Bizden önceki kuşak çok çırpındı “ülkeye yazık oluyor” diye… anlatamadı.
Türkan Saylan’ı harcadılar.
Gülseven Yaşer, ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Ayşenur Arslan en sonunda televizyonu bıraktı.
Siyasette Deniz Baykal şimdilerde anlatıyor, kimsenin umuru değil.
Görünen o ki, bizim kuşak memleketi bir yıkıma götürecek, hiç kimse engel olamayacak buna.
Benim derdim, enkazı kim, nasıl kaldıracak ?
*****

Geçen hafta müfredat değişikliği hakkındaki endişelerimi yazmıştım, bir gün geçmeden tümü gerçek oldu !
Milli Eğitim Bakanlığı 2017 Eylül’e yetiştirmek istediği yeni müfredatı açıkladı, tartışmaya açtı.
Din dersine ilişkin yeniden yapılandırma henüz belli değil.
Ama şu ana kadar belli olanlar bile sevimsiz.
Mesela, evrim teorisi ünitesi kalktı, cihat konusu kitaplara girdi, 15 Temmuz aslanlar gibi işlenecek, yetmedi bir de cümle örneklerinin arasına “küçük gelin” lafını koymuşlar.
Hayır, kimi, neye alıştırmak istiyorlar bu “küçük gelin” lafıyla ? Ayıptır yahu !

****

Şimdi bu müfredatla yetişecek çocuklar mı Türkiye’yi 21. Yüzyıla taşıyacak ?
Üstelik memleketin tüm kurumları, hukuk, özgür basın, hatta TSK darmadağın haldeyken…
Kim kuracak bu enkazdan çağdaş ve modern bir ülkeyi ?
Ülkenin sokakları, eğitimlerini yarım bırakmış, ekonomik sıkıntılar içinde bunalmış, kendi yönünü bulamayan milyonlarca işsiz güçsüz gençle dolu.
Dört bir tarafı terör örgütleriyle sarılmış bir coğrafyada, bunun nasıl bir tehlike olduğunun farkında mısınız ?

****

PODEM isimli bir sivil toplum kuruluşu var, Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi; yaptıkları son araştırma, tam da bu yukarıda tarif ettiğim tehlikeyi koyuyor ortaya.
Meslektaşım Semin Gümüşel’in AlJazeera için hazırladığı haberde okudum verileri, gerçekten çok ürkütücü.
Araştırma için 17-30 yaş aralığında farklı siyasi görüşlere mensup toplam 162 gençle derinlemesine mülakatlar yapılmış.
İstanbul’un dört bölgesi ve Diyarbakır’da yapılan karşılaştırmalı analizler için İslamcı, Kürtçü ve Alevi gençler seçilmiş.
Sonuçlara göre her üç grupla kimliğini “ideoloji”de arıyor. Aile baskısı büyük, Batı’da büyük kentle, Doğu’da devletin kendisiyle uyum sorunları var.
Sosyal medya “kimlik oluşturmada” etkili. Ve gençlerin çoğu “ötekini” düşman olarak görüyor, kendi dünyasında güvende hissediyor.
Araştırmanın en çarpıcı sonucu ise “şiddet kullanabilen siyaset ve örgütlenmelerle ilişkide olan veya bunlara sempati duyan gençlerde” kimlikler arasındaki ortak noktaların farklılıklardan çok daha fazla olması.
Bu şu demek, kendi kimliği arayan ve ideolojiye sarılan genç, hangi fikirden gelirse gelsin, bir anda şiddete yaklaşabiliyor !
Türkiye’nin en büyük sorunu bu değil mi ?
Her birimizin bunun üzerinde düşünmesi gerekmiyor mu ?
Kuran kurslarında çocukları terlikle döverek, müfredatı daha da gerileterek bu sorunu çözebilir miyiz ?
Türkiye 14 yılını kaybetti, bizim nesil başaramadı, bizim çocuklarımız da kaybolup gitsin mi istiyorsunuz ?


Hala hilafet isteyen var !


Yıl olmuş 2017.
Hala hilafet hayali kuranlar var.
Son olarak AKP Aydın Efeler İlçe Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyesi Suat Ünal, Facebook hesabında “Erdoğan halife olacak. 2023. Allah nurunu tamamlayacak” diye yazdı.
Gerçi o kadar çok tepki aldı ki…
Önce görevinden istifa etti, sonra da sosyal medya hesabını kapattı.
Fakat bütün bunlar bu zihniyetin varlığını değiştirmiyor.
Sadece bu hayalle oy kullananlar var biliyorsunuz, üstelik sayılar hiç de az değil !
Benim anlamadığım şu :
Evlatlarınızın yurtlarda yanmayacağı, terlikle dövülmeyeceği, özgür ve eşit bireyler olmak için en çağdaş eğitimi alacakları bir ülke istemek yerine…
Niye hilafet istiyorsunuz arkadaş ?
Yeminle kafam basmıyor bu işe.

Bak Kızım;


“İnsan, denizin olmadığı yerde, umut adına, martı olmalı…” Bin yaşa Nazım Hikmet !