Okurlarımdan ülke sorunları hakkında yığınla soru geliyor. Her biri kuşkularını, endişelerini, korkularını dile getirerek ayrı şeyler soruyorlar.
Bunları dikkatle okuyorum.
Reza Zarrab ve bir Halkbank yetkilisinin Amerika’da tutuklanıp yargılanmaları konusunda “Türkiye’de başaramadıkları tezgâh şimdi ABD’de kuruldu” “Tuzağı ABD’ye taşıdılar!” deniliyor.
Birçok okurum “Reza Zarrab olayı neden milli bir mesele oluyor? Alt tarafı bir kaçakçı!” diyerek meraklarını dile getiriyor.
Bazıları da “Türkiye Reza Zarrab’a neden bu kadar önem veriyor? Acaba onun bildiği, bizim bilmediğimiz önemli şeyler mi var?” diye soruyor.
Önceki Sağlık bakanlarımızdan Rifat Serdaroğlu ilginç bir çalışma yaparak merak edilen önemli soruları toparlayıp yollamış. Okuyalım:

* * *

- FETO’yu Türk devletinin en hassas birimlerine kim soktu?

- Kim 11 yıl boyunca FETO’yu el üstünde tuttu?

- 2010 Referandumu ile Yüksek Yargı’yı FETO’ya teslim eden kim? (HSYK Başkanvekili Hamsici’nin mahkemedeki ifadesine bakın)

- Kozmik Oda’ya girilmesine kim olur verdi? (Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un ifadesine bakın)

- Bank Asya’nın mevduat toplamasına kim izin verdi?

- Terör örgütünün sahibi olduğu bankaya para yatıranlar mı, yoksa o bankayı kapatmayanlar mı suçlu?

- FETO okullarına çocuklarını gönderen aileler mi, yoksa bu okulları kapatmayanlar mı sorumlu?

* * *

Devam edelim:

- Reza Zarrab denilen kaçakçıyı kim buldu?

- Bakanlara, bir devlet bankası genel müdürüne ‘Reza ile iş yapın’ talimatını kim verdi?

- Reza Zarrab’ı Türk kamuoyuna kim hayırsever diye tanıtıp kefil oldu?

- Reza Zarrab denen adamı kim ATV’ye çıkarıp özel program yaptırdı?

- 4 Bakan niçin istifa ettirildi?

- 147 ülkede 5531 Türk vatandaşı, o ülkelerin cezaevlerinde bulunuyor. Türk devleti niçin bu vatandaşlarımızdan 5530’u ile ilgilenmiyor da bir tek Reza Zarrab ile ilgileniyor? Bu çocuğun b.kunda boncuk mu var?

“Bekirağa Bölüğü”


Tarihimizi bilmeden bugünleri iyi değerlendirmek mümkün değildir.
Özellikle yakın tarihimizi iyi bilmek zorundayız.
Taylan Sorgun mesleğimizin en deneyimli, birikimi yüksek, başarılı gazetecilerindendir. Yakın tarihimiz konusunda yazdığı makale ve kitaplardan çok şeyler öğrenilir.
Kaynak Yayınları, Taylan Sorgun’un yeni kitabını yayınladı. Adı:
“Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü”
Genç okurlarımız Bekirağa Bölüğü’nü bilmez. Yakın tarihimizin çok önemli bir hapishanesidir. Padişaha ve işgalci İngilizlere muhalefet eden siyasetçiler, paşalar, komutanlar, bakanlar, gazeteciler, yazarlar, kısacası ülkeyi ve özgürlüğü savunan tüm milliciler “Bekirağa Bölüğü”ne tıkılmış, orada insanlık dışı, eziyet dolu günler yaşamışlardır.
Taylan Sorgun, Bekirağa Bölüğü’nü geniş biçimde anlatırken mütareke döneminin bilinmeyen yönlerini de gözler önüne seriyor.
Kitap, Osmanlı’nın, emperyalist devletlerle yaptığı Mondros Mütarekesi (daha doğrusu teslimiyeti) Anlaşması’ndan sonra Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a hareketine kadar geçen dönemde İstanbul’daki faaliyetlerini ve teşkilatlanmasını anlatıyor.
Birçok olayı ilk defa gün yüzüne çıkaran kaynak bir belgesel bu...
Mustafa Kemal Paşa 7-8 Kasım 1918 günü ve gecesi Adana’daki karargâhında Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali’ne nasıl karar verdi?
13 Kasım 1918 günü İstanbul’a gelişinin ardından Milli Mücadele’yi teşkilatlandırmaya nasıl başladı?
Mustafa Kemal’in İstanbul’da kurduğu gizli karargâh gecelerinde yaptığı toplantılar belgeleriyle anlatılıyor. (Kaynak Yayınları: 0 212 252 21 56 - 0 506 345 12 54)

TEBESSÜM

Çıplak kadın müşteri!


Şoför, taksiye çırılçıplak bir kadının bindiğini görünce şaşırmış. Çıplak kadın emreden bir tavırla:
“Arabayı Emirgan’a çek!” demiş.
Şoför gaza başmış ama yolda giderken sık dikiz aynasından hayretle arka koltuğa bakıyormuş... Kadın sinirlenerek bağırmış:
“Hiç mi çıplak kadın görmedin be adam?”
Şoför “Yok” demiş “Onun için bakmıyorum!”
“Ya niçin bakıyorsun?”
“Bana vereceğin taksi parasını nerenden çıkaracaksın diye bakıyorum!”

GÜNÜN SÖZÜ


Aşka inanın! Hiç değilse hayatta yiyeceğiniz kazıklardan biri tatlı olsun!

11rahmibey30cm