Türkiye Büyük Millet Meclisi Muhafız ve Tören Taburu eski Komutanı...
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı eski komutan yardımcısı...
Emekli Albay Tahsin Ataizi, 4 ayı aşkın süredir tutuklu olan SÖZCÜ muhabiri Gökmen Ulu ile diğer tutuklu gazetecileri ziyaret için Silivri Cezaevi’ne gitti. Fakat...
Oranın hapishane değil, birçok kişinin anlattığı gibi, “zulüm hane” olduğunu anladı!
Çünkü E. Albay’a görüşme izni vermediler!
Görevli jandarmalar “Yassah hemşerim!” dedi.
Cezaevi yönetiminin ret gerekçesi:
“Adalet Bakanlığı Birinci dereceden akrabalık arıyormuş!”

* * *

E. Albay Tahsin Ataizi bana yazdığı mektupta (özetle) şöyle diyor:
“SÖZCÜ’müz olan SÖZCÜ Gazetesi ile Cumhuriyetimizi temsil eden Cumhuriyet Gazetesi’nin tutsak olan yazar ve çizerlerine borcum olan teşekkürlerimi söyleyerek ‘Geçmiş olsun’ dememe izin vermediler.
Ben kalemleriyle ülkemizi savunan SÖZCÜ mensuplarını tarihin yazacağına inanıyorum.
Günümüzde rüzgâra karşı uçan kuşlar (kartallar) ve rüzgârı arkasına alıp uçmaya çalışan “Kargalar, serçeler” vardır.
Ben rüzgâra karşı uçan kartallar olan, doğru bildiklerini yazan, dik duran kalemlere selam olsun diyorum.
Korkmadan yaşamak, doğruların yanında olmak, gönüllerde yaşayarak ölümsüzleşmek ne kadar güzeldir. Ulu önder Atatürk’ümüzün hâlâ gönüllerimizde yaşadığı ve ilelebet yaşayacağı gibi...”

* * *

“Tutuklu olan basın mensuplarının sayılarında bir yanlışlık yoksa (175 gazeteci olduğu yazıldı) ‘Dünya Birincisi’ olmuşuz. Ben vatandaş olarak böyle birincilikleri istemiyorum. ‘Tutuklu basın mensuplarımıza özgürlüklerini verin artık’ diyorum.
Adalet bir gün herkese lâzım olacaktır.
Silivri’ye sadece ziyaret amacıyla gitmiştim. Atatürkçü basın mensuplarına teşekkür etmek istiyordum. Maalesef görüştürmediler!
‘Yenildim bu adalete’ diyerek ziyareti yapamamanın burukluğu içinde evin yolunu tuttum. Onlara teşekkür edemedim, vefa borcumu ödeyemedim. Bunu şimdi SÖZCÜ vasıtasıyla yapıyorum. Tarih sizleri büyük yurtseverler olarak yazacak.”

Türk’üz, doğruyuz, üzgünüz!


Erdoğan Tokmakçıoğlu, çok sayıda eserin sahibi değerli bir yazarımızdı. Onu 5 Eylül günü kaybettik. Bu perşembe bir ay olacak.
Onunla Gözcü Gazetesi’nde uzun yıllar birlikte çalışmıştık.
Bugün hemen herkesin dilinde olan “Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar” sözünün sahibi Erdoğan Tokmakçıoğlu’dur.
Onun en beğendiğim kitaplarından biri de “Ünlü Türk Hainleri” adlı eseridir. İçimizden ne kadar çok hain çıktığını anlatan ilginç bir kitaptır!
Erdoğan Tokmakçıoğlu yazılarına mizah katardı. Ona Allah’tan rahmet dilerken, “İşte Türkiye” diye yazdığı kendine özgü yazılarından birini birlikte okuyalım. Bakalım “İşte” dediği Türkiye nasıl bir yermiş, onu görelim:
“Biz neyiz?
Sağcıyız, solcuyuz!
Hancıyız, yolcuyuz!
Futbolcuyuz, güçlüyüz!
Üç oda, bir holcüyüz!
Cimriyiz, bolcuyuz!
Yumurtayız, folcuyuz!
Dağcıyız, çölcüyüz!
Cemaatiz, cemiyetiz!
Sağlamız, illetiz!
Aşiretiz, milletiz!
Zaferiz, hezimetiz!
Düşüneniz, kaşınanız,
Şaşıranız, şaşırtanız!
Çoğunluğuz, azınlığız!
Yargıyız, infazız!
Türk’üz, doğruyuz, üzgünüz!”

Tebessüm

Aldatılan kocanın dramı!


Karsının kendisini aldattığını öğrenen koca, tabancasını alıp, akrabası olan bir genci de zinaya şahit olsun diye yanına alarak evi basar.
Dertli koca, karısı ile âşığını yatakta suçüstü yakalayınca beyninden vurulmuşa döner.
Tabancasını yataktaki adama doğrultur ama o sırada karısı hışımla fırlayarak şöyle bağırır:
“Vur! Vur istiyorsan! Ama önce gerçeği öğren! Çocukları Amerika’da nasıl okuttuk sanıyorsun? Paraların hepsini bu adam verdi! İstanbul’daki evi, Boğaz’daki yalı dairesini nasıl aldık sanıyorsun? Paralarını hep bu adam ödedi! Kapıdaki otomobilimizi kim aldı? Yıllardır böyle nasıl yaşadığımızı sanıyorsun sen?”
Bu sırada kadının âşığı olan adam yatakta çıplak bir halde korkudan titremektedir!
Öfkeli koca şahit olarak yanına aldığı gence sorar:
“Söyle, ben ne yapayım bu adama, ha?”
Delikanlı cevap verir:
“Valla bence üstünü ört abi, üşüyüp hasta olmasın!”

GÜNÜN SÖZÜ

Seni sırtından vurana hiç kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin!

11rahmibey_aynen