Yunanistan, Türkiye’ye arsızca ve hayasızca posta koymaya devam ediyor.
Bu şımarıklıkta ülke olarak bizim de kabahatimiz var tabii...
Ege’de 18 Türk adasının zorbaca işgaline akıl almaz bir şekilde göz yumduktan sonra, Genelkurmay Başkanı’mız Hulusi Akar, Ege’de turistik bir gezi yapıp Kardak kayalıkları önünde “Hatıra fotoğrafı” çektirdi.
Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias, “Türk Genelkurmay’ı isteseydi de Kardak Adası’na çıkamazdı” diye dalgasını geçti.
Dışişleri Bakanımız Mevlût Çavuşoğlu bu sözlere tepki göstererek “Genelkurmay Başkanı’nın görevi adaya çıkmak olsaydı çıkardı. Unutulmasın, çıkacağımız zaman çıkmamız gereken yerlere çıktık” diye cevap verdi.
Sayın Çavuşoğlu, kusura bakma ama boş lâflar bunlar!
Ege’de 18 Türk adası birer birer zorbaca işgal edilirken, siz neredeydiniz? Neden hiç sesinizi çıkartmadınız?
Bilmiyor muydun yoksa? Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Albay Ümit Yalım, işgal fotoğraflarını herkese yolladı, yeri göğü inletti. Haberin yok mu?

*  *  *

MSB eski Genel Sekreteri Ümit Yalım’dan bir mesaj aldım. Diyor ki:
“Yunanistan’ın yeni Kara Kuvvetleri Komutanı ilk ziyaretini Yunan işgali altındaki İzmir Koyun Adası’na yaptı.
Korgeneral Stefanis, hiçbir engelle karşılaşmadan Koyun Adası’na gelerek Yunanistan bayrağı altındaki işgalci Yunan askerleri ile birlikte fotoğraf çektirdi.
İzmir’in Koyun Adası, 6 millik Türk karasuları içinde bulunuyor.”
Sayın Mevlût Çavuşoğlu...
Ey Dışişleri Bakanı!
Buna ne buyuruyorsunuz?
İktidarınızın vatan topraklarını koruma, kollama veya kurtarma gibi bir niyeti var mı, yok mu? Bunu bir açıklayın da millet öğrensin!
“Genelkurmay Başkanı’nın görevi Kardak’a çıkmak olsaydı çıkardı” demek yuvarlak konuşmak anlamına gelir.
Vatandaş senden cevap bekliyor:
İşgal edilen 18 Türk adasını Yunanistan’a bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız? Sen bundan haber ver!

Evlilik programları büyük aldatmaca!


Televizyonlarda izlenme rekorları kıran “Evlilik Programları”nı izleyenler kadar, şikâyet edenler de rekor düzeyde...
Şikâyetçiler hiç de haksız değil...
Tartışma, dalaşma kavga eksik olmuyor!
Evlenecek kişiler tanışır tanışmaz böyle birbirlerini yer mi?
Ekrana hemen her gün aynı kişiler çıkıyor, karşılıklı dalaşıyor, kavga ediyorlar...
Bunlar kadrolu elemanlar!
Dansöz tipli kadınlar göbek atıyor, bazıları şarklılar söylüyor, kimileri ağlıyor, sızlıyor! Evlenme filan yok. Bin kişiden biri evlenirse ne âlâ!
Yalan, dolan, iftira, her şey var!
Kavganın hiç eksik olmadığı, insanların birbirlerini aşağıladığı programlar toplumda haklı bir infial oluşturuyor.
Bunlara “Evlilik programı” demeseler ve “Bu bir şovdur, oyundur” deseler kimsenin itiraza hakkı olmaz. Fakat “Evleneceksen gel” diye halkı kandırıyorlar. Kötü olan bu! Her tarafı sahtelik kokan bir aldatmaca!

*  *  *

Şikâyetler hız kesmeden devam edince olay Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne aksetti ve Meclis’te bir alt komisyon kuruldu.
Bu komisyon tüm evlilik programlarını mercek altına alacak!
Meclis’e rekor düzeyde şikâyet geldiğini doğrulayan TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı İstanbul Milletvekili Belma Satır:
“TV’lerdeki evlilik programlarında aile bütünlüğünü bozan unsurlar var. TV kanallarının kendilerine çekidüzen vermeleri şart. Bazı ahlâk dışı olayların karşılığının para olmadığının bilinmesi gerekiyor” diyor.

TEBESSÜM

Neden “Hayır” diyor?


Temel ile Fadime nişanlıdır ve düğüne bir hafta kalmıştır. Temel ha bire Fadime’yi sıkıştırıyor ve:
“Artık sabrım tükendi Fadime.. Hadi n’olur bizim eve gidelim.. Biraz eğleşiriz! Nasıl olsa haftaya evleneceğiz!” diyor.
Fadime’nin kanacak gözü yoktur. Hep “Hayır! Hayır! Vallahi olmaz, Hayır!” diye direniyor. Temel’de öfkeyle bağırıyor:
“Neden direniyorsun? Neden inatla ‘Hayır’ diyorsun?”
Fadime acı acı tebessüm ediyor:
“- Yoo... Yağma yok öyle! Her seferinde beni böyle kandırdılar! Artık yaş tahtaya basmam!”

GÜNÜN SÖZÜ

Kedinin aklına ciğer,
eşeğin aklına karpuz
kabuğu düşürmeyin!

11rahmibeyicin20cm