Şu muhalefet partilerine ne oluyor Allah aşkına??
MHP’den sonra CHP de, lodoslu havalardaki deniz gibi karıştı, CHP’liler lodos balıklarına dönüştü! Malûm, lodoslu havalarda bazı balık türleri şaşkına dönüp karaya vururlar!
Şimdi her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.
Bu hâliyle CHP ülkeye umut olabilir mi? Çok zor!
MHP ise zaten ortada yok. Öyle bir parti kalmadı! Sadece “zoraki” Genel Başkan Devlet Bahçeli ve onun çevresinde küçük bir grup var... Onlar da Balgat’taki merkezde çıkarları gereği oturuyorlar. Memleket filan umurlarında bile değil!
Geçtiğimiz günlerden birinde Devlet Bahçeli “MHP yama partisi mi?” diye gürledi.
Peki, yama partisi değilse ne partisi?
Bahçeli, her dönemde AKP iktidarına yama olmadı mı? Bu yamaların hangi birini sayalım? Zaten tüm kamuoyu biliyor!
AKP’nin 2002 yılında iktidara gelmesini de, 15 yıl boyunca iktidarını sürdürmesini de önemli ölçüde Devlet Bahçeli sağladı. Gerekirse yaptıklarını bir bir sayarız!
Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan, Koray Aydın, Süleyman Sazak gibi gerçek ülkücülerin Devlet Bahçeli’ye isyan etmeleri bundandır.

*  *  *

Her zaman söylüyorum. MHP, potansiyeli büyük bir partidir, çok güçlü duruma gelebilir, devlet yönetiminde söz sahibi olabilir ama Devlet Bahçeli ve ekibiyle değil...
Onlar MHP gemisini dibe batırdılar, bir daha su yüzüne çıkartmaları mümkün
görünmüyor. O kadro, ilk genel seçimde Meclis dışında kalır. Oysa bu ülkenin MHP gibi bir partiye çok, ama çook ihtiyacı var.

İki Türkiye


Ziya Müezzinoğlu...
Siyasetle ilgilenen herkes bu ismi iyi hatırlar.
Geçmiş dönemin ünlü Maliye Bakanı...
Büyükelçi, MİT Genel Sekreteri, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı, Ortak Pazar Daimi Temsilcisi olarak devlete fiili hizmeti 75 yılı geçti.
1919 Kayseri doğumlu...
98 yaşında ve dalya demeye sadece iki yılı var.
Çok sevdiği eşi Yaşar Perihan Hanım’ı kaybettikten sonra yapayalnız kaldı.
Ziya Müezzinoğlu, sadece hizmetkârlarıyla yaşadığı evinin penceresinden hemen her gün dalgın ve mahzun bakışlarla dışarıyı seyrederek iki ayrı Türkiye’yi düşünüyor.
Bugünkü Türkiye, onun umduğu, özlediği Türkiye mi?
Hayır! Türkiye böyle olmamalıydı!
“İKİ TÜRKİYE” Ziya Müezzinoğlu’nun anılarını anlattığı ilginç bir kitap.
Onun, imzalayarak değerli meslektaşım Hulusi Turgut vasıtasıyla bana gönderdiği kitabı okudum. Ziya Bey, engin tecrübesiyle İki Türkiye gerçeğini anlatıyor.

*  *  *

Türkiye’yi iki ayrı grupta inceleyebiliriz:
1) Toplumumuzun çağdaş görüntü veren gelişmiş kesimi....
2) Hâlâ Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gibi gelişmemiş yoksul kesim...
Ziya Bey “Bu bana, en büyük beklentim olan ‘Çağdaş, gelişmiş Türkiye’ özlemimin gerçekleşmediğini düşündürüyor” diyor.
“En üzücü olan, Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana kalkınma çabası içinde olan ülkemizde ‘İki Türkiye’ arasındaki farkın, beklediğimden az kapanmış olmasıdır” diyen Ziya Müezzinoğlu şöyle devam ediyor:
“Kaygı verici olan, günümüzün iktidarının, toplumun tümünü kavramayan politikalarıdır.
‘Benden olanlar ve ötekiler’ ayrımının, iki toplum arasında soğuklaşmaya, yabancılaşmaya neden olduğunu ve farklılıkları körüklediğini kaygıyla gözlemliyorum.
Bu politikanın yalnızca kalkınmamıza zarar vermekle kalmayıp, muhtaç olduğumuz toplumsal kaynaşmaya da, ulusal bütünlüğe de zarar verecek mahiyette olduğu kaygısını taşıyorum.”
Ziya Müezzinoğlu’nun anılarından büyük dersler alınabilir. (İki Türkiye -Tarihçi Kitabevi)

TEBESSÜM

Balık taze mi, bayat mı?


Temel, Karadeniz’den İstanbul’a gelmiş, işleri varmış. Acıkınca bir lokantaya girmiş:
“Hamsi var midur?”
“Hayır efendim, hamsi yok ama nefis lüfer var.”
“Taze midur?”
“Bugün tutuldu.”
“Öyleyse yap bir porsiyon.”
Lüfer gelmiş. Karadenizli Temel balıktan iyi anlar. Eğilmiş tabaktaki lüferle konuşmaya başlamış. Lokantacı merak etmiş:
“Hemşerim balık konuşur mu?”
“Konuşur, konuşur!”
Lokantacı dalga geçmiş:
“Ne konuştunuz?”
“Sordum ona... İki ay önce denize anahtarımı düşürmüştüm, gördün mü? O bana cevap verdi: Ben denizden çıkalı üç ay oldu!”

GÜNÜN SÖZÜ

Kendilerini başkalarının
kurtarmasını bekleyen
kişiler yalnız kölelerdir!

12rahmibey30cm