Yarın 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü.

Bizde ve dünyada da genelde “indirimli fiyatlara daha çok ayakkabı ve ruj alalım” şeklinde “kutlansa” da, 8 Mart aslında eşit işe eşit ücret ve kadın hakları mücadelesinde hayatını kaybetmiş kadınları anma günü.

Bayram değil yani, alışveriş festivali de değil.

Dünyanın yarısını oluşturan kadınların haklarını elde etme alanında taleplerinin gündeme gelmesi gereken bir gün.

Her yıl Birleşmiş Milletler’in New York’taki merkezinde dünyanın en büyük kadın organizasyonu gerçekleşiyor.

Her 8 Mart haftasında binlerce kadın ve kanaat önderi bu olayı izlemek için salonları ve New York sokaklarını dolduruyor.

Ve her yıl dünyanın her yerinden kadın örgütleri kritik bir konu başlığında haklarını hatırlatıyor, talep ediyor.

Birleşmiş Milletler Kadın Programının bu yılki teması “İş Yaşamında Kadın”.

Hedefi ise dünya genelinde kadın istihdamını 2030 yılında kadar yüzde 50’ye, yani erkeklerle eşit seviyeye çıkartabilmek.

Hiç ama hiç kolay değil.

Şu anda bile dünyada 18 ülkede kadınların çalışabilmesi eşlerinin yasal iznine bağlı !

Oysa artık büyük sermaye de farkında, eğer kadın iş gücünü erkek iş gücüne eşitlemeyi başarırsak küresel kalkınmada büyük sıçrama yaşanacak.

Daha açık yazayım, küresel yıllık üretim yüzde 26 oranında artacak.

Bugün eğer kerli ferli iş adamları kadının güçlendirilmesini destekliyorsa biraz da bu istatistik yüzünden !

Bunun gerçekleşmesinin önündeki engellerden bir diğeri de işveren zihniyeti. Kadınlar her zaman erkeklerle aynı işlerde onların neredeyse yarı maaşlarını alarak çalışıyor ve bir tenkisatta ilk işten çıkartılan kesim oluyor.

Çoğu zaman annelik zaten işi bırakmaya yol açıyor. Nedeni dünyada hala kurumların anneliği destekleyen sosyal uygulamaları hayata geçirmemiş olması.

Kreş, süt izni, esnek çalışma saatleri, babaya yönelik özel izinler... Bunlar ne yazık ki pek çok ülkede hala eksik.

Dünyanın her yerinde tüm kadınların en büyük sıkıntılarından biri de “evdeki ekstra yük.” İsterseniz günde 14 saat çalışmış olun, eve gelinde sofrayı kurmak, çocukla ilgilenmek, varsa yaşlıya bakmak yine sadece kadının işi !

Yani neredeyse kadın çalıştığı için evde cezalandırılıyor desek yeri var.

Uygar ülkeler kadının evdeki bu katkısına sosyal ödemelerle destek veriyor. Tabii bu konu da sadece bir uygulama değil, aynı zamanda bir zihniyet meselesi. Yine uygar ülkelerde erkek evde eşiyle tüm işi paylaşıyor.

Gördüğünüz gibi 8 Mart “eşinize pırlanta yüzük alın” festivali değil, tüm dünyayı yakından ilgilendiren bu hayati konuların konuşulması gereken bir gün.

Daha alacak çok uzun yolumuz var, biliyoruz.

Onun için yarın Türkiye’nin dört köşesinde kadınlar “8 Mart Gece Yürüyüşleri”nde bu haklarını bir kez daha haykıracak.

Kadın Gücü kırmızı


Biliyorsunuz, Trump’un Washington Beyaz Saray’da Başkanlık Yemini ettiği gün, dünyanın dört köşesinde ve Amerika’da kadınlar deyim yerindeyse ortalığı ayağa kaldırdı !

Aklınıza gelen her şehirde milyonlarca kadın Trump’un seksist, rezil açıklamalarını protesto için yürüdü.

Bu kadınlar yarın da Kadın Hakları için yürüyecek.

Sadece yürümeyecek, bir de grev yapacak !

Women’s March isimli bu global ağın 8 Mart teması; “Kadınsız bir Dünya”.

Dünya kadınları yarın kırmızı giyecek ve işe gitmeyecek.

Sadece üretimde değil, tüketimde de grev var !

Yarın kadınlar tek kuruş para harcamayacak.

Bence müthiş bir fikir.

Kadın iş hayatından, ticaretten, evin düzeninden elini ayağını çekince ne oluyor göreceğiz.

Kızlar, kırmızılarınızı hazırlayın !

Yarın işe gelmeyeceğinizi bildirin.

Bırakın yarın bulaşıkları kim yıkarsa yıkasın !

Siz yarın kadın olmanın tadını çıkarın.

Radio Slow Time Kadın Kuşağı


Ben de yarın saat 20:00’de Radio Slow Time’da olacağım.

1 saat boyunca güçlü kadın vokallerin unutulmaz şarkılarını sizin için çalacağım. Madonna da olacak, Nazan Öncel de... Nina Simone da, Ceylan Ertem de...

Frekansımız 91.2 , sonra söylemedi demeyin !

Canım Kızım;


Yeni bir şarkıya başla
Hem şarkı dediğin şarttır yaşamaya...!!!
#didemmadak