Sevgili Ege Cansen’in dünkü yazısının son sözü “Korku arttıkça akıl baştan gider” idi. Doğru bir söz.
“Ülkenin iktidarı da artık bu duruma mı geldi acaba?” diye düşünmeden edemedim.
SÖZCÜ’ye yapılan FETÖ operasyonunun nedeni, 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’te tatil yaptığı otelin adres ve görüntülerini internet sitesinde yayınlamak, olarak gösterildi.
Ve iddia, artık sakız haline gelmiş, klişeleşmiş bir suçlama:
“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı silahlı isyanı kolaylaştırmak.”
Şu ifadeye bakar mısınız? Bu vatan için her türlü fedakârlığı göze alan, terör çetelerini lânetleyen, FETÖ’nün kirli ilişkilerini ortaya çıkaran, Fetullah Gülen’le 30’dan fazla ceza ve tazminat davası olan bu gazetenin patronu ile üç mensubu nelerle suçlanıyor?
Daha önce de yazdık... Atılan çamur SÖZCÜ’ye asla yapışmaz!
Kimin ne olduğunu herkes çok iyi biliyor...
Vatandaşın SÖZCÜ’ye olan güveni o kadar büyük ki, haksızlığı protesto etmek için, tek satır bile haber ve yorum olmadan, 20 sayfası da bomboş, bembeyaz çıkardığımız SÖZCÜ o gün 400 binden daha fazla satıldı. Bu rakam, iktidar yandaşı bütün gazetelerin toplamından çok daha fazla!
Bu dayanışma, okurlarımızın SÖZCÜ’yü nasıl gönülden desteklediklerinin en güzel, en içten ifadesidir.
* * *
SÖZCÜ avukatlarından Celâl Ülgen’in şu sözleri de dikkate değer:
“Bu soruşturmada bugüne kadar 6 savcı değişti. Hiçbiri kurumumuza yönelik suç unsuru görmedi. Sonunda Batman’dan gelmiş bir savcı arama ve el koyma kararı verdi. Artık takdiri sizlere bırakıyorum.”
Demek ki neymiş? 6 savcı hukuk mu bilmiyormuş acaba? Batman’dan gelen savcı onlardan daha büyük, daha bilgili bir hukuk adamı mıymış?
Üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken hazin bir durumdur bu maalesef!
* * *
Peki, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bu soruşturmaya ne diyor?
Toplumun adalete olan güveninin sarsıldığını görmüyor mu?
SÖZCÜ’ye yapılan operasyon konusunda, birçok siyaset ve hukuk adamı görüşlerini açıkladı. Hepsi de “Yargıya gölge düştü” dediler ama Bekir Bozdağ’dan çıt yok! Ne bir ses, ne bir nefes!
Adalet Bakanı’nın adaletle uğraşacak vakti yok demek ki! Helâl olsun!
Türkiye’de adalet imajı her geçen gün biraz daha erozyona uğruyor, Bakan Bey ise sadece seyrediyor!
Adalet Bakanı’nın adaleti (!)
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu gazetelere ve gazetecilere yapılan baskıları, tutuklama, gözaltı ve soruşturmaları yakından izliyor, tepkisini gösteriyor.
Türkiye cezaevlerinde tam 159 gazeteci yatıyor. Bu bir dünya rekorudur.
Gerçek demokrat ülkeler, sözde demokrat Türkiye’de basının haline “Vah vah!” diye acıyarak bakıyor.
SÖZCÜ’nün imtiyaz sahibi Burak Akbay’ın dün manşet olan sözleri de ülkemizin acı gerçeğini gözler önüne seriyor:
“Tek suçum, Türkiye’de gazetecilik yapmak! Amaç SÖZCÜ Gazetesi’ni ele geçirmek, susturmak. Elbet bir gün hak ve adalet yerini bulacaktır”
İşte, meselenin özeti bu...
* * *
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, hapisteki meslektaşlarımızı ziyaret etmek, onlara moral vermek istiyor.
Hem mesleki, hem insani bir davranıştır bu...
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto:
“Adalet Bakanlığı’na tam 3 defa yazılı müracaatta bulunduk. Hiçbir cevap gelmedi. Yetkililere sorduk ‘Dilekçeleriniz Bakan Bey’in imzasında. Onu bekliyoruz’ dediler. İmza nedense bir türlü atılmıyor!” diyor.
Sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ... Soruyorum: Senin adaletin böyle mi?
TEBESSÜM
“Her şey benden sorulur!”
Güney Amerika diktatörlerinden biri yaptırdığı akıl hastanesini geziyormuş. Bir hastanın kendisine çok dikkatli baktığını görünce yanına yaklaşmış:
“Hayrola, beni tanımadın mı?”
“Hayır, tanımadım. Hem neden tanıyayım ki? Kimsin sen?”
Diktatör onu küçümser bir şekilde tebessüm etmiş:
“Ben devletim. Bu ülkenin en yetkili adamıyım. Her şey benden sorulur!”
Akıl hastası gülmüş:
“Ben de öyle başlamıştım, sonra beni buraya tıkadılar işte!”
GÜNÜN SÖZÜ
Ufak insanları hakir görme,
onların büyük gururu olur,
bir gün seni devirebilirler!
