genel

Dün yeni yıla çocuklarım ve en sevdiğim dostlarımla birlikte kutlayarak girdik.
Beraberce yemek yedik, sohbet ettik, çocuklara hediyeler verdik, tombala oynadık. Sonra da birbirimize sarılıp öperek yeni yıl için güzel şeyler diledik.
Peki, bunun neresi kötü olabilir?!
Nesi bizim kültürümüze ters olabilir?! Biz Türkler misafirliği, kutlamaları hep seven bir millet olduk.
Beyazıt’ın bir iki yerine asılmış afişler gördüm:
‘‘Yılbaşını kutlayan Hristiyanlara değil, yılbaşını kutlayan Müslümanlara karşıyız’’ diye.
Bu ne demek?!
Siz kimsiniz ki başkalarının hayatına sırf Müslümanlar diye müdahale etme hakkı buluyorsunuz?
Siz kimsiniz ki Müslümanlığı tekelinize alıyorsunuz?!
Hâlâ yılbaşı ile Hristiyanların dini bayramı olan Noel’i karıştıranlar var. Ayrıca Noel’i de kutlarım, kiliseye de giderim, camiye de, sinagoga da; kime ne?!

detoks2

Aklıma Nesimi’nin çok sevdiğim bir şiirinin dörtlüğü geldi:
Sofular haram demişler bu aşkın badesine,
Ben doldurur ben içerim, günah benim kime ne?!
Nesimi’ye sormuşlar, yârin ile hoş musun?
Hoş olayım, olmayayım, o yar benim kime ne?!

*  *  *

Dilek dilerken dikkatli olun!
Ve işte yeni yılın ilk günü.
‘‘Oh, şu 2016’dan sonunda kurtulduk, merhaba 2017!’’ diyeceğim ama gelen gideni aratır diye korkuyorum.
Önce ülkemize barış içinde, huzurlu, refah dolu bir sene olmasını diliyorum.
Halkımız için de önyargılardan uzak, birlik olmuş, medeni, insan haklarının en üst düzeyde olduğu, kadınların insanca yaşayacağı, bol bereketli bir yıl olmasını…

*  *  *

‘‘Neden böyle uzun uzun dilek diliyorsun?’’ diyeceksiniz.
Eskiden bir dilek dilerken sanki bir şeylerden fedakarlık etmem gerekirmiş gibi düşünürdüm.
Mesela, ‘‘Allah’ım yeter ki bu sene sınıfımı geçeyim, tatile gitmesem de olur’’ gibi.
Sonraları amaca yönelik dileklerim başladı. Mesela, kızım öyle uykusuz bir bebekti ki ilk iki yıl deliksiz olarak altı saat hiç uyumadım desem yeridir.
Oğluma hamileyken, ‘‘Allah’ım ne olur uyusun, başka bir şey istemem’’ dedim.
Oğlum gerçekten de çok uslu bir bebek oldu. Akşamüzeri 6.00’da yatırıyordum, sabah 6.00”da kalkıyordu.
Ama maalesef bu sefer de yemek sorunu çıktı başıma.
Bir kaşık yemek yedirebilmek için takla attığımı bilirim. Gerçek takla!
Hâlâ yemek konusunda seçici.
Artık ne diliyorsam ucunu, bucağını, kenarını, köşesini, hepsini düşünüyorum. Mesela bu yıl “Allah’ım bana huzur dolu bir ülkede, çocuklarımın, ailemin, tüm sevdiklerimin sağlıklı ve mutlu olduğu, sıhhatli, bol paralı, bol seyahatli, aşk dolu bir sene nasip eyle’’ dedim.
Orijinali biraz daha detaylı ve uzun olmuş olabilir. Tüm sırlarımı da buradan paylaşacak değilim.
Neyse, “İsteyenin bir yüzü kara” diyelim.
Umarım hepimiz için güzel hatırlayacağımız bir yıl olur.