Yaz geldi ya benim de kitap sezonum açıldı.
Kışın da okuyorum tabii. Yağmurlu ya da karlı bir günde, elimde sıcacık kahve ve güzel bir roman varsa, değmeyin keyfime.
Yine de kışın koşuşturmacası ve devamlı tamamlanması gereken işler söz konusu olunca kitaplarım biraz ikinci plana itiliyor gibi.
Şimdi ne mi okuyorum?
Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkan, sevgili Çimen Erengezgin’in üçüncü kitabı ‘Vay Başına Yoga Gelenler’.
Tam benim sevdiğim gibi.
Sade ve esprili bir anlatımla su gibi akıp giden bir kitap. İnsan okuduğu kitapta kendi yaşantısına benzer bölümler bulunca daha bir zevk alıyor.
Eski bir Hint felsefesi olan yogayla ilgili kolay anlaşılır birçok bilgi de var kitabın içinde.
Yoga hareketlerini gösteren resimleri de amatör bir ruhla arkadaşım Yaprak Erengezgin çekmiş.
İkisinin de ellerine sağlık.
Yazın hem bir şeyler okuyayım hem de öğreneyim diyenlere şiddetle tavsiye edilir.

yoga

Arabanın içinde bile güvende değiliz!


İstanbul gibi, ülke nüfusuna sahip büyük bir şehirde yaşıyorsanız tabii ki stresinizi azaltacak, ruhunuzu dinlendirecek yoga gibi aktivitelere ihtiyacınız gün geçtikçe artıyor.
Şehir büyüdükçe sorunlar da büyüyor. Trafik, hayat pahalılığı, saygısız insanlar, güvenlik hepsi daha büyük sorun.
Şehrin en bilindik ve kalabalık semtlerinde bile kendinizi güvende hissetmiyorsanız durumun vahametini siz anlayın.
Trafik lambalarının orada durduğunuz anda etrafınızda bir ellerinde fıs fıs diğer ellerinde sünger 15-17 yaşları arası gençler beliriveriyor. Güya cam temizliyorlar.

guvende-degiliz

Eskiden de bir aralar sıkça olurdu bu ama o zaman daha küçük çocuklar atlardı arabanın önüne.
Bir süredir de yoklardı ve rahat etmiştik.
Şimdikiler ise bayağı yetişkin, genç delikanlılar... İnsan korkuyor doğrusu.
Hele tek başına bir kadın sürücüyseniz... İri yarı bir delikanlı yapışmış arabanın camına, temizlemeye çalışıyor.
Doğrusu insanın aklına “Para vereyim de gitsin” diye geliyor ama camı aralamaya bile çekiniyorsunuz.
Benim bu ay dört kez başıma geldi.
Dolmabahçe’de, Levent’ te, Ulus’ta, biri de Mecidiyeköy’de.
Genelde görmüyormuş gibi yapıyorum ama bir tanesine sinirli bir şekilde çekil git gibi işaret yaptım, arabama tükürdü! Bir sürü de küfür etti. Çekindim doğrusu.
İnsan arabanın içinde bile kendini tam olarak güvende hissedemiyor.
Maalesef işsizliğin tavan yaptığı bir ülkede can güvenliğimiz gün geçtikçe daha da tehlikeye girmekte.
Umarım bu günleri bile arar duruma gelmeyiz.

Alışveriş fişine dikkat!


Gıdaların yeterince denetlenmemesinden dolayı zaten bol bol sağlıksız gıdaya maruz kalıyoruz, bir de kazıklanıyoruz.
Hayır, açık pazarlardan bahsetmiyorum. Bildiğiniz büyük marketlerden biri! Hem de en tanınmışı diyebilirim!
Ev için alışverişine çıktığınızda mutlaka fişinizi kontrol edin.

alisveris-fisi

“Büyük market” deyip güvenmeyin. Her defasında 3-5 lira fazla yazıyorlar. Bazen fark etseniz bile, “Ay 3 lira için şikayet etmeye değmez” diyorsunuz ama bunu binlerce kişi ve günlerle çarpın, bulduğunuz rakama siz bile inanamayacaksınız.
Şikayet için gittiğinizde de “Ay yanlışlık olmuş diyorlar”’ ama bu devamlı oluyor!
3-5 lira demeyin lütfen! Madem yeterli denetim yok, biz de hakkımızı aramazsak sömürülmeye devam edeceğiz…