Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşü” iktidarı gerçekten korkutmuşa benziyor.
Büyük yürüyüşü engellemek için Düzce’de yola kamyonla dökülen gübrelerden sonra, gözdağı ve tehditler de gırla gitmeye başladı.
AKP’nin kraldan çok kralcıları, çok kabadayı adamları var: Bunların adalete, hak ve hukuka, demokrasiye, insan haklarına hiç saygıları yok:
“Asarız, keseriz, ağızlarını burunlarını kırarız” gibi lâflarla akılları sıra yürüyen binlerce insanı korkutmak istiyorlar.

*  *  *

Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Talat Yavuz diye bir adamcağız var. Bakınız nasıl tehdit ediyor?
“Düzceli bir vatandaş yola gübre dökerek sizi uyardı. Biz de uyarıyoruz. Sivil itaatsizlik hakkımızı kullanırsak kaçacak cezaevi bile bulamazsınız. Gerekirse, tatile giden bütün üyelerimizi göreve çağırır, Maltepe’yi size dar ederiz” diye gözdağı veriyor.
AKP’li bir Meclis Üyesi olan Emrullah Kavuz adındaki biri de, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na kahramanca (!) sesleniyor:
“Ey Kılıçdaroğlu!
Bugün bazı dış güçlerin, FETÖ’nün, HDP’nin uşaklığını yaparak yürümeye başladın. Şunu kafana sok ki, bizler Reis’in ağzından çıkacak tek bir kelimeye bakarız. Tek bir kelimeyle ölürüz, öldürürüz!”
Vay vay! Ne kabadayı insanlar bunlar!
Bu tehditler karşısında “Adalet Yürüyüşü” yapan binlerce kişinin ödü kopmuştur muhakkak!

*  *  *

İşte iktidarın ülkeyi getirdiği nokta bu...
Memleket böyle antidemokratik, dengesiz insanlarla dolu...
Bu kafada olanlarla nasıl arkadaşlık, dostluk, kardeşlik kurulur? Bu ülke böyle sakat düşünceli, zavallı insanlarla nasıl huzura kavuşur?
İşin en hazin tarafı AKP yönetiminin bu tür çağ dışı insanlara göz yumması ve onlara “Dur” dememesi!
Bu kafalarla toplumumuzdaki bölünme ve kutuplaşma her geçen gün biraz daha keskin hatlarla şekilleniyor. Yazık ediyorlar ülkemize!

Bir zamanlar maziye bak!


AKP Genel Başkanı Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli’den çok memnun.
Önceki gün CHP’ye sert sözlerle yüklenirken, Bahçeli’nin MHP’sini överek:
“Özellikle ülkeye ve millete olan muhabbetlerinden şüphe duymadığımız MHP kritik konularda olumlu ve sağduyulu duruş gösteriyor” dedi.
Böylece Devlet Bahçeli ve adamları Erdoğan’ın gözünde “Eşref-i mahlûk” sınıfına girdi.
Çünkü aynı Erdoğan’ın, daha önce Devlet Bahçeli için söylediği ağır sözlerden biri şöyleydi:
“Bin bozkurtla Kasımpaşa’ya kadar kovalarmış. Allah Allah... Sayın Bahçeli, sen bozkurtlarla mı dolaşıyorsun? Bozkurtların sana hayırlı olsun. Ben bozkurtla dolaşmıyorum. Ben ‘Eşref-i mahlûk (yaratıkların en şereflisi) olan insanlarla dolaşıyorum.”
O tarihte Devlet Bahçeli kızıp köpürmüş, bu sözlerin bozkurtlara ağır hakaret olduğunu düşünerek Erdoğan’a;
“Evet, ben bir bozkurt olarak elbette bozkurtlarla dolaşıyorum. Ama senin etrafında eşref-i mahlûk olarak gördüklerin aslında ‘esfel-i sefilindir (sefillerin en sefili)” diye sert cevap vermişti.

*  *  *

Aradan zaman geçti, köprünün altından çok sular aktı ve bu ağır sözler unutuldu.
AKP Genel Başkanı Erdoğan şimdi, kendisine koltuk değneği olan ve AKP’nin en zora düştüğü zamanlarda “Kurtarıcı melek” olarak yardıma koşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye toz kondurmuyor.
Devlet Bahçeli de, kendi partisini batırma pahasına iktidara stepne olmaya devam ediyor.
Bir zamanlar maziye bak! Bizdeki siyaset böyle işte!

TEBESSÜM

Bir şey istemeyen siyasetçi!


Yaşanmış bir olay! İktidara mensup bir politikacı, insanları kasaba meydanında toplamış konuşuyor:
“Biz koltuk, makam, köşk, saray, unvan peşinde koşmuyoruz.”
Vatandaşlar atıp tutan siyasetçiyi dikkatle dinlerken adam hızını kesmeden devam ediyor:
“Biz koltuk düşkünü değiliz... Biz mevki istemiyoruz... Para pul peşinde de değiliz... Biz hiçbir vaatte bulunmuyoruz... Biz hiçbir şey istemiyoruz!”
Arka taraflardan bir ses yükseliyor:
“Anladık, hiçbir şey istemiyorsun... İstemiyorsun da... Öyle ise ne diye böyle kıçını yırtarcasına bağırıyorsun yahu?”

GÜNÜN SÖZÜ

Fikirler cebir ve şiddetle,
top ve tüfekle asla
öldürülemez! (Atatürk)
11rahmibeyicin20cm