Faruk Mangırcı, Başkent’in nabzını iyi tutan meslektaşlarımızdan biridir. Hafta sonlarında sokak sokak, kahve kahve dolaşarak insanlarla konuşur, siyasi sohbetler yapar!
Anayasa gündeme geldiğinden beri hep Konya’ya giderek araştırmalar yapıyor.
Neden Konya’ya gidiyor? Çünkü orası AKP’nin ve “Evet”çilerin kalesi...
Faruk Mangırcı bana bir mektup yazmış. İzlediği ilginç yöntemi, anlatıyor. Okuyalım:

*  *  *

“Konya’da, istediğiniz kadar Anayasa değişikliğinin zararlarını anlatın, faydası olmaz. 18 değişiklik maddesinin hukuka uygunsuzluğunu, tek adamlık meselesini filan anlatmaya hiç gerek yok.
Burada Tayyip Bey’e tapan geniş kitleler var... Siz ne anlatırsanız anlatın, kesinlikle anlamaz ve düşüncelerinden dönmezler!
Bunlardan bir sonuç çıkmayacağını bildiğim için ben de Konya’da tanıdığım ne kadar cemaatçi-tarikatçı AKP’li varsa onlara gidiyorum ve farklı bir propaganda yöntemi yürütüyorum.
Adamlar sordukları zaman, şöyle bir durum muhakemesi yapıp, onlara nelerin olacağını anlatıyorum. O zaman adamlarda şafak atıyor ve çok rahatsız oluyorlar...

*  *  *

İzlediğim yöntem şu:
“Ben EVET çıksın istiyorum arkadaşlar” diyorum
“Nasıl olsa referandumdan sonra hemen bir seçim kararı alınacak. İşte o zaman seyreyleyin gümbürtüyü. Eğer şimdiki parlamenter sistem devam ederse, sizin işleriniz de tıkırında gidecek. Bugünkü sistemde sizin kadroları tasfiye etmeleri mümkün değil. Hükümette hep söz sahibi olacaksınız. Fakat getirilecek Başkanlık Sistemi gerçekleşirse iş kolaylaşacak. Bir Cumhurbaşkanı’nın değişmesiyle hayatınız kararacak.
Tayyip Erdoğan da hepimiz gibi bir fani... Bin sene yaşayacak değil. Veya bir gün sandıkta kaybedecek. İşte o zaman, o gece, seçilen yeni Cumhurbaşkanı elde ettiği, yetkilerle bir gecede, bütün Kuran Kursları’nı, İmam Hatip okullarını kapatabilir, bütün üniversitelerdeki rektörleri, dekanları değiştirebilir, gazetelerinize, televizyonlarınıza, radyolarınıza, bankalarınıza, vakıflarınıza el koyacak kararnameleri yazıp imzalar, Anayasa Mahkemesi’ni, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu hallaç pamuğu gibi atar, bütün bürokrasiyi dakikada değiştirir. Ortadoğu’dan ve gericilikten uzaklaşıp Avrupai bir ülke haline geliriz. O sabah herkes bambaşka bir Türkiye ile karşılaşır.
İşte ben bu yüzden ‘EVET’ çıksın istiyorum.”

*  *  *

Faruk Mangırcı mektubunu “Bu sözler emin olun cemaat ve tarikatçıları çok rahatsız ediyor. Böyle bir ihtimal gözlerini korkutuyor, kara kara düşünüyorlar” diye bitiriyor.

Tamburalı Paşa


Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı (namı diğer Tamburalı Paşa) siyasete atıldı.
Ben onu Güneydoğu, Kuzey Irak ve Kuzey Kıbrıs Kahramanı olarak tanıyorum.
Tamburalı Paşa Vatan Partisi’ne üye olarak dün Ankara’daki 10’uncu Büyük Kurultay’a katıldı.
Genel Başkan Doğu Perinçek’in 81 ilden büyük katılım sağladığı kurultay canlı ve heyecanlı geçiyor. Delegeler de, Tamburalı Paşa da HAYIR’cı.
“Türkiye’nin sorunları ve geleceği bir insanın iki dudağının arasına bırakılamaz. Bu yüzden referandumda oyum HAYIR’dır” diyor.
Güneydoğu’da PKK’lı teröristlerle göğüs göğüse çarpışan Korgeneral Hasan Kundakçı, yanında devamlı olarak Amerikan yapısı Thompson marka tamburalı hafif makineli tüfek taşırdı.
Tambura, yuvarlak bir şarjördür. 50, 75 veya 100 mermi alır.
Korgeneral Hasan Kundakçı 20 Mart 1995’te PKK’ye ağır darbe indiren “Cudi Dağı Operasyonu”nu yönetmiş ve Tamburalı otomatik tüfeği ile çatışmalara bizzat katılmıştı.
Tamburalı Paşa “Orgeneralliğe” terfi etmesi beklenirken, bir ayak oyununa gelmiş ve sürpriz bir şekilde emekliye sevk edilmişti!

TEBESSÜM

Nüktede zarafet


Ünlü düşünür ve tiyatro yazarı Bernard Shaw, İngiltere Başbakanı Churchill ile hiç geçinemez, her vesile ile onu iğnelemeye bayılırmış...
Bir gün Bernard Shaw bir eserinin galası için Churchill’e iki kişilik bir davetiye yollamış:
“Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu da alarak gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa!”
Churchill davetiyeyi özür dileyerek iade etmiş:
“Başka bir yere söz verdiğim için oyununuzun ilk gecesine gelemiyorum ama ikinci gece gelebilirim... Tabii ikinci gece oynayabilirseniz!”

GÜNÜN SÖZÜ

Uluslar, gözünü de, ağzını da
açmalı! Kapalı ağızlara armut
düştüğü hiç görülmemiştir!

11rahmibey30cm