2

Değişim dünyanın ezeli kuralıdır.
Her şey değişiyor, bilgiler bile eskiyor. Yenileri geliyor.
Yeni yaşam ve konuşma tarzları, sevgiler, kıyafetler ve akla gelen her şey değişiyor.
İnsanlar da bu değişimden paylarını alıyorlar ama yine de bir yaşın üzerinde olan bizler eskiye bağımlı kalıyoruz.
Her ne kadar değişime ayak uydursak da yine de yenilikleri eskisiyle yargılıyoruz.
Bazen doğru bazen yanlış. Nesil farkı da burada ortaya çıkıyor sanırım.
Gençleri tam anlayamayışımızın sebebi bu olabilir.
Hani var ya o: ‘‘Ah! Bizim zamanımızda...’’
Eski neden daha tatlı gelir acaba insana?
İlk yaşanılan heyecandan sonra bünye duruma alışıp aynı tepkiyi vermiyor, aynı heyecanı yaratmıyor da ondan mı?
Yoksa biz mi abartıyoruz? Hayallerimizde yaşattığımız o anı süsleyip püsleyip öyle bir saklıyoruz ki öyle hatırlıyoruz.
Değişmek hem doğal hem de güzel bir şey. Değişip gelişiyoruz, başka bir insana dönüşüyoruz.

* * *

3

Zevklerimiz de değişiyor doğal olarak…
Mesela ben lise çağlarında birçok yemeği sevmezdim. En son kabak tatlısı kalmıştı sevmediğim; onu da sağ olsun canım arkadaşım Yaprak yedire yedire sevdirdi. Şimdi sevmediğim hiçbir şey yok.
Eskiden bayılırdım dışarı çıkmaya, gezmeye tozmaya. Zorunda olmasam eve girmezdim yani, o kadar...
Şimdi ise evde kendi başıma vakit geçirmekten hoşlanıyorum.
Eskiden daha çok kendimle ilgiliydim. Artık diğer insanlarla ilgiliyim.
İnsanlar neyi neden yapıyorlar, ne hissediyorlar öğrenmek istiyorum. Tabii çocuklarım olduğu için yeni nesil de ilgimi çekiyor. Her ne kadar kendimizi çağa uydursak da gençlik gibi yaşamıyoruz, onlar gibi hissedemiyoruz.
Onlar gerçekten bizden farklı. Her şeyleri daha hızlı.
Seyrettikleri filmler hızlı... Oynadıkları oyunlar hızlı… Dinledikleri müzikler hızlı...
Aşklarının bitişleri, başlangıçları hızlı.

1

* * *

Her şey değişiyor. Hayat teknolojiyle hızlanıyor dedik ya!
Bu değişimin içinde değişmeyen hatta geriye giden tek şey ise eğitim sistemimiz!
Hızlı öğrenip, hızlı yaşayan gençliğe eski, ağır, ezbere dayalı eğitim sistemini dayatmışlar, hiçbirimizin de sesi çıkmıyor!
Çocukların öğrenim seviyelerini belirleyen sistemlerimiz de son derece eski. Yani hâlâ yeniyi eskiyle değerlendirmeye çalışıyoruz. Gençliğimizin önüne duvarlar örüp, onlara yazık ediyoruz.

5

Vadideki Zambak


Geçenlerde ünlü Fransız yazar Honore De Balzac’ın 1836 yılında yayımlanan, üzerinde en çok çalıştığı ve ‘en kusursuz romanım’ dediği ‘Vadideki Zambak’ı okudum.
Hikayede, kocasıyla mutlu olmayan ama buna karşın ona ve anneliğine ihanet etmeyi asla düşünmeyen erdemli bir kadının, duyguları ile değerleri arasındaki savaşı anlatıyor.
Roman güzel de, öyle uzun tasvir ve betimlemelerle dolu ki...
Hele bir aşk anlatılıyor, benim gibi romantizm seven biri için bile fazlayken, günümüz gençlerine anlatsam bilim kurgu romanından bahsediyorum zannederler.
Çağının önemli eserlerinden biri olsa da gördüm ki çok şey değişmiş. İnsan değişmiş, sevgiler değişmiş...
Değişim o kadar müthiş ki…
Aşk bile değişmiş!