Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, tartışmalara neden olan ve öğrencileri zorladığı savunulan ‘bitişik eğik el yazısı’na son verileceğini, onun yerine ‘dik temel harfler’ kullanılacağını açıkladı.
Yani artık bitişik eğik yazı diye diretmeyeceklermiş! Eğitimde düz dik yazıya geçiliyormuş.
Bu mudur eğitimin en önemli meselesi? Bırakın çocuklar nasıl istiyorlarsa öyle yazsınlar. Zaten yakın bir gelecekte kağıt kalemle bile haşır neşir olmayacaklar belki.
Her şey elektronikleşiyor. Şu anda bile oğlumun bilgisayar kullanırken nasıl da hızlı yazdığını görüyorum. Evet, el yazısı biraz çirkin olayabilir ama hiç değilse bilgisayarda bir şey yazarken benim kadar acı çekmiyor.

* * *

Fark etmesek de günümüzde, özellikle de şehir hayatında bilgisayarlar hayatımızın her alanına girdi. Alışverişten iletişime, ödemelerden diğer banka işlemlerine kadar akla gelebilecek hemen her şey bilgisayarlarla yapılır hale geldi.
Yaşadığımız dünyayı daha iyi anlasınlar diye çocuklarımıza sanat, edebiyat, fizik, kimya ve biyoloji gibi çeşitli konularda temel bilgiler öğretiyoruz.
Ancak bu bilgiler artık yeterli değil. Çocuklar hayatın her alanına girmiş olan bilgisayarların ve yazılımların nasıl çalıştığını da öğrenmeliler.
Yani yeni çağda var olabilmek için ‘kodlama’ eğitimi almalılar. Ben de ilk duyduğumda “O da ne?” demiştim. Ama gençlere sorun, tam olarak bilmeseler bile hepsi bu kelimeye aşina. Kodlama bilgisayar yazılım programının ilk adımı.

* * *

Yani çocuklar kodlama öğrenince kendi bilgisayarlarını ya da bilgisayarlı makineleri programlayarak onlara istedikleri işleri yaptırabilir, bu cihazlara yeni özellikler, görevler ekleyebilirler.
İnternette kendi web sitelerini yapabilirler. Yani kısaca, oyundan tasarıma her türlü bilgisayar programını yazıp, yeni projeler üretebilirler.
Ayrıca kod yazabilmeyi öğrenmek çocuklarımıza problemlere farklı yönlerden bakabilmeyi ve en kestirme çözümü bulabilmeyi öğretiyormuş. Yani bu yöntemle problem çözebilme yetenekleri artıyor. Çocuklarımızın da büyük eksiği de bu değil mi? Yaratıcı düşünebilme!
Dünyanın en büyük firmalarının kurucuları ve en meşhur programcılar yeni nesil çocukların küçük yaşlardan itibaren programlama öğrenmesi gerektiğini savunuyorlar.
Peki bu eğitime kaç yaşında başlamalı?
Uzmanlar okul çağından itibaren çocukların bu eğitimi alabileceklerini söylüyorlar. Bu yüzden de çocuklarımıza kodlama eğitimini okullarda vermeliyiz. MEB’in bu konuda önümüzdeki yıllar için çeşitli çalışmalar yaptığını biliyorum. Ama siz çocuğunuza bunu hemen öğretmek isterseniz, internette çocukları hem eğlendirip hem de kodlama öğreten siteler var. Google’a ‘kodlama eğitimi’ yazın çıkıyor.

Nedir Türkiye’nin bu hali?


Avrupa’da birçok ülkeyle çekişmeli ve kavgalı duruma düşen ülkemiz, sadece politik itibarını kaybetmekle kalmadı, sporda da ard arda Türk atletlerinin dopingli çıkması yüzünden milli atletlerimizin madalyaları ellerinden alındı.
Her şeyin ithal olanına alışık olduğumuz için umudu devşirme sporcularda arayan Türkiye aynı sorunu onlarda da yaşadı. Zaten neden devşirme sporculara ihtiyaç duyulur hiç anlamam. Koskoca Türkiye’de adam mı kalmadı! Oysa aynı yatırım Türk atletlerine yapılsa ve onlar gerektiği gibi desteklenip denetlense, bütün bu rezillikleri yaşayıp, dünyaya böyle rezil olmayız. En son Gamze Bulut’un cezasıyla birlikte elimizde sadece üç madalya kaldı.
Sonuç; artık dünyada Türkiye denince akla gidilmemesi ve uzak durulması gereken bir ülke, Türkler denince de saldırgan, uzlaşılmaz ve güvenilmez bir millet geliyor.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını severim” dememiş miydi? Belli ki bizde kalmamış! İthal de etsek onları da bozuyoruz!