Yüksek Seçim Kurulu’nun hukuk dışı desteğiyle (kıl payı) önde çıkan “Evet” oylarının yaratacağı sıkıntıları ileride hep beraber yaşayacağız. Ufukta mutluluk görünmüyor!
Böyle şaibeli bir oylamayla ülkenin siyasal rejimi değiştirilmez!
Eğer rejim değişecekse, bunun mutlaka nitelikli çoğunluğa dayanması gerekir. Oysa bu sonuç sağlanmamıştır.
Eşitsiz, adaletsiz, devletin bütün imkânlarının hoyratça kullanıldığı kirli bir yarışta “Evet” oylarının (hileli olduğu iddia edilen mühürsüz oy pusulaları ile) az farkla önde çıkması başarı değildir. Bu nedenle “Evet” cephesinin zafer kutlamaları gülünç oluyor!
İktidarın, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya gibi büyük şehirlerdeki yenilgisi de ülkede önemli bir değişim yaşandığını gösteriyor.
“Tek Adam” yönetiminin ne gibi sakıncalı sorunlar yaratacağını hep beraber göreceğiz.
Ülkemizin en deneyimli siyasetçisi Deniz Baykal’ın tabiriyle Türkiye, dünyada Avrupa, Amerika ve Japonya gibi ülkelerin bulunduğu Süper Lig’den çıktı ve “Mahalli Lige” düştü.
Artık maalesef “Ortadoğu” ligindeyiz!
Demokrasi ve uygarlıktan küme düşmek bir ulusa asla şeref getirmez!

İki işadamı kaybetti!

İşadamı Ali Ağaoğlu, referandumda “Evet” oylarının yüzde 65 çıkacağına dair 10 kişiyle bahse girmişti.
Bu uçuk iddiayı duyan birçok kişi Ali Ağaoğlu ile bahse girmek için eş, dost, tanıdık aradı, aracılık yapmalarını istedi. Kaç kişi başvurdu bilmiyorum ama bahse girenlerin sayısının son olarak 26’ya kadar yükseldiğini duydum.
İddia bir takımı 27 bin lira olan “Tom Ford” marka elbise idi.
Akla ve mantığa uymayan bu iddiası nedeniyle Ali Ağaoğlu yaklaşık 700 bin lira civarında bir para kaybetmiş durumda.
Yalnız Ali Ağaoğlu değil, AKP yanlısı işadamı Ethem Sancak da “Evet” oylarının yüzde 65 olacağını iddia ederek 30 kişiyle takım elbisesine bahse girmişti. Fakat, Ethem Sancak’ın elbiseleri daha ucuz cinsten... O da toplam olarak 400 bin lira civarında bir kayba uğradı.
Bunlar, işadamları için hiç önemli bir para değil. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez! Bahisten kaybettikleri paranın kat kat fazlasını iktidardan çıkarırlar! Sizin gibi, bizim gibi, “garip gureba” değiller ki!

Kanlı Rabıta örgütü

Hüseyin Hakkı Kahveci, Uğur Mumcu gazeteciliğinin günümüzdeki temsilcilerinden biridir.
Kahveci, rahmetli Uğur Mumcu’nun açtığı pencereden bakarak Rabıta örgütünü, resmi adıyla Dünya İslâm Birliği’ni, El Kaide ve IŞİD terör örgütlerini inceledi.
İslâm dünyasında yaşanan katliamlarda parmağı olan Rabıta örgütünün karışıp da kanın oluk gibi akıtılmadığı bir coğrafya olmadığını tespit eden Hüseyin Hakkı Kahveci bunları:
“Uğur Mumcu’dan sonra RABITA” adlı kitabında anlattı.
Vahhabi temelli Rabıta’nın düne kadar Çeçenistan ve Bosna iç savaşında “Cihat” adı altında on binlerce Müslüman’ın ölümüne sebep olduğunu, bugün Ortadoğu’da yaşanan kanlı olayların içyüzünü anlatan Kahveci, Türkiye’nin sürüklendiği tuzağa dikkati çekiyor.
“Suudilerin, Türk milletine karşı bin yıllık savaşlarını bugün Arap dünyası olarak ele alabiliriz. Dün de Osmanlı’ya saldıran Araplardı.
Mısır’dan Körfez’e, Arabistan’dan Suriye’ye tüm Arap dünyası, kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne, yıkılan Osmanlı’ya ve daha öncesine bin yıldır kin ve nefret beslemişti. Düşmandı. Hâlâ düşman.”
* İsmail Hakkı Kahveci “Uğur Mumcu’dan Sonra RABITA - Türkiye’ye Kurulan Tuzak” adlı kitabını 22-23-24 Nisan günleri İzmir Kitap Fuarı’nda, Ulak Yayınları Standı’nda imzalayacak.)

Atatürk’ün Yanı Başında

Atatürk’ün kütüphanecisi olarak tanınan rahmetli Nuri Ulusu, Ata’ya 12 yıl hizmet etmiş ve ölümünde de yanı başında bulunmuştu.
Nuri Ulusu’nun oğlu Mustafa Kemal Ulusu, babasının anılarını toplayarak, Atatürk’ün hiç bilinmeyen yanlarını bir kitap halinde yayınladı.
Aradan 8 yıl geçti ve çok ilgi gören kitabın 20’nci baskısı yapıldı.
Bu Pazar günü, 23 Nisan Bayramı nedeniyle İstanbul Hasköy’deki ünlü “Rahmi Koç Müzesi”ne davet edilen Mustafa Kemal Ulusu, saat 14.00’de hem bir konuşma yapacak, hem de babasının ilginç anılarını anlattığı “Atatürk’ün Yanı Başında” adlı kitabı okurları için imzalayacak.

GÜNÜN SÖZÜ

Tanrının adalet değirmeni ağır ama iyi öğütür!

1