“MAYA” adında, temel ilkesi Atatürkçülük, çağdaşlık ve laiklik olan bir dergi var.
39 yıldır yayınlanıyor.
Dile kolay... Türkiye gibi çalkantılar içindeki bir ülkede, bir derginin (hem de hiçbir kurumdan destek bulamayan Atatürkçü, laik bir derginin) 39 yıldır yaşıyor olması mucize gibi bir olaydır.
Üç ayda bir çıkan ve lüks kâğıda basılan 86 sayfalık bu ilginç dergide yazanların hepsi Atatürkçü, vatansever isimler.
Sevgili okurlar... İzninizle dergiden bazı alıntılar yapacağım.

*  *  *

“Her türlü milliyetçiliği ayaklar altında aldınız. Ağzınızdan bir gün dahi “Türk milleti” lâfı duyulmadı.
Ülkeyi kurtaranlara “İki ayyaş” dediniz. İzmir’e “gâvur” dediniz. 23 Nisan’ları, 19 Mayıs’ları, 29 Ekim’leri 10 Kasım’ları engellediniz.
Andımızı yasakladınız. T.C.’yi kaldırdınız.
Apo’yla masaya oturdunuz... Dağdakilerle işbirliği yaptınız. Sigaramıza karıştınız, içkimize karıştınız, yatak odamıza karıştınız.
Fetullah’ı iktidara ortak yapıp, ne istediyse verdiniz.
Barzani’yi onur konuğu yapıp “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tezahürat yaptırdınız.
Suriye’ye girerek onlarca şehit vermemize sebebiyet veriniz.
Ettiğiniz yeminlere rağmen, Atatürk’e ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalmadınız...
Daha yazacak öylesine utanç verici şeyler var ki, yaz yaz bitmez.
...Ve şimdi kalkmış bana soruyorsunuz “Evet mi, Hayır mı vereceksin?” diyorsunuz.
Madem ki soruyorsunuz, cevap vereyim bari:
“Abdülhamid rejimine ve onun adayına bütün gücümle HAYIR diyorum.
Var mı bir diyeceğiniz?”
(Ünal YALTIRIK- MAYA Dergisi Genel Yayın Yönetmeni)

“Bu kadar yetki evliyayı bile azdırır”


Türkiye’nin yüksek planlamacılarından CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, görüşlerini, gazetelerde, televizyonlarda anlattığı gibi, MAYA Dergisi’ne verdiği ilginç demeçlerle de vatandaşlara duyuruyor. Okuyalım:
“Önce paralel devlet yarattılar; şimdi paralel hazine yaratıyorlar.
Varlık Fonu, hayırsız bir evlat fonudur. Mevcut varlıkları tüketme fonudur.
Varlık Fonu, dış borç bulabilme fonudur. Artık normal yollarla dış borç bulamıyorlar.
...Deniz iki türlü bitti. Akılları, yani fikri yetenekleri bitti. İlaveten de eskidiler. Pörsüdüler, yüzleri çürüdü, fikirleri eskidi.
Böyle olunca iflas eden tüccarlar gibi eski defterleri karıştırıyorlar.
Süzme bal dönemi bitti. Şimdi ekşi yoğurt dönemine girdiler!

*  *  *

“Eğer 16 Nisan günü sandıktan EVET çıkarsa, öyle bir başkanlık getiriliyor ki:
Cumhurun başı O, yürütmenin başı O, yani başbakan O, Meclis Başkanı O, Başkomutan O, Yüksek mahkeme üyelerini tek başına O belirliyor. Bakanları O tayin ediyor.
Başbakanlık ortadan kalkıyor. Meclis’in denetleme yetkisi yok. Hesap sormak yok!”
İlhan Kesici “O” derken seçilecek herhangi bir cumhurbaşkanını kastediyor ve hüküm cümlesini kendi yöresi olan Sivas’a ait bir deyimle kuruyor:
“Bu kadar yetki, bu sistem, evliyayı bile azdırır!”

Metin Akpınar haykırıyor “UTANIYORUM!”


Büyük sanatçı Metin Akpınar, MAYA Dergisi’nde “Utanıyorum!” diye haykırıyor.
Neden utanıyor sanatçı? Okuyalım:
“Yalan yok! Ülkemden utanıyorum!
Bu ülkenin aydın geçinenlerinden utanıyorum.
Burunlarının dibinde insanlar katledilirken, kör olanlardan utanıyorum.
Pişkin pişkin uydurma terörizm edebiyatı yapan devlet büyüklerinden utanıyorum.
Güce tapan sıradan insanlardan utanıyorum.
Yalan yok!
Eski zamanda kahraman olmuş, ama şimdiki iktidarın kölesi olmuş solcu artıklarından utanıyorum.
Hırsızlığa göz yuman savcılardan utanıyorum.
Yalan yok!
Haksızlığı haklılık gibi gösteren iktidar medyasından tiksiniyorum.
Dini ahlâk kalkanı olarak kullanan, özel yaşamlarından rezillik sultanı olanlardan utanıyorum.
Yalan yok!
En fazla neden utanıyorum, biliyor musunuz?
Yüreklerinde bir damla sevgi kırıntısı olmayanların sevgi sözcüğünü sürekli kullanarak o değerli şeyi eskitmesinden utanıyorum.
Yalan yok!
Bu ülkenin sessizliğinden utanıyorum!”

GÜNÜN SÖZÜ

Ey siyasiler! Hiçbiriniz baki
değilsiniz! “Baki kalan bu
dünyada hoş bir sedaymış!”

12rahmibeykarikatur