Kutuplaşmaktan, ayrışmaktan...

Bir uçtan bir uca savrulup, siyasetin sürekli hepimizi germesinden bitap düştük.

Ama bu referandum sürecinde olumlu mesaj veren kazanacak.

Şili’de Pinochet’e karşı yürütülen ünlü “No” kampanyasının yaratıcısı Ferrara da aynı şeyi söylemiş :

“Sadece Hayır demek yetmez, Hayır derken neye Evet dediğinizi de anlatmalısınız” demiş.

Doğru.

İktidar yıllardır “para, güç ve cennet” vaadiyle bir Türkiye Hayali anlatıyor.

Ama muhalefetin Türkiye Hayali ne, bilmiyoruz.

Çünkü sürekli fikir değiştiriyorlar !

MHP dün Başkanlığa karşıyken, bugün destek veriyor.

CHP bir gün sola yaklaşırken, bir başka gün tam tersi yönde ilerliyor.

HDP Türkiye Partisi olacağım derken, bir bakıyoruz daha da marjinalleşiyor.

Bu siyasi partilerin hiçbirinin Hayır derken, neye Evet dediğini biz anlayamıyoruz.

Oysa “Hayır” diyecek yüzde 60’ın Türkiye Hayali belli;

*Herkes için adalet; sadece intikam için değil hukuk adına verilmiş hükümlerle vicdanlı bir toplum düzeni.

*Herkes için eğitim; tüm çocuklarımıza fırsat eşitliği sağlayacak olan yaygın ve çağdaş bir müfredat.

*Herkes için demokrasi; Doğu’da da, Batı’da da aynı yurttaşlık ilkeleriyle yöneten bir devlet anlayışı.

*Herkes için kalkınma; onun bunun adamı olduğu için değil, beceriler ve liyakatla kazanılmış iş hakları.

*Herkes için özgürlük; sürekli “çok olanın” değil, az olanın da özellikle kollandığı bir siyaset yaklaşımı.

*Herkes için umut, neşe, mutluluk. Siyasetin sürekli germediği, bir arada yaşama niyetini yeniden ortaya koyan bir Türkiye.

Bu sefer, sadece işte bu “Türkiye Hayali”ni oylayacağız.

Müjdeler olsun ki, toplumun güçlü taleplerinin gerisinde kalan hiçbir siyasi partiye “matematik öyle gerektiriyor diye” oy vermek zorunda değiliz !

İşte bu nedenle bu referandumda sandıklara gidip herkesin oyunu kullanması her zamankinden çok daha önemli.

Üstelik aynı nedenle çok daha umut ve heyecan verici !

 

“Hayır” kampanyasının yıldızları


Bu amaç için yollara dökülen, bıkmadan anlatan, yazan, internette olağanüstü zeki videoları tasarlayan ve çeken herkesi hayranlıkla izliyorum.

Ama iki isim var ki, şüphesiz sandıklar kapandıktan sonra da Türkiye siyasetinde çok etkili olmaya devam edecekler...

* Metin Feyzioğlu : Köy köy, sokak sokak Anadolu’yu geziyor, nerdeyse bir meddah gibi “meseleyi” anlatıyor. Bazen futbol, bazen şapka, bazen üst akıl deyip milletin kafasına giriyor... Bir de nasıl başarıyor bilmiyorum, aynı anda birkaç yerde olabiliyor ! Hayır kampanyasında tarih yazıyor.

* Meral Akşener : Neler yaptılar, ne tuzaklar, ne iftiralar. Tümünden sağsalim çıktı ! Her seferinde küllerinden doğuyor... Son zamanlarda eline bir de fener aldı “belli olmaz ben nereye gitsem ampül patlıyor” dedi, taşı gediğine kodu. Kadınlarla da, erkeklerle de, gençlerle de iyi anlaşıyor. Güçlü, güzel, kararlı. Vazgeçmeyecek, belli...

“Evet”in tek yıldızı !

* Binali Yıldırım : Diyeceksiniz ki “adam Başbakan zaten !” Şimdilik. Şimdilik Başbakan, sandıktan sonra ne olur bilinmez. Ama ne olursa olsun, o gerginliği değil, mizahı tercih ediyor. İş dünyası da rakipleri de onu seviyor. Hangi sonuç çıkarsa çıksın, rüzgarı esmeye devam eder...

 

Canım Kızım;


Günün sonunda en mutsuz ve yalnız hissedenler, herkesi memnun etmeye çalışanlar....