İlk duruşmanın, bir ay sonra, 7 Kasım Salı günü yapılacağı açıklandı.
İddianamede tanıklık yapan eski müseccel FETÖ’cülerin attıkları çamur ve iftira çok ama bunların hiçbir kanıtı yok.
Kanıt diye ileri sürülen “17/25 Aralık sürecinde yayınlanan haberler” var. Aynı haberler diğer gazetelerde de aynen yayınlanmıştı.
İktidara mensup yazarlar bile “Bu nasıl iddianame?” diye şaşırıp kaldılar.
Artık kararı mahkeme verecek. Bunun âdil bir karar olacağına inanıyoruz. Gelinen bu aşamadan sonra beklemekten başka çare yok.
* * *
Dün tarafsız gazetecilerden Milliyet yazarı Mehmet Tezkan’ın yazısını nakletmiştim. İddianamenin ne kadar boş olduğunu anlatıyordu.
Bugün de Türkiye’nin önde gelen, en deneyimli gazetecilerinden olan Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’ün önceki gün yayınlanan yazısını (özetle) nakletmek istiyorum. Şöyle yazıyor Özkök:
“Siz kalkıp SÖZCÜ gibi bir gazetenin sahibine ‘Silahlı terör örgütünü yönetme’ ve ‘Silahlı terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından ceza isterseniz...
Bununla ilgili inandırıcı hiçbir delil ortaya koyamazsınız...
Gazetenin çalışanları hakkında ‘Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek, isteyerek yardım etme’ gibi “adeta” bir suçlu yaratmaya kalkarsanız...
İleride size “Ülkemizi felakete sürükleyen bir örgütle ilgili davaları bilerek sulandırdınız” diye eleştiri gelirse...
Bizler şaşırmayız da...
Umarım siz de şaşırmazsınız...”
Bu korku neden?
Yeni parti daha kurulmadı ama şimdiden birilerinin uykularını kaçırmaya başladı!
Ülkemizde Bizans entrikaları oldum olası vardır! Yeni parti toplantı yapmak için salon bulmakta bile güçlük çekiyor. Neden?
Demokrasinin işlemediği ülkelerde böyle yasa dışı, etik dışı engellemeler oluyor maalesef...
Etkili ve yetkili kişiler baskı yapıyor, otel sahiplerini korkutuyor, onlar da ücreti ödendiği, anlaşma yapıldığı halde, sudan bahanelerle salon rezervasyonlarını iptal ediyor!
Maşallah ülkemiz fare yürekli otel işletmecileriyle dolu... “Aman başımıza bir şey gelmesin, aman iktidarı kızdırmayalım” diye Meral Akşener ve arkadaşlarına güçlük çıkarıyorlar.
Tepesi atan Akşener “Partimizi açıklayacak bir yer bulamazsak, çadır kurar, orada açıklarız. Kimse bizi engelleyemeyecek!” diye patladı.
21’inci Yüzyıl Türkiyesi’nin haline bakın... Bu mudur demokrasi?
* * *
İktidar kanadının ve onun sadık destekçisi Devlet Bahçeli’nin endişesi nedir?
Yeni partinin “Kitle partisi” kimliğini taşıyacak olması onları ürkütüyor.
Çünkü kitle partileri her kesimden, her partiden, sağdan-soldan, herkesten oy alır...
Öyle anlaşılıyor ki bu yeni parti MHP’yi bitirecek, AKP’den de önemli oranda oy kapacaktır.
Dünyada eşi benzeri olmayan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne göre Türkiye’de iktidar olabilmek için seçmen kitlesinin en az 50 + 1 oyunu almak şarttır.
Yeni partinin iktidarı erozyona uğratarak, Cumhurbaşkanı Seçimi’nde iktidarı yüzde 50’nin altına indirip koltuktan düşürmesi pekâlâ mümkündür.
* * *
İşte bu nedenle, metal yorgunluğu içindeki AKP, yeni partiyi Devlet Bahçeli’nin yandaşlarıyla birlikte makasa alıp önünü kesmeye çalışıyor!
Meral Akşener ve arkadaşları etik olmayan bu engelleri aşmak zorundadır ve sanırım aşacaklardır.
Tebessüm
Ağanın karısına saygı
Ağanın şehre indiği bir gün eşkıyalar köyü basıp ağanın karısı dahil köylü kadınları dağa kaldırırlar.
Şehirden dönen ağa hemen silahlı adamlarını toplayarak iz sürüp mağaradaki eşkıyaları kuşatır.
Durumun kötüye gittiğini gören haydutlar kadınları bırakıp kaçarlar.
Ağa, karısına sorar:
“Bu namussuzlar ne yaptılar size? Hele bi anlat!”
Karısı öfkeli bir halde:
“Ne yapacaklar” der “Sen zamanında yetişip kurtaramadığın için hepimize tecavüz ettiler!”
“Peki, onlara benim karım olduğunu söylemedin mi?”
“Söylemez olur muyum. Söyledim, ben ‘Ağa’nın karısıyım’ dedim. Bunun üzerine ötekileri kuru yere yatırdılar, benim altıma ise halı serdiler!”
GÜNÜN SÖZÜ
Ülkeyi yılanlardan
korurken, akrepleri
gözden kaçırmamalı!
