Sanayide nereden geldik, şimdi ne haldeyiz?
Ekonomimiz ne durumda? Küresel rekabette neredeyiz?
Eğitimde medrese sistemiyle bir yere varmamız mümkün mü?
Eş-dost ekonomisinin, devlet eliyle fert zengin etmenin sonu ne olur?
Sevgili okurlar, iktisat alanında ülkemizin en önde gelen yazarlarından olan Güngör Uras, herkesin anlayacağı bir dille Türkiye ekonomisini anlatan bir kitap yazdı. Adı; “Sanayileşecektik, Büyüyecektik, N’oldu Bize?”
Prof. Dr. Güngör Uras, kitabında ülkemizin ekonomisini, gerçekçi bir bakışla, örneklerle ve rakamlarla gözler önüne seriyor.
Kitabı okurken, yıllardır Türkiye’nin nasıl yağmalandığını anlıyoruz.

* * *

Güngör Hoca diyor ki:
“Sanayileşmenin önemini önce anlayamadık.
Sonra kaçan treni yakalama arayışına girdik.
O çelme taktı, bu engelledi.
Her şeye rağmen sanayileşir gibi olmuştuk ki...
Bırakınız yenilerini, eskileri bile elden gitti!
Niyetimiz iyi de... Netice kötü...
Üretmek yerine ithal etmenin kolaylığı var.
Bir türlü silkinerek kendimize gelemiyoruz. Hele hele şimdilerde üretmekten vazgeçtik. Tüketiyoruz!
Sanayi sektörüne, tarıma, üretime yatırım yapacak yerde dış ve iç kaynakları inşaata, konuta, AVM’lere harcar olduk.
Bu kısırdöngüden kurtulmak zorundayız.”

* * *

Güngör Uras kitabında doğruları, gerçekleri anlatıyor, yolumuzu aydınlatıyor. Fakat bunların yapılabilmesi için, kısır çekişmeleri, partizanlığı bırakıp bu işi bilen, ehil insanlara görev vermek ve planlamak gerekiyor.
Ekonomi bilenin de, bilmeyenin de okumasında büyük yarar olan önemli bir eser. (Doğan Kitap)

* * *

Bir dokun, bin ah işit!


Dün, Şişli Belediyesi’nin, Esentepe’de bir grup vatandaşa reva gördüğü eziyetten söz etmiştim.
Meğerse aynı biçimde canı yanan daha birçok vatandaş varmış.
Kadıköy’de yaşayan, Futbol Federasyonu’nun eski Başkanlarından olan Kemal Ulusu’dan şöyle bir mesaj aldım:

* * *

“Şişli Belediyesi’nin bir apartmanın doğal gazını kestirmesiyle ilgili yazınızı ibretle okudum.
Aynı olayı biz de Kadıköy’de yaşadık. Apartmanda oturup müteahhit firmada çalışan bir kişi, bizler o firmaya imza vermediğimiz için Kadıköy Belediyesi’ne gidip apartmanın elektriğini, suyunu, doğal gazını kestirip milleti sokağa attırdı.
Bir yıl geçti, müteahhit üçte ikiyi toplayamadı ve belediye apartmanı yıkmadı.
Durumu iyi olmayan hasta insanlar sefil oldu. Gidip sordum “Neden bu insanları sokağa attınız? Neden boşalan apartmanı yıkmıyorsunuz?”
Cevap: “Çevre Bakanlığı’nın talimatı. Bizim günahımız yok!”
Bu CHP’li belediyeler bunları yaptıkça kaleleri olan bölgeler de elden gidecektir. Bu, 70 yıllık bir Kadıköylü’nün görüşüdür. (Mustafa Kemal Ulusu)
* NOT: CHP’li belediyelerin kendilerine çeki düzen vermelerinde büyük yarar var.

Bir şikâyet de Bodrum’dan!


Söz CHP’li belediyelerden açılmışken Bodrum Gündoğan’da foseptik çilesi çekenlerin sıkıntısını anlatayım. Fakat...
Bodrum deyince Bodrum Belediyesi sanmayın. Bodrum Yarımadası’nda bütün altyapı, su, kanalizasyon, foseptik hizmetleri doğrudan doğruya Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı. Vatandaş bunu bilmediği için Bodrum Belediyesi’ni suçluyor. Yanlış!
Birçok kişiden aynı şikâyeti dinledim.
Gündoğan’da foseptiği dolan binaların sahipleri gidip 89 lira yatırarak Büyükşehir Belediyesi’nden vidanjör istiyor. Şimdilerde sıkıysa gidip vidanjör isteyin. Suratını buruşturan görevli hanımdan “Çok yoğunuz, daha bayramdan önce kaydolanların foseptiklerini bile boşaltamadık” cevabını alıyorsunuz.
“Peki, parayı yatıralım, kaydedin, 20 gün sonra vidanjör gelsin.”
“Kaydedemeyiz efendim.”
“Peki bu arada foseptik taşarsa ne olacak?”
“Ceza keseriz!”
Vay canına! Belediyeye bakın! Hem görevini yapmıyor, hem de ceza tehdidi savuruyor! Vatandaş hacetini nereye yapsın? Bunda insaf var mı?
Sonra görevli hanım memur acıyarak vatandaşa yol gösteriyor:
“Özel şirkete çektirin. Yoksa cezayı yersiniz.”
Özel vidanjör fiyatı, belediyenin iki mislinden fazla: 200 lira!
Vehbi’nin kerrakesi anlaşılıyor! Vatandaşa yağlı kazık!
Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’ün bundan haberi var mı?

GÜNÜN SÖZÜ
Sizi yönetenlere soru sormazsanız yalan dinlemek zorunda kalmazsınız

13rahmibey30cm