“HAYIR PARTİSİ”nin lideri. (tunabeklevic@gmail.com)
“Bu parti de nereden çıktı? Ne zaman kuruldu?” diyeceksiniz...
Gazetelerde ufak-tefek haberleri çıkıyor. Dikkatli okurlar mutlaka fark etmiştir.
Gerçi İçişleri Bakanlığı yasal olmayan bir şekilde işi yokuşa sürüyor, bin dereden su getirip Tuna Bekleviç’i oyalıyor ama o ve arkadaşları çok azimli görünüyor.
Bütün evraklar tamamlanarak 6 Şubat 2017’de resmen müracaat yapıldı. Beklemedeler.
* * *
Bu genç adam, 16 Nisan’da yapılacak referandum için kollarını sıvamış durumda... Meclis’te grubu olan partilerden hiçbirine mensup değil ama onlardan daha hırslı, daha çalışkan. Köy köy, kasaba kasaba dolaşıyor.
Halkımız “Evet” derse ne olur, “Hayır” derse ne olur, bunları anlatıyor.
Kişisel bir menfaati yok ama, olağanüstü bir çaba ile takdir edilecek çalışmalar yapıyor ve şöyle diyor:
* * *
“Anadolu genelinde bulunan ve sosyal medyada örgütlenen 103 bin gönüllümüz var. Sosyal medya hesaplarımızda başta Facebook olmak üzere günde 1 milyon 400 bin ziyaretçi alıyoruz. Aramızda her siyasi partiden arkadaşımız var. Hepimizin görüşü HAYIR ve sloganımız ‘BU SEFER HAYIR’
Ben ve arkadaşlarım hep dolaşıyoruz. Saha gözlemlerimizde EVET ve HAYIR oylarının hemen hemen aynı olduğunu görüyoruz.
Dengeyi biz HAYIR lehine bozacağız.
Dinamik arkadaşlarım yerel ağlar ve sosyal medya grubumuzla yüzde 3 hareket ettirebilecek bir kapasiteyi taşıdığımızı düşünüyorum. Bu da sandığın kaderini etkileyecek.
El birliği ile kazanacağız. Bu ülke bize emanet ve biz ülkemize sahip çıkıyoruz.”
* * *
“Bu muhteşem ülkede insanlarımızı barıştıramayan partileri izlemekten o kadar yoruldum ki, nefes alamıyorum, boğuluyorum.
Çaresizlik yüreğimi dağlıyor, canım acıyor.
Yıllarımı bu ihtiyar siyasetçilerin toplumsal barışı sağlayacakları umudu ile geçirdim. Partiler, vakıflar, dernekler... Kendimi bildim bileli, uğraşıyorum. Biz yeni yüzlerle tertemiz ve bembeyaz bir sayfa açacağız. Görev zamanı gelmiştir.
Önümüzdeki iki ayda “BU SEFER HAYIR” kararına odaklanıp milyonlarca seçmene ulaşmak için çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu vatan hepimizin.”
THY dudak uçuklattı!
Türk Hava Yolları, bu milletin yarattığı bir değerdir. Ben (AKP dönemi hariç) son 50 yılın bütün THY Genel Müdürleri’ni tanırım. İşinin ehli değerli insanlardı. Onların sayesinde THY büyüdü, gelişti, dünya markası oldu. AKP iktidarının denetimine geçtiğinde THY dev bir kuruluştu.
Böyle büyük bir şirketin kâr etmesi gerekir değil mi? Hani, nerede? Bırakın kâr etmeyi, zarar rekoru kırıyor. Neden? Kötü yönetiliyor da ondan...
THY, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi’ne verdiği beyanname ile bilanço zararını açıkladı.
Dudak uçuklatan müthiş bir rakam:
6 milyar 535 milyon 121 bin 777 lira zarar!
Bu korkunç zarar, zavallı vatandaşlarımızın ödediği vergilerle karşılanacak.
* * *
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, THY’deki yönetim zafiyetini ortaya çıkartmak için Meclis’e bir “araştırma önergesi” vereceğini açıkladı.
Haluk Pekşen “Şirketin açıkladığı zarar, kötü yönetimin hazin göstergesidir. Bu vahim tablonun sebebi son yıllarda şirket yönetiminin havacılık alanında profesyoneller yerine AKP yandaşları ile doldurulmasıdır. THY’yi maalesef AKP’nin çiftliği haline getirmişler!” diyor.
TEBESSÜM
“Halim kalmadı doktor bey”
Rahmetli Cumhurbaşkanı Demirel “Ekonomisi bozulan ülkelerde her şey çöker. Başta ahlâk!” der ve bunu bir fıkra ile anlatırdı. İşte bunlardan biri:
Artist adayı genç kız, doktorunu aramış:
“Bugün sizinle randevum vardı ama gelemeyeceğim, özür dilerim.”
“Hayrola hanımefendi, çok mu hastasınız?”
“Hayır!”
“Eee?”
Artist adayı genç kız: “Affedersiniz ama doktor bey” demiş “Bugün dizi film prodüktörüne gidip rol istedim. Sonra terzime gittim. Daha sonra ev sahibimle kira meselesini tartıştım.”
“Eeee...”
“Kısacası doktor bey, bir daha soyunacak halim kalmadı!”
GÜNÜN SÖZÜ
Bu ülke asırlardır Türk’tü,
hâlâ Türk’tür ve ebediyen
Türk olarak yaşayacaktır!
