Son günlerin en önemli iki konusu Reza Zarrab davası ve Man Adası’ndaki milyonlar...
İki konuda da okurlarımdan sürekli sorular geliyor.
Biz her iki olayı da objektif olarak nakletmeye çalışıyoruz.
Bugün birinci sayfamızdaki TOKMAK-1 sütunumda özetle yayınladığım Aytun Çıray’ın mektubu önemlidir.
Evet, onun dediği gibi AKP’nin yanlış dış politikalarını eleştirmek herkesin hakkıdır, ancak, “AKP’nin dış politikalarına muhalefet etmek demek, dış dünyanın yanında yer almak anlamına gelmez.”
Aklı başında olan her Türk vatandaşı, dışarıdan gelecek saldırılara karşı yurdunu, milletini, devletini cansiperane savunmalıdır.

* * *

İYİ Parti Sözcüsü İzmir Milletvekili Aytun Çıray, CHP milletvekili iken 1 Mart 2014 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada:
“Reza Zarrab meselesi sadece sıradan bir yolsuzluk meselesi değildir. Pek yakında bunun aynı zamanda bir casusluk meselesi olduğunu, bir milli güvenlik sorunu olduğunu öğreneceksiniz, örtbas edemeyeceksiniz. Çünkü henüz bu pisliği örtebilecek bir bez yapılmadı” demişti.
Bugün Reza Zarrab hakkında ‘casusluk’ suçundan kovuşturma başlatılmıştır.
Çok geç kaldılar ne yazık ki!
Bu kovuşturma için, bir zamanlar “Namuslu hayırsever işadamı” diye övüp plaket verdikleri uluslararası kaçakçının ABD mahkemesinde bülbül gibi ötmesini mi beklediler?
Aytun Çıray “AKP’li yöneticiler bu casusluk ve rüşvet olayının hukuki ve siyasi sorumlularıdır” diyor.

“Paraların kaynağı ne?”


Yukarıda “Son günlerin iki büyük olayı olan Reza Zarrab davası ve Man Adası milyonları konusunda çok soru geliyor” demiştim.
Sevgili okurlar... İYİ Parti lideri Meral Akşener’in yaptığı konuşma, milletin aklına takılan soruların tamamına değilse bile önemli bir kısmına cevap verir nitelikte... Bu nedenle özetle naklediyorum.
Meral Akşener şöyle diyor:
“Vergi cenneti Man Adası’na giden para deniliyor... Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Hayır, onlar gelen para’ dedi. Fakat, asıl mesele bu paraların kaynağıdır.
Bahsi geçen büyük miktarda para nereden gelmiştir?
Bir cumhurbaşkanının oğlu, torunu, dünürü ve sair... Vergi verilmeyen bir yere, kazançlarını göndermeleri ne demektir?
Bu nasıl becerikli eniştedir?
Emekli öğretmen bu arkadaş...
Darbeleri haber veriyor.
Milyon dolarları kazanabiliyor...
Bu paraların kaynağı ne?
Emekli maaşından bu kadar paraları mı biriktirdi de yolladı?
Bu özel kalem 1.5 milyon doları nasıl kazandı?
Dolaysıyla bu mesele çok su kaldırır!”

* * *

Meral Akşener, New York’ta devam eden Reza Zarrab davası için de şöyle söylüyor:
“Hayırsever denilen şahıs CIA ajanı, FETÖ’nün kriptosu oldu...
Bunları en son mutemet adamları Rıza Bey kardeşleri de kandırdı.
Böyle bir devlet yönetme modeli olamaz!
Türkiye’nin itibarı yurt dışında iki paralık olmuştur.
Üzülmemek elde değil!”

TEBESSÜM

Cehennemi satın alan adam!


Yüzyıllar önce Batı’da kiliseler cennetten topraklar satıyorlardı. Cahil halk ise “Ölünce cennette yerimiz hazır olsun” diye bu sahtekârlığa âlet oluyor, böylece papazlar ve kilise zenginleşiyordu.
Ancak akıllı adamlar da vardı. Bunun bir kandırmaca olduğunu, cennetten toprak satın alınamayacağını söyleyen Martin Luther mahkemeye çıkarılmıştı. Yargı o zamanlar da dini kullananların elinde oyuncaktı. Duruşma sırasında Martin Luther yargıçlara seslendi:
“Milleti cehennemle korkutup, cenneti para karşılığı satıyorsunuz. Sıkıysa cehennemi satsanız ya!”
Mahkeme başkanı sordu:
“Cehennemi kim alır ki?”
Martin Luther “Ben alıyorum. Parası neyse vereyim!” dedi.
Yargıçlar heyeti cehennemi Martin Luther’e bedava verdiler. Duruşma sonunda Martin Luther kapının önüne çıktı ve yargılama sonucunu bekleyen binlerce kişiye seslendi:
“Ey ahali! Cehennemi satın aldım, artık benimdir. Bundan sonra oraya kimseyi almayacağım. Cehennemden korkmayın!”

* * *

Almanya’nın aydınlanma çağı günümüzden 497 yıl önce, 1520’li yıllarda, böyle akıllıca yaratılan ilginç bir olayla başlamış oldu. Papalık, dine karşı bulduğu davranışlar nedeniyle Martin Luther’i aforoz etti ama ilerici fikirlerinin hızla yayılmasını önleyemedi.

GÜNÜN SÖZÜ

Soylu bir insan, yapılan kötülükleri iyilikle yener!

04szt11_mail