Meclis’te Darbeleri Araştırma Komisyonu’na sadece yazılı yanıt gönderdi.
Suriye’de El Bab operasyonunda şehit sayımız 52 oldu, kendisini pek gören olmadı.
İki askerimizle ilgili korkunç bir görüntü günlerce internette dolaştı, iktidar sadece konuyu değil, tüm sosyal medyayı bir hafta süreyle kapattı, kendisinin sesini bile duymadık.
Genelkurmay Başkanımız Sayın Hulusi Akar nihayet Ege Denizi’nde ortaya çıktı !

*  *  *

Sayın Akar dün sabah gittiği Bodrum’da sürpriz bir programla denize çıkmış, Donanma Komutanlıklarına bağlı gemileri denetlemiş.
Ardından hücumbotlarımız Kardak’a yaklaşınca, olayı görüntüleyen haber ajansı DHA’ya göre büyük gerginlik yaşanmış, TSK’nın açıklamasına göreyse “ülkemizin ve milletimizin hak ve menfaatlerinin karada, denizde ve havada korunması için TSK'nın azim ve kararlılıkla, gayret ve çabalarını artırarak sürdürmekte olduğu” vurgulanmış.

*  *  *

Ajansın geçtiği görüntülerde, Kardak’taki bir Yunan botunun Türk hücum botunun önüne geçerek durdurmaya çalıştığı görülüyor.
Bunca derdimiz varken, bir Kardak krizimiz eksikti.
Neyse ki olay bir krize dönüşmemiş.
Ben tabii, Sayın Genelkurmay Başkanımızın hangi saikle Ege Denizi’ne çıktığını ve rotasını Kardak’a çevirdiğini bilemem.
Fakat insan, hazır Ege’deyken, hücum botlarımız şu Yunanistan’a verdiğimiz 17 adalara da keşke bir uğrasaydı diye düşünüyor.

*  *  *

Zira o mesele bir türlü aydınlanamadı.
Biz, daha doğrusu bu hükümet 17 Adamızı Yunan Hükümetine hangi anlaşmalara istinaden ve ne gerekçeyle verdik… ?
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Kurmay Albay Ümit Yalım, sayısız defalar bu konuyu basının ve kamuoyunun dikkatine getirdiği halde, ortada hala anlamlı bir açıklama yok.
Hatta Ümit Yalım, Başbakan Binali Yıldırım’ın bile Türk bayrağı ile o malum adalara çıkamadığını fotoğraflarla kanıtladı.
O kadar ki, Türk tarafının Yunanistan’a sorgusuz sualsiz armağan ettiği o adalara kaçan darbecileri bile izinsiz arayamadık.
Şimdi benim ricam, Sayın Genelkurmay Başkanımız bir kez daha rotasını Ege Denizi’ne çevirirse, belki “ülkemizin ve milletimizin hak ve menfaatlerinin karada, denizde ve havada korunması” kapsamında bu tuhaf durumu yerinde görmek isteyebilir.
Böylece biz de aydınlanmış oluruz.

İşadamlarına “Evet” videosu pasları gitmiyor mu ?


Gitmez olur mu !
Gidiyormuş. Ama ulaşamıyor, yolda kalıyormuş.
Çünkü “Evetçi” işadamları, video gönderecekleri arkadaşlarını “ben Evet diyorum, peki sen ne diyorsun?” önceden arayıp haber veriyorlarmış.
Peki o zaman ne oluyormuş biliyor musunuz ?
Video gidecek olan kişiler “Aman kardeşim, Allahaşkına ne sen gir ne bizi sok bu cendereye, bana video filan gönderme..” diyormuş !
Ben diyorum ki; acaba bu “video zinciri”, insanları bir kenara not etmek için mi çıkartıldı ?
Kim çekti, kim çekmedi, kim “aman bize video gönderme” dedi… bunların kaydını tutan biri mi var acaba ?
Olur mu olur…

Bak Kızım;


“Acı geçicidir, vazgeçmek ise sonsuza kadar…” Lance Armstrong