Aytunç Erkin...
SÖZCÜ’nün başarılı editörü...
Kimsenin FETÖ örgütünü yazamadığı dönemde Aytunç Erkin yayınladığı “FETÖ’nün ŞİFRELERİ” adlı kitabı ile büyüyen tehlikeyi haber vermişti. Yıl 2005 idi... O tarihte devleti yönetenler bile Fetullah Gülen’e biat ediyor, yazılanlara inanmıyordu.
Aytunç Erkin şimdi ilginç bir kitap daha yazdı. Adı: “KARDAN ADAM”
FETÖ kumpasının hikâyesi... Yani yakın Türkiye tarihinin bilinmeyen yanları ile bir özeti...
Dalgalar halinde gelen operasyonlar...
Aydınlara gözdağı veren “Derin Devlet” yöntemi...
Herkesin birbirinden kuşkulandığı ürkütücü, ürpertici kapkara bir dönem...
İhbarcılar, muhbirler, gizli tanık rezaletleri...
Kitaba adını veren “KARDAN ADAM” nedir?
Bu, e-posta yoluyla gelen FETÖ’cü polisler ve savcılar tarafından kurgulanmış ihbar mektuplarındaki rumuzdur.

* * *

Ergenekon davası FETÖ’cü “Polis-Savcı-Yargıç” üçgeni tarafından hazırlanıp yönetilen bir süreçti...
O dönemde yaratılan fırtınalar, sabahın kör karanlığında dalga dalga gelen baskınlar, üretilmiş delillerle hayatları karartılmış insanların feryatlarına neden oluyordu.
Silivri duvarlarında yankılanan bu feryatlar o hain FETÖ örgütünün eseriydi! “Korku imparatorluğu” denilen bir dönemdi bu...
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, bu imparatorluğun başı gibi davranıyor ve siyasi iktidar tarafından da alabildiğine destekleniyordu.
Dönemin Başbakanı’nın Mercedes marka zırhlı araç tahsis etmesi ise bu savcının gücünün âdeta mutlak olduğunun kanıtıydı.

* * *

Yoğun insan hakları ihlalleri, kanunsuz aramalar, haksız gözaltılar ve gerekçesiz tutuklamaların doruğa çıktığı günler...
Aytunç Erkin’in kitabında, AKP eski Milletvekili Emin Şirin, kendisinin de imzasız ihbar mektuplarıyla dahil edildiği büyük Ergenekon komplosunu, dönem Türkiyesi’nin röntgenini çekerek sergiliyor.
Tarihe belge olacak kitap, son 15 yılın iç ve dış politika olaylarına, operasyonlara, davalara, yolsuzluklara, suçlamalara ve gerçeklere ışık tutuyor. (Kırmızı Kedi Yayınları)

Saldırgan köpek olayı!


Bir sokak köpeğinin ünlü spor yorumcusu Ömer Üründül’ü ısırdığını yazdım, sanki dünya savaşı çıkardım... Bir kıyamet koptu ki, sormayın!
Efendim, köpeğin saldırısını yazmamam lâzımmış... Zavallı köpeklere düşmanlık yapıyormuşum... Yani arada bir ısırmalarında ne mahzur varmış!
İnsan olan hayvanları sever ama bunlar sadece lâfta hayvansever!
Ben bütün köpeklerden değil, sadece saldırgan bir köpekten bahsettim, bunların kuyruğuna basmış gibi oldum! Hiç merak etmesinler, ben yazsam da, yazmasam da, köpekler sürüler halinde sokaklarda dolaşmaya devam ediyor zaten...
Zavallı hayvanların çoğu aç, bitkin, her yanları kene içinde ve hasta!

* * *

Gerçek hayvansever okurlarımdan çok sayıda destek mesajı gelmeye devam ediyor.
Bunlardan biri Kanada’da yaşayan okurum Tarık Karslı’dan... Şöyle diyor:
“Biz ailece köpekleri çok severiz. Çocuklarım köpeklerle beraber, hatta aynı yatakta yatarak büyümüşlerdir. Şimdi torunum evde sevimli köpeğimizle büyüyor.
Yaz aylarında geldiğim Antalya Kemer’de belediye ile anlaşıp ‘Hayvan Koruma Derneği’ kurduk.
Bizim kısırlaştırma ve hayvan barınağına alma programımız ‘sözüm ona hayvan severler grubu’nun (!) protestolarıyla karşılaştı. Bunlar böyle yaparlar ama bunların hiç biri hayvanları evlerine almazlar!
Batı ülkelerinin hiç birinde sokaklarda başıboş dolaşan sahipsiz hayvan göremezsiniz. Uygarlık budur. Bizim gayemiz köpekleri sokaktan kurtarmaktı, maalesef engel oldular! (Tarık Karslı-Kanada)

TEBESSÜM

“Melek kaynana!”


Damatlar genellikle kaynanalarından şikâyet ederler. Kayınvalideler herhalde hep kızlarından yana çıktıkları için damatlarına pek sempatik görünmezler. Fakat memnun olanlar da vardır. Mesela Damat Cemal...
Akşam iş dönüşü, bir grup arkadaş kahvede toplanmış sohbet ederlerken, Cemal kaynanasından sevgiyle, övgüyle bahsedip, biraz da edebiyat yaparak:
“Arkadaşlar, benim kaynanam göklerde uçan güzel bir melek!” demiş.
Onu dinleyen Temel derin bir “Ah” çekip konuşmuş:
“Sen çok şanslısın azizim. Benimki hâlâ yaşıyor!”

GÜNÜN SÖZÜ

Yükseklerde uçan ve ne oldum delisi olan insanların düşmeleri çok sert olur!

11rahmibey30cm