Atatürk’e ve onun muhterem ailesine saldırıp duruyorlar! Bazı utanmaz yayın organları da bu şerefsizleri “Tarihçi” diye tanıtıyor, İstanbul Üniversitesi de bu tip sapıklardan birini konuşmacı olarak davet ediyor!
İnsan cahil olabilir, bilgisiz olabilir, eğitimsiz olabilir ama bir de “vicdan” denilen bir haslet vardır. Bunlarda vicdan da yok! Ahlâktan yoksun, iftiracı yaratıklar bunlar...
Nur cemaatinden olduğu belirtilen bir herifin de Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım için “Resmi kayıtlara göre genelevde çalışıyordu” gibi sapıkça ifadeler kullanması iğrenç bir iftiradır!

*  *  *

Türkiye’de çok sayıda değerli tarihçi var. Bunlardan sadece ikisinin görüşlerini, bilginiz olsun diye nakledeceğim.
Yusuf Halaçoğlu... Türk Tarih Kurumu’nun eski Başkanı ve Kayseri Milletvekili...
Halaçoğlu “Türkiye’de sandığımdan daha çok hain var” diyor ve ekliyor:
“Sözde bir tarihçi çıkmış, bu ülkenin kurtarıcısı ve kurucusuna hakaret ediyor. El insaf! Bu gibi kişilerden dolayı artık ‘tarihçiyiz’ demeye utanır olduk. Ülkemizde sandığımdan çok daha fazla hain var maalesef... Varlıklarını o kişilere borçlu oldukları halde, kurucusuna hakaret eden kişiler, ya cehaletle, ya da hainlikle suçlanabilir.”

*  *  *

Ülkemizin önemli tarihçilerinden biri olan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Atatürk’ü ve onun manevi kızı Afet İnan’ı hedef alan saldırılara çok sert tepki gösterdi:
“Herifler tarihi çarpıtıyor. Bunlar cahil adamlar, ne bilirler tarihi? Bir bok bildikleri yok. Allah’ın hödüğü! Afet İnan’a çok ayıp edildi. Afet Hanım hem benim hocamdı. Ben dünyada bu kadar terbiyeli, seviyeli, mütevazı, her şeyi güzel anlatan, şekerler şekeri bir hoca görmedim. Gadre uğrayan insanları kendi kürsüsüne alır korurdu. Her bakımdan mükemmeldi. Aynı şekilde Sabiha Gökçen de öyleydi.”
İlber Ortaylı Hoca, bu heriflerden birinin İstanbul Üniversitesi’ne konuşmacı olarak davet edilmesine de tepki gösterip:
“Dünyada hangi üniversite, hangi fakülte böyle bir cahili tarih konuşturmak için oraya çağırır? Kimin aklına gelir? Böyle bir şey olmaz!” diyor, doğru söylüyor.

Türkiye Gençlik Birliği


Bir gençlik kuruluşu var sevgili okurlar... Adı: Türkiye Gençlik Birliği... Çok yararlı eylemler yapıyor, gençliğin tepkilerini gösteriyor.
İstanbul Üniversitesi, Atatürk’e nefret kusan herifi konuşmacı olarak üniversiteye davet etmek saçmalığını göstermişti.
Bunu haber alan Türkiye sevdalısı gençler, profesör kisvesi altında iftiralar yağdıran müfteriyi üniversiteye sokmayınca program iptal edildi. Demokratik protesto hakkını kullanan Türkiye Gençlik Birliği’nin yurtsever davranışı, toplumda takdirle karşılandı.

Yerel tohum ulusal güçtür


Yaz iyice yaklaştı... Artık Bodrum’u sık sık konuşacağız. Bodrum deyince akla plajlar, güneş ve magazin geliyor ama değişik güzel şeyler de oluyor orada...
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, 2016 yılında Muğla, Bodrum ve diğer ilçeler için “Yerel Tohum Merkezi”ni kurdurmuş ve yerel organik tohumlar üretme çalışmalarını başlatmıştı.
Üretilen ilk fideler nihayet üreticilere dağıtıldı.
“Yerel tohum ulusal güçtür” sloganıyla kurulan merkez, üreticileri çok memnun etti.
Ülkemizde bu tür çalışmanın örneği pek az. Bazı üreticilerle konuştum, zevkten dört köşeler.
Bu tür üreticiye yararlı çalışmaları diğer belediyeler de örnek almalı.

TEBESSÜM

“Padişahına de ki...”


Köye gelen tellâl “Padişahımız Balkanlar’a sefere çıkacak. Her ailenin en büyük erkek çocuğu askere alınacak!” diye bağırır.
Köylü Hüsmen ağa ne yapsın? “Ferman padişahımızın” der ve en büyük oğlunu sefere gönderir. Bir süre sonra Hüsmen ağaya “Şehit babası oldun” derler.
Birkaç yıl sonra yine tellâllar gelir:
“Padişahımız İran seferine çıkacaktır. Her ailenin en büyük oğlu askere alınacak.”
Hüsmen ağa ikinci oğlunu da gönderir... Fakat ondan da bir daha haber gelmez.
Aradan iki yıl daha geçer. Tellâllar yine gelip:
“Padişah efendimiz...” diye başlayınca Hüsmen Ağa patlar:
“Yeter be tellâl efendi, yeter! O padişahına de ki, benim şeyime güvenip bir daha ona buna savaş açmasın!”

GÜNÜN SÖZÜ

Herkes düşündüklerinde
yanılabilir ama aptallar
yanıldıklarını anlamazlar!

11rahmibey_aynen