Aziz Yıldırım, 1998 yılında yapılan kongrede, rakibi Vefa Küçük’ten sadece bir oy daha fazla alarak Fenerbahçe Kulübü Başkanı olmuştu.

Aradan 19 yıl geçti. Fenerbahçe’nin efsane başkanlarından Ali Şen “Başkanlık değişimi için artık vakit geldi” diyor.
Ali Şen, kulübün ve taraftarların nabzını iyi tutan, psikolojik değişimleri zamanında sezen önemli bir spor adamıdır.
Ali Şen, CNN-Türk’teki canlı yayında “Aziz Yıldırım’ın başkanlığa yeniden aday olmamasını öneriyorum. Yerini Ali Koç’a bıraksın” dedi. Bu sözler çok önemlidir ve Fenerbahçeli taraftarların duygularını yansıtmaktadır.

* * *

Fenerbahçe tarihinin en zorlu başkanlık yarışlarından birinin yaşanacağı seçime 5 ay kaldı. 2018 yılının mayıs ayında yapılacak kongrede Aziz Yıldırım ve Ali Koç mücadele edecek.

Ali Şen “Ali Koç başkanlık için her şeye sahip. Koç Ailesi’nden bir kişiyi başkan görmek hayalimdi. Kalbimizle, gönlümüzle Ali Koç’u destekliyoruz. Taraftarlar da herkes Ali Koç’u destekliyor. Aziz Yıldırım yerini artık Ali Koç’a bırakmalı. Göreve geldiğinde saçları siyahtı, artık beyaz” diyor.

* * *

Aziz Yıldırım 19 yıldır Başkan... Başarıları da var, başarısızlıkları da... Fenerbahçe’ye, özellikle tesisler bakımından çok şeyler kazandırdığı muhakkak. Ancak hiçbir makam “Hayat boyu” değildir. Ali Şen’in önerisini benimseyip başkanlığa aday olmazsa soylu bir jest yapmış olur.

Aziz Yıldırım, Ali Şen’in önerisini dinlemez de yeniden aday olursa başkanlık mücadelesi çok çetin geçecek demektir.
2018’in mayıs ayındaki kongre “Fenerbahçe Başkanlık Savaşı” olarak kulüp tarihine geçecek!

“Hırsızlık davası!”


New York’ta görülmekte olan “Reza Zarrab davası” milli bir dava mıdır? Yoksa utanç verici bir hırsızlık ve rüşvet davası mıdır?

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, New York’ta 8 gün boyunca bu kritik davayı takip ettikten sonra yurda döndü. Diyor ki:
“Reza Zarrab, Halkbank üzerinden kurduğu uluslararası hırsızlık ve rüşvet ağıyla büyük servetlere kavuşup, birilerini de zengin etti. Bunu yaparken Türkiye’den İran’a yapılabilecek yasal ihracatı engelledi.

New York’ta devam eden dava milli bir dava olarak görülemez. Sadece hırsızlık davasıdır. Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşı milliydi, Kıbrıs mücadelesi millidir. Ege’deki 18 Türk adası milli bir meseledir.

Bu meseleler bir tarafta olacak, bir tarafta da para dolu ayakkabı kutuları, saatler, piyanolar olacak. Bu bir milli mesele değil, hırsızlığın milli tarafı olmaz. Hırsızlık, hırsızlıktır!”

* * *

CHP’li Emir, duruşmalar süresince Reza Zarrab’ın hâkim ve jüri önünde, Halkbank’ın eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ile eski Bakan Zafer Çağlayan’a birçok kez rüşvet verdiğini söylediğini hatırlatarak:

“Zarrab’ın mal varlığına el koymak için bu kadar bekleyenlere buradan tavsiyemiz, Zafer Çağlayan’ın da mal varlığına şimdiden tedbir konulmasıdır.

O saatlerin, ayakkabı kutularında giden dolarların, o piyanoların parasını bu yoksul millet ödemiştir. İşte milli mesele bize göre burada başlıyor.

Türkiye’yi böylesine tartışılır, böylesine el kapılarında mahkemeye düşürür hale getirenleri de kınıyoruz.”

TEBESSÜM

Havaya atılan paralar!


Sağlık eski Bakanı Rifat Serdaroğlu, hafta sonu neşesi niyetine bir fıkra göndermiş. Okuyalım:
Bir imam, bir papaz, bir haham çok iyi dost olmuşlar.

Sohbetleri ilerledikçe, birbirlerine cemaatlerinden nasıl para topladıklarını anlatmaya başlamışlar!

Papaz “Biz topladığımız parayı bir tepsiye yığar ve kilisenin duvarına da geniş ağızlı bir sürahi koyarız! Arkamızı sürahiye döner ve tepsideki paraları sürahiye doğru atarız. Sürahinin içine girenler Allah’ın, gerisi bizimdir” demiş.

Haham “Biz de paraları tepsiye koyarız ama sinagogun duvarına ağzı dar bir vazo koyarız. Vazoya giren paralar Allah’ın, gerisi bizimdir” diye anlatmış.

Sıra imama gelince:
“Sizler çok cimri imişsiniz” demiş, “Biz camide topladığımız paraları püskevit kutusuna koyar ve hepsini birden havaya, yani Allah’a doğru atarız. O, istediği kadarını alır, yere düşenler bizimdir!”

GÜNÜN SÖZÜ


İyi yönetilmeyen ülkelerde yaz günü kar yağar!

13rahmibey30cm