MHP artık Alparslan Türkeş’in kurduğu MHP değil! Merkezi Balgat’ta olan bir grubun partisi...
Türkeş’in ortaya koyduğu idealler, 9 Işık ülküsü, Türkçülük, Turan hedefi yok artık.
Peki, ne var? İktidar partisi AKP’ye sonuna kadar destek olmak, diğer bir ifadeyle stepne olmak var!
Devlet Bahçeli Bey, “Milliyetçiliği ayaklar altına alıyoruz!” diyen iktidar partisinin hizmetinde MHP’nin bütün ülkülerini eritip yok ediyor!
Çaresizliğin fotoğrafı bu...
Anketler MHP’nin ilk seçimde baraj altında kalıp Meclis’e giremeyeceğini gösteriyor.
Partiden ayrılanlar “Devlet Bey bütün bunları, koltuğunda biraz daha oturabilmek için yapıyor!” diyorlar.
Hangi ülkücü, iktidar partisinin yedek lastiği olmayı içine sindirebilir?
Benim tanıdığım gerçek MHP’lilerin hiçbiri böyle bir duruma katlanamıyor. İYİ Parti’ye geçişlerin temel nedeni bu...

* * *

AKP, rakip partileri kendi bünyesinde eritme politikasını sürdürüyor.
Numan Kurtulmuş bir parti genel başkanıydı. AKP ona bir bakanlık verdi ve taraftarlarıyla birlikte bünyesine çekti.
Süleyman Soylu bir partinin genel başkanıydı. O da AKP’de bakan olup, sempatizanlarıyla birlikte iktidar partisine iltihak etti.
Tuğrul Türkeş’e de aynı işlem yapıldı, fakat onun taraftarı yoktu!
Şimdi sıra Devlet Bahçeli’de... Herhalde ona da uygun bir makam verilir ve MHP iktidar partisinin bünyesinde yok edilir!
Gelişen olaylar bunu gösteriyor.
Merhum Alparslan Türkeş’in kemikleri sızlıyor mudur acaba?

11rahmibey30cm

AKP, sağlık sistemimizin üstünden buldozer gibi geçti!


Geçen yıl gazeteci arkadaşımız Coşkun Bel’in “Sağlıkta Kırmızı Alarm” adlı bir kitabını okumuştum.
Bakıyorum da AKP iktidarı, onun kitabında eleştirdiği bazı uygulamalardan geri adım atmaya başladı.
2011 yılında bir kararnameyle sağlık sistemimizde köklü değişikliklere gidilmiş, “Kamu Hastaneleri Kurumu” diye adlandırılan bir yapı sağlık sistemimize sokulmuştu.
İllerde görev yapan il sağlık müdürlerinin ve hastane başhekimlerinin yetkileri ellerinden alınarak yönetim yetkisi illerde kurulan Genel Sekreterlik’lere devredilmiş, genel sekreterlere tam yetki verilmişti.
Coşkun Bel kitabında, bu sistemin çok başlı bir yönetimi beraberinde getirdiğini ve önemli sorunlara neden olacağını, bir an önce kaldırılması gerektiğini yazıyordu.
Nitekim bu öngörü aynen gerçekleşti ve sağlık sistemimiz altüst oldu. Sonunda Kanun Hükmünde Kararname ile bu sistemden vazgeçilerek eski sisteme dönüldü.

* * *

Yanlıştan dönüldüğü için iyi haber ama çok geç! Neden mi?
2011 yılında çıkarılan “Tamgün Yasası” ile üniversiteler kan kaybetti. Muayenehane işleten hocalara üniversite hastanelerinde hasta muayene etme, ameliyat yapma gibi yasaklar getirilince çok sayıda tecrübeli tıp fakültesi hocası istifa ederek özel sağlık kurumlarına geçti.
Kan kaybı sadece üniversite hastaneleriyle sınırlı kalmadı. Devlete ait eğitim ve araştırma hastanelerinde görev yapan değerli ve deneyimli klinik şefleri, bu yasayla şeflikleri ellerinden alınınca istifa edip özel sağlık kurumlarına geçti.
Bazı hastanelerde büyük dramlar yaşandı. Birbirinden değerli hocalar 20-30 yıl çalıştıkları sağlık kurumlarından ayrılmak zorunda kaldılar.
AKP iktidarı sağlık sistemimizin üzerinden buldozer gibi geçti. Şimdi ise küstürerek kaçırttıkları hocaları geri döndürmenin planlarını yapıyorlar ama çok geç!

TEBESSÜM

“Kim bu yakışıklı adam?


Adam, yeni tanıştığı sevgilisinin evine gidiyor. Sohbet, içki, aşk fısıltıları derken sevişmeye başlıyorlar.
Odadaki masanın üzerinde bir çerçeve içinde çok yakışıklı genç bir adamın fotoğrafı var.
Sevişme sırasında adamın gözleri o fotoğrafa takılıyor. “Kim acaba” diye düşünerek merakla soruyor:
“Resimdeki adam eski kocan mı canım?”
“Hayır, ben hiç evlenmedim.”
Tekrar sevişmeye başlıyorlar. Adam yine soruyor:
“Eski sevgilin filan mı?”
“Hayır, benim eski sevgilim yok.”
“Akraban mı? Kuzenin ya da yeğenin mi?”
“Hayır.”
Adam daha da meraklanıyor:
“Peki kimdir bu yakışıklı?
Kadın sevişmeye ara verip fısıldıyor:
“O benim eski fotoğrafım canım!”

GÜNÜN SÖZÜ


Dostlarınızı yalnızken eleştirin. Başkalarının yanındayken övün!