23 Ağustos 2017, hem akıllı telefon dünyası hem de Samsung için çok önemli bir tarihe dönüşmüş durumda. Çünkü artık resmi olarak biliyoruz ki 23 Ağustos’ta New York’ta Samsung tüm dünya önünde belki de şirket tarihinin en önemli sınavını verecek. Ve bu tarih sadece Samsung için değil aslında biz tüketiciler için de çok önemli.
Neden mi, şöyle anlatayım. Samsung, onca dev arasında Apple’a kafa tutabilen tek şirket gibi görünüyor.
Samsung ile Galaxy S ilk çıktığı gün tanışmıştım. Ve Note serisi piyasaya çıktığında bir teknoloji “manyağı” olarak aklımı kaçırmıştım. Ve başarısız olan son nesle kadar Note akıllı telefon kullandım. Piyasaya çıktığı ilk zamanlarda herkesin kaşını kaldırarak baktığı cihaz bir süre sonra kendi sınıfını yarattı ve sonunda Apple bile bu rüzgara karşı koyamayıp Plus serisi akıllı telefonlarını çıkarmak durumunda kaldı.
Samsung şu anda Galaxy S8 ile bana göre piyasadaki en yenilikçi ve şık cihaz ile en parlak dönemlerinden birini yaşıyor.

MEYDAN OKUMA

Ama bu lansman çok kritik. Bu cihaz ile geleceğe dair vizyonunu yansıtacak olan firma aynı zamanda son çeyrekte piyasaya çıkmasını beklediğimiz iPhone 8 (Umarım 7S serisi çıkmaz) öncesi Apple’a son meydan okumasını yapacak.
Sanırım akıllı telefon dünyasında uzun süredir böyle bir düello yaşanmadı.
Umarım Samsung oyunda kalmayı başarır ve bu rekabet belki fiyat değil ama teknik özellik olarak bize yarar.

İnsansız otomobile Audi’den dev adım!


Gerçekten bu insansız otomobil ya da otonom sürüş konusunu heyecanla takip ediyorum. Sanırım bunda eski bir otomobil yazarı ve hep otomobil aşığı olmamın da büyük etkisi var. Geçen hafta yeni  Audi A8 tanıtıldı. Ve otomobildeki otonom sürüş seviyesi gerçekten beni çok şaşırttı. Seviye 3 olarak tanımlanan otonom sürüş sistemi, ağır trafikte otomobilin kontrolünü tamamen yapay zeka devralıyor ve sürücü araçtaki televizyonu izlemeye başlıyor. Saatte 50 kilometre hıza kadar sistem devrede kalıyor ve herhangi bir sıkıntı olduğunda sürücünün desteğini istiyor. Üstelik otonom sistem bununla da sınırlı kalmıyor. Otomobil siz araçtan indikten sonra kendi kendini park edip, parktan çıkabiliyor. Bu sistem, diğer otomobil üreticilerinin sunduğu otomatik park sistemleri gibi sadece öne arkaya hareket etmiyor, parka girmek için direksiyonu da çevirebiliyor. Otomobil bu performans için bir kamera, bir ultrasonic sensör ve bir de radar kullanıyor.