28 yılı ağır ceza, Devlet Güvenlik Mahkemesi başkanlığı, 6 yılı Yargıtay üyeliği olmak üzere 42 yıl hakimlik yaptı. İmralı Adası’nda kurulan mahkemede, PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ı yargılayan, idam cezası veren mahkemenin de başkanıydı. O, Turgut Okyay’dı.
Belediye otobüsü beklerden, onu evinin yakınındaki otobüs durağında gördüm. “Buyurun birlikte gidelim” dediğimde otobüsünün gelmek üzere olduğunu söyledi. Ardından, “Hiç otomobilim olmadı. Kooperatife girip edindiğim ve halen oturduğum ev dışında da başka bir evim yok. Tek maaşım var. Onunla otomobil alacak bir gücüm de yok. Devletin korunmam amacıyla verdiği otomobille sadece ve sadece hastaneye giderim. Onun dışında asla kullanmam” diyor. Gündem “adalet” olduğuna göre, 77 yaşındaki emekli hakim Okyay’ı dinleyelim:

Turgut Okyay, 28 yılı ağır ceza ve DGM Başkanlığı olmak üzere hayatının 42 yılını adalete adadı. Turgut Okyay, 28 yılı ağır ceza ve DGM Başkanlığı olmak üzere hayatının 42 yılını adalete adadı.


AYAKLAR ALTINDA

“Son Anayasa değişikliğiyle yargı bağımsızlığı tamamen bitirilmiş oldu. Şu anda yargı bağımsız değilse, hukukun üstünlüğü de sağlanamaz. Yargıç bağımsız olmazsa hak ve özgürlükler gelişemez. Adalet olmadığı ülkeye yatırım da yapılmaz, hatta haklı oldukları konularda bile dava açmaya çekinir. Bugün ülkemizde hak ve özgürlükler ayaklar altında.
Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk, asırlar önce ‘Bir ülkede insanlar inançsız yaşayabiliyorlar. Ama adaletsiz asla’ demiş. Bugün, ülkemiz, hukuk devleti olmaktan çıkmış durumda. Adaleti yüceltmek herkesin görevidir. Yargı bağımsızlığına herkesin destek olması lazım. Çünkü en son sığınılacak olan bağımsız ve tarafsız yargıdır.

TARİHE GEÇECEK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü, dünya adalet tarihine geçecek bir yürüyüştür. Demokrasi, hak ve özgürlüklerin gelişmesi için mükemmel bir başlangıç. Bu yürüyüş adalete katkı sağlayacaktır.
Bugün her kesimde adaletsizlik var. Hukuktan örnek verelim: İnsanların elindeki güzel yerleri yeşil alana dönüştürüyorlar. Arkasından yeşil alan olmaktan çıkarıp ranta dönüştürüyorlar. Siyasiler ellerini yargıdan çekmeli ki, yargı bağımsız çalışsın. Ne yazık ki ülkemizde yargı bağımsız değil. Bağımsız yargıya gün gelecek ülkeyi yönetenlerin de ihtiyacı olacak. Ne yazık ki ülkemizde çok büyük adaletsizlikler oluyor.

Okyay, 1999 yılında  İmralı’da teröristbaşı  Apo’yu yargılayan  mahkemenin başkanıydı. Okyay, 1999 yılında İmralı’da teröristbaşı Apo’yu yargılayan mahkemenin başkanıydı.


AJANLAR CİRİT ATIYOR

CHP Genel Başkanı’nın başlattığı yürüyüşe, terör örgütlerinin dahil edilmemesine özen gösterilmeli, propaganda yapmasına fırsat verilmemeli. Türkiye’de ajanlar, provokatörler cirit atıyor. O nedenle çok dikkat etsinler. Benim konuştuğum halen görev yapan hakim ve savcıların da adalet yürüyüşüne gönülden destek verdiklerini biliyorum.
Adaletsizlik hep böyle gitmeyecek. Su akar yolunu bulur. Adaletsizlik de er-geç bitecek. Bugün insanların adalet için yürümeleri çok güzel bir şey. Binlerce insan adalet mağduru. Adalete olan güvenin mutlaka sağlanması, yargı bağımsızlığının yerleşmesi için bu yürüyüşün çok büyük faydası olacaktır.

YARGIYLA KORKUTMA

Yargı üzerinde korkunç bir baskı var. Yargıyla korkutarak, sindirerek insanlar baskı altına alınıyor. Ne yazık ki gerçek durum bu. Bakın, şu anda devam eden Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) dönük operasyonlar var. Doğru, FETÖ büyük tehlike. Peki, bunun siyasi ayağına niçin dokunulmuyor? Partilerde bulunan FETÖ’cüler niçin yargılanmıyor? Biz insanız. Bunları görmezsek, söylemezsek niçin yaşıyoruz?
Fetullah Gülen’i, başkanı olduğum 2 No’lu DGM’de yargılayacaktık. Ancak, Yargıtay üyeliğine seçildiğim için arkadaşlar yargılamayı yaptı. Mahkum edildi. Ancak, yasayı değiştirdiler ve sonunda hakkında beraat kararı verildi.

HERKES MASUMDUR

Abdullah Öcalan’ın davasının mahkeme başkanıydım. 770 gazeteci, yabancı diplomat gelip duruşmayı izledi. Duruşmalarda incir çekirdeği kadar bir kusurumuz olmadığına dünya tanık oldu. Suçluluğu kanıtlana kadar herkes masumdur. Suçlu olduğunu bildiğiniz insana bile haksızlık yapılamaz.
42 yıllık hakimlik görevim döneminde samimiyetle söylüyorum davalarla ilgili hiçbir yerden en küçük tavsiye ve telkinde bulunan olmadı. Çünkü insanlar bağımsız yargı istiyor, buna saygı duyuyordu. Vicdanım o kadar rahat ki anlatamam. Dosyalar gecikmesin diye adli tatillerimi hep çalışarak geçirmek zorunda kaldım. Bu millete helal olsun. Bugün geldiğimiz noktada ise yargı ayaklar altında. İnanın, çok üzülüyorum.

SÖZCÜ’YE YAPILANLAR

Evime giren iki gazeteden birisi SÖZCÜ’dür. İyi ki SÖZCÜ var. Gazetenin sahibi Burak Akbay’a, Cumhurbaşkanı’nın tatil yaptığı yeri yazan İzmir muhabiri Gökmen Ulu’ya, haberi internet sitesinde yayımladığı için Sorumlu Müdür Mediha Olgun’a yapılanları bir yargı mensubu olarak kabul etmem mümkün değil. SÖZCÜ’ye yapılanlar, adalet eliyle baskı ve sindirme politikasından başka bir şey değil.”
Okyay’ın daha söyleyecekleri vardı. Ama, “Otobüsüm geldi. İnşallah ülkede yaşanan haksızlıklar, hukuksuzluklar son bulur” deyip otobüse adım attı.