğru değildir.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın çok iyi kullandığı bilgi işlem teknolojisini daha da ileri götürerek bu sorunu çözmesi mümkündür.
Vergilendirmede bütün maddi olayları kavradık da, bir tek belge sayma işi mi eksik kaldı?