Bir süredir, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Kuvvet Komutanları’nı yanına alarak, Kardak Adası yakınlarında yaptığı deniz gezisinde objektiflere poz vermesi eleştiriliyor.
Hulusi Paşa’nın bu şovu olsa olsa bir hatıra fotoğrafı olur o kadar!
Biliyorsunuz Kardak, Bodrum’un çok yakınında, insanların yaşamadığı küçücük iki ayrı adacıktır. Kayalık da denilebilir.
1996 yılında Yunanlar bu adaya da göz koyup asker çıkarmışlar, fakat Türkiye’nin kararlı tutumu nedeniyle askerlerini adadan geri çekmek zorunda kalmışlardı.
O tarihte Deniz Kuvvetleri Komutanı olan ve komandolarıyla Kardak’ı kurtaran Oramiral Güven Erkaya’yı da rahmetle analım.

*  *  *

Şimdi Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve diğer komutanlar, arka planda Kardak Adası’nın göründüğü fotoğrafla herhalde Yunanistan’a gözdağı vermek istiyor.
İyi de... Genelkurmay Başkanı ve komutanların fotoğraf çektirdiği yerin iki deniz mili ötesinde Yunanlar işgal ettikleri Muğla ili sınırları içindeki Türk adasında egemenlik gösterisi yapıyordu. Buna ne buyurulur?
Ege Denizi’nde Kardak’tan kat kat daha büyük 18 Türk adası göz göre göre işgal edilirken, vatan topraklarını savunmakla görevli AKP iktidarı ve Genelkurmay, bu zorbalığa şaşılacak biçimde sessiz kaldı.
Şimdi, boş, ıssız, kimsenin yaşamadığı, ekonomik değeri de olmayan Kardak Adası civarında hatıra fotoğrafı çektirmenin ne yararı var?
Komutanlar bu gösteriyi, Yunanistan’ın işgal edip bayrağını diktiği 18 adanın önünde yapmalı, Türk adalarından Yunan bayraklarını indirtmeli!
O zaman onları gönülden alkışlarız.
Kardak önlerinde turistik gezi yapmanın bir faydası yok!

*  *  *

Dışişleri Bakanlığı, bundan sonra Ege’de gerekli görülecek adımların atılacağı mesajını verdi.
İnanalım mı dersiniz?
Palikaryalar 18 Türk adasını işgal ettikten sonra bile aklımız başımıza gelmedi. İnşallah artık uyanırız.
Ege’de işgal edilen Türk adaları sorununu kamuoyunun öğrenmesini sağlayan vatansever bir emekli albay var: Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım.
Bu değerli askerden bir mesaj aldım. Şöyle diyor:
- Yunan paraşütçülerinin Kardak kayalıklarına iki mil uzaklıktaki bölgeye atlayış yapmaları üzerine Dışişleri Bakanlığı çok sert açıklama yaptı.
- Yunan Deniz Kuvvetleri 6 Ekim 2016’da, gayrı askeri statüdeki Sakız Adası’na amfibi Çıkarma harekâtı yaparken Türk Dışişleri Bakanlığı neredeydi?
- Yunan Savunma ve Komuta kademesi, çıkarma harekâtından sonra İzmir Koyun Adası’na gidip egemenlik ve bayrak gösterisi yaparken Türk Dışişleri Bakanlığı neredeydi?
- Yunan Genelkurmay Başkanı Apostolakis Yunan askerleriyle birlikte işgal ettikleri Türk adasında sözlü sazlı zafer kutlaması yaparken bizimkiler neredeydi?

TEBESSÜM

Siyaset nedir?


Okurum Sait Nadir Güven’den bir fıkra:
Öğretmen, küçük Temel’e sorar:
“Temel, siyaset nedir?”
Temel 12 yaşındadır ve siyaseti bilemez.
Eve döner dönmez babasına:
“Baba siyaset nedir? Bugün öğretmenim sordu, bilemedim” der.
“Bak oğlum, anlatayım. Para kazanıp eve getiren kimdir?”
“Sen”
“O halde kapital sahibi benim. Dışarıda alışveriş işlerini yapan kim?”
“Annem.”
“İşte oğlum, işleri yöneten annen de hükümettir.”
“Senin bebek kardeşine kim bakıyor?”
“Dadı.”
“İşte o dadı işçidir. Kardeşin de istikbalimiz.”
“Peki baba ben neyim?”
“Sen de halksın oğlum. Şimdi öğrendin mi?”
Temel “Öğrendim” diyerek yatağa gider, derin bir uykuya daldığı sırada bağrışmalarla uyanır. Koşup kardeşine bakar. Bebek her tarafını pisletmiş feryat ediyor.
O sırada salondan sesler duyar, usulca açıp bakar. Babası ile genç dadı çırılçıplak bir halde kanepenin üzerinde tepişiyor.
Hemen annesinin odasına koşar ama derin bir uykuda olduğu için onu uyandıramaz.
Perişan, halsiz ve ne yapacağını şaşırmış durumda yatağına gider.
Sabah olunca babası “Temel siyaseti öğrendin mi?” diye sorar.
Temel “Öğrendim” der ve anlatır:
“Kapitalist işçiyi sömürüyor, istikbalimiz pislik içinde, hükümet uykuda, halk ne yapacağını şaşırmış durumda. İşte siyaset bu baba!”

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanlar her zaman
kahraman olamazlar ama
her zaman insan olabilirler
11rahmibey30cm