“Ergenekon” olarak bilinen soruşturma sırasında “gizli tanıklar” ortaya çıkmış, alabildiğine bir ihbar dönemi başlamıştı. İnsanlar “Ergenekoncu”, “darbeci” diye yaftalanıyordu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da benzer durumlar yaşanıyor.
Değişik kesimlerde çalışanları örgüt mensubu olarak yaftalayanlar, zaten huzursuz olan kamu görevlilerini daha da huzursuz hale getiriyor. Kendini bilmez bu kişiler yüzünden devletin istihbarat birimleri de yara alıyor. Çünkü onlar adına öyle komik olaylara karışıyorlar ki sormayın gitsin...

25 YIL ÖNCE DUYMUŞ

Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı döneminde, Muhafız Alay Komutanlığı’nı Hamza Koçyiğit yapıyordu. Son olarak EDOK’ta görevli Tümgeneral Hamza Koçyiğit, İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 9 ay önce FETÖ’ye üye olmak suçlamasıyla tutuklandı. Savcının tutuklamaya sevk yazısında, Koçyiğit hakkındaki suçlama, “Abdullah” kod isimli subayın, “1992 yılında Hamza Koçyiğit’in iyi bir cemaatçi olduğunu ağabeylerden duymuştum” sözleri ile gizli tanık olan bir albayın “Hamza Koçyiğit cemaatçidir” sözlerine dayandırılmış.
Gizli tanığın, 25 yıl önce “duyduğunu” söylediği “Fethullahçıdır” sözüyle insanlar tutuklanıyorsa mutlaka bunda bir yanlışlık vardır. Tutuklama gerekçesinde yazılı olanların dışında savcılığın elinde ne olduğunu da ancak mahkeme aşamasında öğreneceğiz. Dileğimiz gerçeklerin kısa sürede ortaya çıkmasıdır.

FİŞLEME SKANDALI PATLADI

Mevlüt Sıvacı, geçen yılın mayıs ayından bu yana iş arıyor. Arkadaşı M.K. ona yardımcı olmak için MİT mensubu olduğunu söylediği Leyla B. ile tanıştırdı. Kadın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne bağlı olarak çalışacak 25 MİT görevlisi alacaklarını söylüyor. Buluştukları kafede kendisi gibi MİT mensubu olmak isteyenler de bulunuyordu. Kadın, MİT’te daire başkanı olduğunu, Cumhurbaşkanlığı’nda kurulacak MİT’e bağlı oluşumun başında kendisinin bulunduğunu anlatıyor. Onlardan CV’lerini istiyor. Yanında CV’sini getirenlerden birisi de Mevlüt Sıvacı’ydı. Onun özgeçmişini okuduktan sonra “Seni özel şoförüm yapacağım” dedi ve en geç 21 Mayıs’ta göreve başlayacağını anlattı.
Buraya kadar olan bölümde kimseden para-pul istenmedi. İlerleyen günlerde yine bir araya geleceklerdi. Bazıları kadından şüphelenmiş olacak ki, “Madem MİT mensubusun bize kimliğini göster” dedi. Kadın, “Kendimi ifşa edemem” dedi ve isteği kabul etmedi. Leyla B.’nin babası rahatsızlandığında hepsi hastaneye koştu. Kadın onlara Milli Eğitim Bakanlığı’nda görevli müsteşar yardımcıları, genel müdürler, bazı daire başkanlarının isimlerinin yazılı olduğu listeyi gösterdi.

İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANI

İsimlerden kimisinin karşısında “FETÖ’cü”, kimisinde “PYD-PKK”, kimilerinde “Gezici”, “Hayırcı”, “28 Şubatçı” yazıyordu. Mevlüt Sıvacı, listedeki isimlerden Genel Müdür Salih Ayhan’ı tanıyordu. Gidip bu durumu Ayhan’a da söyledi. Ayhan’ın yönlendirmesiyle Sıvacı, Teftiş Kurulu Başkanlığı’na dilekçe verdi ve olayın içine müfettiş ve emniyet de girmiş oldu. Bu olay, Milli Eğitim’de bir skandalın patlamasına neden oldu. Bir daire başkanının böyle bir liste hazırlayıp fişleme yaptığı iddiasıyla bilgisayarına el konuldu.
Gelelim, Leyla Hanım’a... İfadesinde, Mevlüt Sıvacı’yı, Ankara 2. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği İdari Hizmetler Başkanı Adem Kucur’un şoförü aracılığıyla tanıdığını, Kucur’un ise üniversiteden arkadaşı olduğunu öne sürüyor, kendisini MİT mensubu değil ama iş bulmak istediği kişilere Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı olarak tanıttığını kaydediyor.
Leyla Hanım ifadesinde, iş bulmak istediği 30 kişiden CV’lerini istediğini kabul ediyor, “Onları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gönderecektim” diyor. Peki, Leyla Hanım’ın elindeki fişleme listesi nereden gelmişti. İddialı ifadede yer alan bölümden aktaralım:
“Adem Kucur, beni istihbaratçı olarak bildiği için Milli Eğitim’de görevli personelin (15 kişi) isimlerinin bulunduğu, karşılarında FETÖ, 28 Şubat, Gezi Eylemcisi, Mason, Yolsuzluk, Hayırcı yazılı renkli bilgisayar çıktısı verdi. Ben de, listeyi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne ulaştıracağımı söyledim.”
Böyle bulanık havaları sevenler vardır. Ortalık gizli tanık, sahte MİT’çi, sahte emniyet istihbarat dairesi mensubu kaynıyor. Aman dikkat!