Türkiye ile Almanya arasında ilişkilerin gerilmesi, hemen her alanda kendini gösteriyor. Gürcistan’ın Batum kentinde Avrupa Anayasa Mahkemeleri 17. Kongresi, Litvanya’nın Vilnius kentinde Dünya Anayasa Yargısı Konferansı düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın, Alman Anayasa Mahkemesi heyeti tarafından protesto edildiğini, Anayasa hukukundaki gelişmeler hakkında Almanca ve İngilizce yayın yapan verfassungsblog.de sitesinde yayınlanan makaleden öğrendik.
Batum’da yapılan kongrede Türk Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın konuşma yapmak istemesi üzerine Alman Anayasa Mahkemesi heyetinin salonu terk ettiği öne sürüldü. Anayasa Mahkemesi raportörlerinden Mücahit Aydın bu yazıya yaptığı yorumda, iddianın doğru olmadığını, Alman heyetinin Türk Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın kürsüye çıkar çıkmaz salonu terk ettiğini yazdı. Ayrıca Litvanya’da ise bizzat kendisinin Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan ile Alman Anayasa Mahkemesi üyesi Eichberger arasındaki diyaloğa şahit olduğunu ve blogdaki yazının tarafsız olmadığını öne sürdü.

YORUM ÜZERİNE RESMİ AÇIKLAMA

Alman Anayasa Mahkemesi, blog sayfasında raportör Aydın’ın yorumu üzerine resmi bir açıklama yaptı. Açıklamada, Batum’da Alman heyetinin salonu terk etme sebebi, Türk Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın konferans programında yer almamasına rağmen çıkıp konuşmuş olması gösterildi.
Litvanya’daki olayda ise Türk Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın, Alman Anayasa Mahkemesi üyesi Eichberger ile tartışmasına ilişkin eleştirinin de gerçeği yansıtmadığı ifade edildi. Eichberger’in, Türk Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın Türkiye’de darbe teşebbüsü sonrası gerçekleşen hakim-savcı ihraçlarını iki Almanya’nın birleşmesinden sonraki olaylarla kıyaslanmanın anlamsız olduğunu vurguladı.
İnternet sitesi üzerinden bir Anayasa Mahkemesi’ne karşı, başka bir ülkenin Anayasa Mahkemesi resmi açıklama yapmış oldu. Bu açıklama üzerine Anayasa Mahkemesi Raportörü Mücahit Aydın, ilk yorumunda “kişisel” olduğunu belirtmeden görüşünü ortaya koymasına rağmen Alman Anayasa Mahkemesi’nin açıklamasına karşılık “kişisel görüşü” olduğunu kaydedip şöyle yazdı:
“Bu yorumum Türk Anayasa Mahkemesi’ni bağlamaz. Hem Gürcistan’da hem de Litvanya’da yaşananlar şık değildi. Türk Anayasa Mahkemesi yapıcı eleştirilere her zaman açıktır. Ama sonuçta Almanlar nezakete aykırı davrandılar. Bununla da Türkiye’nin iç koşullarını bilmediklerinden kaygılandıklarını anladım.”
Karşılıklı açıklamalar üzerinde Twitter’da pek çok kullanıcı iki Anayasa Mahkemesi’nin internet üzerinden karşı karşıya geldiği şeklinde yorumlar yaptı. Bazı üyeleri FETÖ’den tutuklanan Anayasa Mahkemesi, CHP’nin yaptığı her başvuruya da soğuk bakıyor. O yüzden yabancı ülkelerde olduğu gibi Anayasa Mahkemesi gündemden hiç düşmeyecek gibi gözüküyor.

Yeni çıkan kitaplar


- SİZ YÜRÜRKEN, BEN YATARKEN YAZI-YORUM: Enis Berberoğlu, Türk basınının seçkin isimlerinden biridir. Milletvekili seçildikten sonra bugün cezaevinde olduğuna, hem de casusluk gibi suçlamayla hüküm giymesine kimse inanamıyor, onu tanıyanlar bu suçlamayı da asla konduramıyor. Her şeyi açık olan, sır olmaktan çoktan çıkmış konular, Berberoğlu tarafından ilk kez açıklanmış gibi gösterildi. İstinaf Mahkemesi de açıklananların sır olmadığına karar verdi. Ama Berberoğlu hâlâ cezaevinde... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Adalet” diye Ankara’dan İstanbul’a doğru yürüyüş başlattığında, Berberoğlu da cezaevinde “Siz Yürürken, Ben Yatarken Yazı-Yorum” demeye başlamıştı. Yazdı ve o kitabı şimdi raflarda...

- SEN KİMSİN?: Bu, Yılmaz Özdil’in yeni kitabı. Soran, sorgulayan, yorumlayan, iğneleyen Özdil, kimin ne olduğunu kitabında ortaya koyuyor. Aslında onların kim olduğunu toplum çok iyi biliyor. Hele siyasette, bu sözler o kadar çok kullanılıyor ki, insanların da bunu söyleyenlere “Sen kimsin?” diyesi geliyor. Ama günümüzde bunları yazmak, konuşmak da kolay değil. İşte, Özdil, bunları hem yazıyor, hem de konuşuyor.

- ADALET İÇİN YÜRÜMEK: Gazeteci Şükrü Küçükşahin de, Kılıçdaroğlu ile birlikte İstanbul’a yürüyenler arasındaydı. Yürüyüş öncesi, yürüyüş sırasında ve sonrasında yaşananları Küçükşahin “Adalet İçin Yürümek” kitabında topladı. Dünya siyasi tarihinin en uzun yürüyüşü, Küçükşahin’in kalemi ve mesleki titizliğiyle kitaplaştırıldı.

- ENSARLI EĞİTİM: Cumhuriyet Gazetesi yazarı Işık Kansu’nun, eğitim sisteminin giderek vakıf ve derneklere bırakılmasını ele aldığı “Bir Ortaçağ hayaleti: Ensarlı Eğitim” kitabı Telgrafhane Yayınları’ndan çıktı. İktidarın koruma ve kollaması altında eğitimde etkili olan yapıların iç yüzünü ortaya koyan Işık Kansu, “Bunları bugünden bilin” uyarısında bulunuyor.
Önümüzdeki hafta benden de “Kripto Üçgeni” kitabı geliyor. 11 ve 12 Kasım’da TÜYAP Kitap Fuarı’nda Bilgi ve Doğan Kitap standlarında imza günlerinde olacağım.