Ege’deki 6,2’lik deprem, beklenen İstanbul depremini yeniden hatırlattı.
Deprem Araştırma Enstitüsü ve Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Halûk Özener, İstanbulluların, Marmara’da oluşacak 7 büyüklüğündeki bir depreme hazırlıklı olmaları gerektiğini belirterek “Yarın olacakmış gibi hazır olmakta fayda var” dedi.
İyi, güzel... Hazır olalım da, nasıl olacağız şunu bir anlatsalar?
Vatandaş olarak depreme karşı koyma şansımız var mı?
1999 depreminden sonra toplanma alanı olarak belirlenen 493 alan bugün 77’ye düşmüş durumda... İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin mazereti hazır:
Efendim, imar planlarında deprem toplanma sahalarının belirtilmesi gerekiyormuş. Ancak böyle bir mevzuat yokmuş. Yasası olmadığı için de “rantın” sözü geçiyormuş!
Yani rant ve kâr hırsı herkesin gözlerini bürümüş! Deprem ve doğal afet alanlarına gökdelenler dikiliyor, AVM’ler yapılıyor, olası felâket hiç düşünülmüyor!
Toplanma alanlarının yok edilmesi daha büyük tehlike oluşturuyor.
Devlet nerede? İki arada bir derede!

DERİN YARALAR AÇILIR!

Türkiye’nin, deprem konusundaki en yetkili bilim adamlarından biri olan Prof. Dr. Celâl Şengör, olası bir İstanbul depreminin, yalnız İstanbul’a değil, bütün Türkiye’de derin yaralar açacağını belirtiyor.
1999 depreminin bilançosu 17 bin 480 ölü idi.
Aklımızı başımıza getirdiği söylenen Van depreminin bilançosu ise 601 ölü...
Deprem uzmanlarına göre gelecek olan İstanbul depremine Türkiye hâlâ hazırlanmış değil...
Prof. Dr. Celâl Şengör’e göre, hepimizi bekleyen facianın boyutları (özetle) şöyle:

AFGANİSTAN OLURUZ!

“Kendimizi depreme göre hazırlamakta fayda var. Allah bize çok iyi davranışlı bir fay vermiş. Bunun yanında da, çok akılsız bir halk vermiş!
Akıllanmamız için öncelikle eğitim sistemimizi adam etmemiz lâzım. Ama akılsızlığımıza bakın ki, eğitim sistemini bırakın adam etmeyi, tamamen tahrip etmekte olan bir partiyi 15 yıldır iktidar yapıyoruz.
Böyle giderse, garanti verebilirim, bir nesil sonra Afganistan oluruz. Bu açıdan, şu anda İran’ın tozuna yetişecek durumda değiliz. Tabii bu, depreme hazırlık açısından da hayra alâmet değil...”
İstanbul’da 7 üzerinde bir şiddette deprem olma ihtimali yüzde 70 ama bir jeolog olarak ne zaman olacağına dair bir tarih veremem. Kimse veremez. Fakat büyük depremin çok uzak olmadığı kanaatindeyim.

TÜRKİYE BİTER!

Bir âfet halinde deprem İstanbul’u perişan etmekle kalmaz, Türkiye’yi bitirir. İstanbul için en az 50 bin ölü diyorlar. Bunu ikiye çarpın! Bizi yönetenler âfette İstanbul ile başa çıkamaz. Böyle bir felâkette Allah hepimize acısın!
Ben politikacı değilim. Bilim adamıyım. Gördüğümü en net, en kötü şekilde söylemek üzere eğitim aldım. Türkiye’yi yönetenler, ya da ‘yönetemeyenler’ mi demeliyim acaba, bir İstanbul depremi ile başa çıkamazlar. İşte o zaman, Allah’ın hepimize acımasına niyaz etmekten başka çaremiz kalmaz.”

En çok risk nerelerde?


Deprem profesörü Celâl Şengör”e göre, beklenen büyük İstanbul depreminde güney sahilleri çok tehlikeli...
Silivri-Tuzla arasında risk daha da artıyor. Birinci Boğaz Köprüsü’nü başvuru çizgisi olarak ele alıp, Avrupa ve Anadolu yakası sahillerine paralel bir çizgi çizelim. Onun güneyi tehlikeli...
Fakat tabii ki bu, evinizin sağlamlığına ve evinizin oturduğu zeminin tabiatına, direncine bağlı.
Bir afet halinde deprem İstanbul’u bitirmekle kalmak, bütün Türkiye’yi bitirir.
Türkiye’nin böyle bir felâketi göğüsleyecek bilgi birikimine sahip yöneticileri ne yazık ki, yok.
Kısacası artık işimiz Allah’a kalmış. Dua edelim de, büyük depremi az hasarla atlatalım! Allah’tan umut kesilmez!

Tebessüm


Temel’in Fadime’si ve enflasyon!

Sağlık eski Bakanı Rifat Serdaroğlu bilge bir kişi... Ona enflasyonu sordular. Bir Temel fıkrasıyla anlattı:
Temel, Dursun’a “Ha bu enflasyonu ben anlamadum. De bana bakayım, nedir bu?” diye sormuş. Dursun:
“Haçan sen yirmi beş yıl önce Fadime’yi aldığında fıstık gibi, vücut ölçüleri 90-60-90 değil miydu?”
Temel “He valla, aynen öyle idi” deyince Dursun izah etmiş:
“Fadime şimdi şişti şişti, 120-80-120 olmadı mı? Gördüğün gibi rakam büyümüş ama Fadime’nin değeri düşmüş! İşte enflasyon tam da budur!”

GÜNÜN SÖZÜ

Kalabalıkların başı çoktur ama bunların beyinleri yoktur!

1