Uğur Dündar’ın Halk TV’deki “Halk Arenası” programında konuşan sevgili kardeşimiz Yılmaz Özdil’in sözleri müthişti.
Özdil, SÖZCÜ’ye FETÖ’cü çamuru atılarak yapılan algı operasyonuyla ilgili olarak:
“Süzme FETÖ’cülerin iftirasıyla SÖZCÜ’nün sahibi Burak Akbay üzerinde soru işareti yaratılıp gazeteyi imha etmek istiyorlar. Bu iftira tutar da gazete kapatılırsa Türkiye kaybeder” dedi.
Yılmaz Özdil’in bu teşhisi doğrudur. Olay, SÖZCÜ’ye ve İmtiyaz Sahibi Burak Akbay’a hazırlanan bir komplodur.

*  *  *

Ben Burak Akbay’ı, 1971 yılında doğduğu günden beri tanırım. Çünkü babası Ertuğrul Akbay benim 50 yıllık arkadaşımdır. Uzun yıllar aynı gazetelerde yan yana, omuz omuza birlikte çalıştık. Ayrıca ailece de tanışırız. Burak Akbay’ın annesi Mine Hanım, eşim Emel’in arkadaşıdır.
Burak Akbay’ın okul çağlarını, delikanlılığını, Uludağ’da kayak sporu yaptığı günleri, İsviçre’deki yüksek tahsil yıllarını hep bilirim.
Allah aşkına söyleyin, ben o kadar ahmak bir insan mıyım ki, bunca yıldır Burak Akbay’ın FETÖ’cü olduğunu anlayamadım?
İnsanda biraz vicdan olur yahu!
Bu çamuru atanlar bir de dindar geçiniyorlar! Böyle müfteriler, insanı dinden imandan soğutuyor! Yaptıkları ahlâksızlığın daniskasıdır!

*  *  *

Burak Akbay tam bir Atatürkçü cumhuriyet çocuğudur, sağlam bir yurtsever, büyük bir vatanseverdir. Onu iyi tanıdığım için bunu tüm inancımla söylüyorum.
2007 yılında, SÖZCÜ’nün kuruluş çalışmaları sırasında SÖZCÜ logosunun başına Atatürk’ün mavi gözlerinin fotoğrafı ile ay-yıldız şeklindeki “T.C.” harflerini koymak ve logoyu o şekilde bir bütün haline getirmek Burak Akbay’ın fikridir. Atatürk ilkelerine bağlılık onda en üst düzeydedir.
SÖZCÜ, FETÖ ile kıyasıya mücadele ediyordu. Gazetenin arşivi ve Fetullah Gülen’in SÖZCÜ aleyhine açtığı 30 dava bunun kanıtıdır.
Şimdi kripto FETÖ’cüler “Burak Akbay’ı iftira kampanyası ile yıpratalım ve SÖZCÜ’yü imha edelim! Gazeteyi kapattıramasak bile çamur atalım izi kalsın!” diye harekete geçti.

*  *  *

SÖZCÜ, sahibi gibi Türkiye sevdalısı muhalif bir gazetedir. Bu gazetenin ve yazarlarının yaptığı etkili muhalefet iktidarı çok rahatsız ediyor ve kızdırıyor. Ancak bütün demokratik ülkelerde yönetime talip olanlar, tenkit edilmeye de hazır olmalıdır.
Eleştirilere tahammülsüzlük hiçbir âdil iktidara yakışmaz!
Şimdi, kripto FETÖ’cülerin saldırılarını fırsat bilen iktidar SÖZCÜ’ye baskı için ne mümkünse yapıyor!
Kılıçdaroğlu adalet aramakta haklıdır. Ülkede adalet olsa durum böyle mi olurdu?
Aslında SÖZCÜ’ye saldırmak, Türkiye’ye, Türk halkına yazık etmektir!
Biz her şeye rağmen Türk yargısına inanmak ve güvenmek istiyoruz. Adalet mutlaka tecelli edecektir.

Dünya bizden bahsediyor


Türkiye yabancı basının gündeminde... Avrupa ve Amerika’daki gazetelerde Türkiye hakkında çok sayıda yorumlar, eleştiriler çıkıyor.
Okurum Tarık Karslı, Kanada’da yaşayan ve memleket özlemini gidermek için sık sık Türkiye’ye gelip giden bir yurttaşımızdır. Onun bana yolladığı bir e-postayı sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Bugün Ottowa Citizen Gazetesi’nde bir yazı vardı ve başlığı ‘Türkiye’de hapisteki gazetecilerin serbest bırakılmaları lâzım.” şeklindeydi.
Bunu okuyunca Emine Hanım’ın sözleri aklıma geldi. ‘Biz iktidara gelene kadar Türkiye’nin adı yabancı medyada pek geçmiyordu’ demişti. Ne kadar da haklıymış (!). Şimdi hemen her gün yabancı gazeteler Türkiye’den bahsediyor ama olumsuz bir şekilde... Keşke eskisi gibi olsaydık da, adalet sistemimiz doğru dürüst çalışsaydı!”

TEBESSÜM

Kaplumbağa ve adalet!


Ülkenin birinde, bir kaplumbağa görülmemiş bir hızla koşuyormuş.
Tavşan, güçlükle peşinden koşup yetişmiş:
“Kaplumbağa kardeş, ne oldu sana? Niye böyle kaçıyorsun?”
Kaplumbağa nefes nefese:
“Cunta geliyormuş...”
Tavşan şaşırmış:
“Canım, sana ne cuntadan?”
“Olur mu tavşan kardeş, ya beni fil sanıp asarlarsa!”
Tavşanın aklı iyice karışmış:
“Kaplumbağa kardeş, sen fil değilsin ki...”
“Fil olmasına fil değilim ama adaletin olmadığı yerde fil olmadığımı anlatıncaya kadar beni çoktan ipe çekerler!”

GÜNÜN SÖZÜ

İçinde birazcık vicdan
olmayana verilen hiçbir
öğüt fayda etmez!

11rahmibey_aynen