GİZLİ DOSYALARI VAR
Netflix, Blutv, Puhutv ve iTunes filmleri tüm televizyon izleme alışkanlığımı değiştirmiş durumda. Hayatımda ilk kez Digiturk paketlerimi azaltmayı düşünüyorum.
Çünkü son zamanlarda Digiturk eski içerik üretme başarısından uzak, film paketleri giderek kalitesini yitiriyor.
Ama Digiturk’ün gizli dostları var. Adeta dijital televizyon deneyiminin önüne set çeken, kullanıcı özgürce seçim yapamasın diye elinden geleni yapan gizli dostlar. Kimden mi bahsediyorum? Tabi ki internet servis sağlayıcıları.
Bakın ben evinde fiber internet olan az sayıda şanslı insandan biriyim. Ayda 250 GB sözde limitsiz ama AKN’li paket kullanıyorum. Hızım 100 MB. Ve her ayın sonunda mutlaka 50 GB ek paket almak zorunda kalıyorum. Tüm bu aktivite bana ayda 150 liraya mal oluyor. Bu da benim için artık neredeyse ayda aynı paraya gelen Digiturk ile Apple Tv arasında seçim yapmamı gerektiriyor.
SEVİNCİMİZ KISA SÜRDÜ
Tam bu noktada BTK’nın artık AKN yani Adil Kullanım Noktası uygulamasını kaldıracağı, gece 02.00’dan sonra yapacağımız kullanımların kotadan düşmeyeceği, hızımızın kullandığımız paket seviyesinde düşürüleceği gibi harika kararları çıktı ortaya. Ancak sevincim kısa sürdü.
Çünkü anladık ki internet servis sağlayıcıları AKN gider gitmez yerine kota belasını geri getirmeye ve fiyatları korkunç seviyelere çekmeye hazırlanıyor. Basına sızan ilk fiyat taslakları bugünden daha da pahalı bir internet kullanımına işaret ediyor. Şimdilik servis sağlayıcılar biraz da Donanım Haber gibi sitelerin yerinde yayınlarıyla oluşan kamuoyu baskısıyla yeni tarifeleri açıklamadılar. Ama belli ki kabus geri dönecek. Ve sözde yeni teknolojiyi destekleyen, vizyonu dağlar kadar yüce internet servis sağlayıcıları modern zamanlara adaptasyonumuzla pek ilgilenmiyor. Görünüşe göre yine AKN kaldırılmasıyla hevesimiz kursağımızda kalacak. Ve Digituk gibi firmaların da ekmeğine yağ sürecek. Oluşmayan rekabet ortamında da evet tabi ki olan biz sadık tüketiciye olacak!
LG G6 ile geri döndü
Evet, akıllı telefon test etmeyi çok seviyorum. Ve bugünler yeni modellerin bir bir piyasaya çıktığı günler. Bu kez LG’nin yeni amiral gemisi G6’yı kullandım son bir hafta. Şunu açıkça söyleyebilirim ki LG bu cihazla akıllı telefonda ben de varım diyor.
Tasarım açısından hafif bir Samsung S7 çağrışımı olsa da kendi adıma genel olarak verdiği havayı sevdim. LG, bu cihazda daha güvenilir bulduğu için yeni Qualcomm Snapdragon 835 yerine bir önceki nesil 821’i tercih etmiş. Tasarım açısından biraz muhafazakar görünse de günümüz tasarım trendlerine uymuş. Cihazın ön çerçevesi hayli ince, arkası Gorilla 5 dayanıklı cam kaplı.
ARAYÜZ YENİLENDİ
Çift kamerası çıkıntı yaratmıyor ve açma kapama düğmesi LG’de alıştığımız üzere arkada. Micro SD kart desteği tam 2TB. Cihazın ekranı 2880x1440 çözünürlüğe sahip ve pırıl pırıl bir ekran deneyimi sunuyor. LG ilginç bir seçimle OLED teknolojisi yerine LCD teknolojisini tercih etmiş. Fullvision adı verilen 18:9 ekran daha çok içeriği kaydırma yapmadan görmenize olanak tanıyor. Tamamen yenilenen arayüz ikonlarını kendi adıma çok çekici bulmadım. Ama tabi bu zevk meselesi.
LG G6’nın çektiği fotoğrafın netliği ve renkleri gayet iyi. Ancak düşük ışık performansı zayıf.Kamera tabi ki en çok merak ettiğim özelliğiydi. Hele de ilk elime aldığımda arkada çift kamerayı görünce. LG bir önceki modelinde de çift kamera kullanmıştı. Ama bu kez iki kamera da 13 MP. Bugün örnek fotoğrafımı bir pazar kahvaltısı şeklinde paylaşmak istedim. Gördüğünüz gibi çok aydınlık olmamasına karşın netlik ve renkler gayet iyi. Ancak düşük ışık performansı o kadar da müthiş değil. Ancak optik zoom özelliğini ben çok seviyorum. Görüntü kalitesinden ödün vermeden yakın çekim yapmak keyifli.
LG G6 genel özellikleriyle günceli yakalamayı başarmış ve kullanmanın zevk olduğu bir cihaz. Eğer vergi sistemi yüzünden fiyatı bu kadar yüksek olmasaydı S8’e müthiş bir alternatif olabilirdi. Sanırım sürüden ayrı durmayı sevenlerin tercih edeceği iyi bir alternatif olarak pazarda yerini alıyor.…
